Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi yeni sanat sezonunu Rus Avangardı sergisiyle açtı. Rus Avangardı, 1910-1930 yılları arasında, dünyanın yaşadığı değişiklikler ve yeniliklerin de etkisiyle, 20. yüzyılın başlarındaki Rusya, 1917 Ekim Devrimi ve sonrasındaki erken Sovyetler Birliği dönemlerinin sanatsal kültürünü yansıtıyor. Serginin başlığı ‘’Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek’’. Duvarlarda sadece büyük büyük yağlıboya tablolar göreceğiniz umarak gitmeyin, hayal kırıklığına uğrarsınız ama sergiyi gezip bitirdikten sonra Rus Avangardı ile ilgili geniş bir bilgiye sahip olacaksınız. İnanın.

        REKLAM

        Serginin sponsoru Sabancı Holding. Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı basın toplantısında, bu sergi önemli bir dönemi ve değişimi anlatıyor, biz de günümüzde büyük bir teknolojik değişim ve dönüşüm içersinde olduğumuzdan bir paralellik kurduk ve sergiyi destekleme kararı aldık dedi.

        Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, "Geçen yıl Rus Devriminin yüzüncü yılıydı. Avangard akım Rusya’da devrimden çok önce başlayan ve özgürlük ihtiyacını ve sanatta yenilik hareketlerini yansıtan bir dönemdi. Bir daha tekrarlanması mümkün olmayan bu dönemi biz de tarafsız ve doğru bir biçimde yansıtmaya çalıştık" dedi.

        Bu sergide müzikten edebiyata, seramikten heykele, resimden gravüre, tiyatrodan filme, dönemin sanattaki tüm yenilik hareketlerini var, sadece tek bir tanesi değil.

        REKLAM

        Rus Avangardı sergisini yapabilmek için Nazan Ölçer bazı özel koleksiyonların dışında Selanik’teki Devlet Çağdaş Sanat Müzesi’ne ve Moskova Rusya Dekoratif Sanatlar ve Multimedya Sanat Müzelerine gitmiş. Selanik Müzesi çok geniş bir Rus Avangardı koleksiyonuna sahip. Rusya’da doğup büyüyen koleksiyoner George Costakis hibe etmiş bu eserleri. Serginin eş küratörü de Nazan Ölçer’in yanısıra Selanik Müzesi Costakis Koleksiyonu Müdürü Dr. Maria Tsanatsanoglou (Çançanoğlu). Onun ailesi de soyadından anlaşılacağı gibi bizim topraklardan göçmüş. Koleksiyoner George Costakis’in öyküsünü de çok ilgi çekici buldum.

        George Costakis 1913’te Moskova’da yaşayan Yunan asıllı bir ailenin oğlu. 1940 yılına kadar Yunanistan Büyükelçiliği’nin şoförlüğünü yapmış, 2. Dünya Savaşı dolayısıyla elçilik kapatılınca Kanada Elçiliği’ne geçmiş, şoförlük yapmaya orada devam etmiş. Aslında, başlangıçta kendisinin sanatla bir ilgisi yokmuş ama diplomatları veya ülkeye gelen misafirleri antikacılara, müzelere götüre getire göz geliştirmiş. Rus deneysel ve avangard sanatçıların eserlerini gayet bilinçli bir şekilde toplamaya başlamış. 1934 yılında Stalin, çıkarttığı bir kanunla Rus Avangard sanatçılarının sergi açmalarını yasaklamış. Costakis bu sanatçılarla temasa geçmiş ve koleksiyonunu oluşturmaya başlamış. Bir gün insanlar bu eserlere ihtiyaç duyacak diye düşünüyormuş. Koleksiyonuna sadece tanınmış sanatçıların işlerini değil, eskizleri, notları, öğrenci işlerini kısacası yararlı bilgi sağlayacak herşeyi katmış. Kanada Büyükelçiliği’nden emekli olunca artık Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden ayrılmaya karar vermiş. 1977’de Moskova’dan ayrılıp önce kısa bir süre Italya’ya sonra da Yunanistan’a yerleşmiş. SSCB devletiyle yaptığı pazarlık sonunda eserlerin büyük bir kısmını Tretyakov Galerisi’ne bağışlamış. Diğer bölümünü de 2000 yılında Yunan Devleti satın almış ve bu eserler Selanik’teki Devlet Çağdaş Sanat Müzesi’nin ana koleksiyonunu oluşturuyor. Çok iyi etmiş de o dönem bu eserleri toplamış çünkü belki de dünyanın Rus Avangardı ile ilgili fazla bir bilgisi olmayacaktı.

