Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İngiltereseyahati nedeniyle oradan izlenimleri aktarmak durumunda kaldı- ğım için Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in vefatına dair yazmak istediklerimi ötelemek durumunda kaldım. Öncelikle kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ve ailesine büyük sabır.

        Çok başarılı, kahraman bir savcıydı Mustafa Alper. Çoğunuz onun adını vefatına neden olan elim trafik kazası dolayısıyla duymuşsunuzdur, ama ben Mustafa Bey’i bundan tam 3 yıl evvel tanımıştım. Sabah Gazetesi yazarıydım ve A Haber’de de “% 100 Siyaset” adında bir program yapıyordum. O dönem FETÖ ve avanesiyle mücadelede sembol olan programı...

        2014 yılıydı... FETÖ’nün 17/25 Aralık’taki darbe girişiminden sonraydı. Tesadüf işte rahmetli Savcı Alper o tarihlerde Malatya’da görevliydi. 30 Mart seçimlerinde Erdoğan’ı izlemek için memleketim de olan Malatya’ya gittiğimde tesadüfen bir yemekte karşılaşmış ve uzun uzun sohbet etmiştik.

        HEYECANLA ANLATMIŞTI

        Gerek programlarımı, gerekse köşe yazılarımı hiç sektirmeden takip ettiğini aktaran Alper, o tarihlerde henüz terör örgütü olarak anılmayan, sadece “Paralel Devlet Yapılanması” olarak bilinen FETÖ’nün, biat etmediği için kendisine de yıllardır zulmettiklerini ve mobbing uyguladıklarını anlatmıştı.

        Çok şey biliyordu haklarında. Özellikle yargıda ne işler çevirdiklerini heyecanla aktardığı o anlar şu an bile gözümün önünde. Aynen şöyle demiş- ti rahmetli: “HSYK bunların elinden alınmadıkça, bunlar yargıdan tamamen temizlenmedikçe bu yapıdan kurtuldu- ğumuzu falan kimse düşünmesin!”

        Sonra da şunu eklemişti: “Bazıları bunların 17 Aralık’ta başarısız olduğunu ve bittiğini düşünüyor. Maalesef bu yönde bir algı oluşturup kamuoyunu yanıltıyorlar. Şu an görünen buzdağının bir ucu. Esasa girilemedi daha. Bitti falan diyenler hata yapıyor. Bitmediler. O yüzden siz devam edin yazmaya. Özellikle HSYK konusunda yetkililerin dikkatini çekmeye çalışın. Çünkü bunların ana karargâhı orası. O karargâh kurutulmadan bu yapıyla mücadele imkânsızdır!”

        Sonra bir daha kısmet olmadı görüşmek, ama o söylediklerini hiçbir zaman unutmadım Savcı Alper’in. Ve gerçekten onun da dediği gibi örgütün ana karargâhı olan HSYK’nın FETÖ’den temizliği için canhıraş mücadele verdim birkaç arkadaşımla birlikte.

        YÜREKLİ SAVCI

        O görüşmeden sonra rahmetlinin adını ikinci kez 15 Temmuz darbe girişiminden sonra duydum. Denizli’ye tayin edilmişti ve ilk askeri darbe iddianamesini hazırlayan da oydu. Kendisinin ne kadar yürekli bir savcı olduğunu bildiğim için hiç şaşırmamıştım, hatta “Ohh” çekmiştim.

        Neyse... Üçüncü kez adını duyuşum ise vefatı sebebiyle oldu. Çok üzüldüm. Hele hele onun ardından alçak FETÖ tayfası tarafından yazılanları okuyunca kahroldum. Elbette ki ölüm bir takdir-i ilahidir, ama onu tanıyan insanların, “Keşke olmasaydı bu kaza, ölmeseydi” dememesi de mümkün değil. Keşke ölmeseydi, evet. Çünkü o ve onun gibi yürekli savcıların daha yapacak çok işi var bu memleket için.

        Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim değerli okurlarım. Paranoyak değilim ama ben, Savcı Alper’in ölümüne neden olan bu kazanın önü ve arkasının çok çok iyi araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten sıradan bir kaza olmayabilir bu kaza. Savcı Alper’in duruşundan, yürekliliğinden hazzetmeyenler onu alçak bir kumpasla ortadan kaldırılmış olabilir.

        Diğer Yazılar