        REKLAM
        Costakis'nin evi.
        Costakis'nin evi.

        Sabancı Müzesinde iki kata yayılan ve 10 kadar bölümde gösterilen Rus Avangardı sergisinde, siyah karenin yaratıcısı Kazimir Malevich, yeni dönemin öncülerinden Vladimir Tatlin, fotoğraf, resim ve heykelleriyle Alexander Rodchenko, Olga Rozanova, gibi sanatçılardan birçok iş var. Dikkat çeken bölümler de şöyle;

        • yüzyılda Rusya’da görülen geleneksel lubok yani ağaç baskılar, taşrada yaşanan ve okuma yazması olmayan sıradan halk için hazırlanıyordu ve dinsel veya tarihsel sahneler kaba ama etkili bir resim diliyle anlatılırdı. Bu baskılardaki kompozisyonlar naif, çocuksu ve perspektifsiz kompozisyonlardı. Bu baskılar o dönemde avangard sanatçılara cazip gelmeye başladı. Kazimir Maleviç, Aristarkh Lentulov ve Valdimir Mayakovski gibi birçok sanatçı 1. Dünya Savaşında Rus Ordusu’na moral vermesi için yurtseverlik temalarıyla bu modern luboku (ağaç baskılar) üretti. Bu sanat daha sonra birçok primitiv sanatçıya da ilham verdi. Ben de Lubok Baskılar duvarında uzun uzun zaman geçirdim.
        REKLAM

        Serginin diğer ilgi çeken bölümü Avangard Tiyatro Bölümü'nde, net bir estetikle tasarlanan, 1940’larda Stalin tarafından kurşuna dizdirilen Meyerhold’un yönetmenliğini, Lyubov Popova’nın dekorunu yaptığı ‘Yüce Gönüllü Aldatılan Koca’ isimli 1922 tarihli oyunun dekorunu görüyoruz. Proleter kültürün etkisiyle de oyunlar sokak ve fabrikalarda da oynandığından artık ne sahne kalmış ne de koltuk.

        Sakıp Sabancı Müzesi alt katındaki büyük salon her sergide en çarpıcı, en teatral sergilemelerin yapıldığı mekandır. Rus Avangardı sergisinde de bu yüksek tavanlı kocaman salon Rusya’nın uzay yolculuklarına, roket tasarımlara, kozmik imgelere sahne olmuş.

        REKLAM

        Rus Avangardı sergisi kendisinden sonra doğacak sanatsal akımlara nasıl ilk basamak olduğunu bizim gözlerimizin önüne seriyor. Sanki Fütürizm, Konstrüktivizm, Süprematizm, Kübizm gibi o tarihten sonra dünya sanat tarihinden geçen tüm modern sanat akımlarının temel taşı olduğunu da gözlemletiyor. Ancak, Selanik Müzesi Müdürü Maria Tsantsanoglou, avangard Rus sanatının kendisinin, bir akım değil, bir dönem olduğunu söylüyor.

        Popova
        Popova
        Kandinsky
        Kandinsky

        Bir diğer dikkatimi çeken ise bu serginin Rus Avangardı'nı bize anlatan bir laboratuvar oluşu. Adım adım geçirdiği evreleri, edebiyat, resim, heykel, el sanatları, film gibi çeşitli dallar arasında nasıl bir etkileşim yarattığını gezerken öğreniyorsunuz. Sergi 1 Nisan 2019’da kapanıncaya kadar konuyla ilgili birçok film gösterisi, müzik dinletisi, seminerler ve konferanslar yapılacak.

        Diğer Yazılar