Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KAMUDA FETÖ mensuplarının ayıklanması amacıyla devletin bütün kurumlarında olduğu gibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda da aynı uygulama yapıldı. Bildiğim kadarıyla devletin en kritik noktalarına epeyce bir sirayet etmeyi başaran FETÖ’nün bunu en az başarabildiği bakanlıklardan biri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Nihayetinde sızmışlar ama başka bakanlıklara sızabildikleri ölçüde olamamış bu.

        Neyse... Lafı dolandırmadan konuya gireyim. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası binlerce insanın KHK ile FETÖ’cülük şüphesinden çalıştığı kurum ve kuruluşla ilişkisi kesildi. O ilk zamanlarda gelen “Kesinlikle iftira... FETÖ ile uzaktan yakından ilişkim yok!” içerikli mesajları özellikle köşeme taşımadım. Bunun sebebi yalan söylediklerine ya da bu kararları alanların asla yanlış yapmayacaklarına inanmam değildi. Yalan da söyleniyor olabilirdi, alınan kararlar yanlış da olabilirdi! Her şey mümkündü o günlerdeki telaşlı ve aşırı şüpheci ruh hali nedeniyle, onun için de bir süre beklemek en doğrusuydu.

        İşte o günlerde benimle temasa geçenlerden birileri de Gaziantep’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nda görevliyken 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü olma ihtimali üzerine ilişiği kesilen vatandaşlardı. Toplamda 25 kişi olan bu vatandaşlardan biri de Zübeyde Tekin.

        Bu 25 kişinin FETÖ’cü olma ihtimallerine yol açan sebep ise sonradan FETÖ’cülerin hâkimiyetinde olduğu anlaşılan Gaziantep’teki Zirve Üniversitesi! Tekin ve arkadaşlarının söylediği şuydu: “Ne ByLock var, ne Bank Asya’da bir hesap, ne de başka bir ilişki! Tek neden o tarihlerde legal ve YÖK’ün kontrolünde olan bir üniversitede sırf özlük haklarımızı yükseltmek için yapmış olduğumuz yüksek lisans nedeniyle ilişiğimiz kesildi çalıştığımız kurumla!”

        Uzatmayalım... Önceki gün Zübeyde Tekin tekrar irtibata geçti şahsımla. Bir iyi haber verdi, bir kötü! İyi habere göre bakanlık, yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde Tekin’in ve arkadaşlarının FETÖ’cü olmadıklarına kanaat getirmiş. Gerçekten de Zirve Üniversitesi’nde yaptıkları yüksek lisans dışında FETÖ’yle herhangi bir irtibat, ilişki bulunamamış. Ve bu durum üzerine de 2017 Temmuz’unda Gaziantep Valiliği’ne, “iş akdi fesih edilen personelin durumunun tekrar değerlendirilmesini” isteyen bir yazı yazmış. Ama işe bakınız ki Valilik 4 ay boyunca bakanlığın bu yazısının gereğini yerine getirmemiş. Bunun üzerine bir yazı daha yazılmış. Enteresan ama bakanlığın bu ikinci yazısı da işleme konulmamış. Konulmama konusunda da ısrarlıymış. Bakanlıktan ismini açıklayamayacağım bir yetkili ile görüştüm. Tekin’in anlattıklarının tamamı doğru. Yani bakanlık açısından Gaziantep’teki bu kişilerin göreve döndürülmesi konusunda hiçbir engel yok ama Valilik döndürmüyor. Bahane ne, hangi gerekçeyle bu insanların mağduriyetlerinin devamında ısrar ediliyor bilmiyorum, ama şunu yazmadan geçemeyeceğim: Bu kraldan çok kralcılık hallerinin en çok yaradığı yer FETÖ! Bu tip garip davranışlara giren her kim varsa bu memlekette bilmeliler ki el altından FETÖ’ye hizmet ediyorlar.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 15 Temmuz’un hemen sonrası KHK ile ihraç edilenlerin arasında haksızlığa uğrayanların ivedilikle mağduriyetlerinin çözülmesi hususunda tembihi çok net belliyken, hangi kafayla kraldan çok kralcılık yapılıyor cidden merak ediyorum!

        *************

        BAHÇELİ, DENİZ GEZMİŞ’İ NE KADAR BİLİYOR?

        NAM-ı diğer “Şeytan” yani futbolcu Rıdvan, Habertürk TV’de Veyis Ateş’in hazırlayıp sunduğu programda Kudüs, Filistin konusunda konuşur ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını överken, “Ben Recep Tayyip Erdoğan’a baktığım zaman parkasız bir Deniz Gezmiş görüyorum. Deniz Gezmiş Filistin’e gitmiş, Filistin halkına destek için, Amerika’ya baş kaldırmış. Erdoğan da emperyalistlerle mücadele ediyor. NATO’da iki kişiden düşman olarak bahsedildi. Bir Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten, bir Erdoğan’dan!” ifadelerini kullandı.

        Kullandı ama başına da büyük bela aldı. Önce sosyalist cenah, solcular Rıdvan’a ateş püskürdü. Erdoğan’ın, idolleri olan Deniz Gezmiş’e benzetilmesine çok sert tepki gösterdiler. O cenahı anlayabiliyorum. Onların tepkilerini de anlayışla karşılayabiliyorum; çünkü Deniz Gezmiş gerçekten onların ideolojik perspektifinden bakıldığında sembol bir isim. Benim anlamadığım sonradan meseleye dahil olan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavrı! Rıdvan’ın Erdoğan’ı Deniz Gezmiş’e benzetmesini eleştirirken çok ağır ve çok sevimsiz cümleler kurdu Devlet Bey. Önce sol kesimin idolü olan Deniz Gezmiş’e “Terörist” diyerek hakaret etti, sonra da Rıdvan’a! Bu eşleştirmesinin, yalakalığının bir yansıması olduğunu söyleyip Rıdvan hakkında çok nahoş ifadeler sarf etti.

        Bilmiyorum Devlet Bey, yaşasaydı kendisiyle akran olan Deniz Gezmiş’le ilgili neyi, ne kadar biliyor. Onun hakkında, onun geçmişi hakkında hangi doğru bilgilere sahip ama hiç kusura bakmasın Deniz Gezmiş’i sırf sol görüşlü, solcu diye alıp yerden yere vurmaya hakkı yok! Filistin halkının haklı mücadelesine o zamanın şartlarında omuz veren, gerçekten de Amerikan emperyalizmine en milli şekilde duruşuyla karşı çıkan Deniz Gezmiş “terörist” şeklinde bir yaftalamayı hak etmiyor! Farklı bir görüşü savunuyor, farklı bir siyasi anlayışa sahip diye, Deniz Gezmiş’in vatanseverliğini, milliliğini ve halk için kahramanca mücadele etmesini görmemek gerçekten büyük hakkaniyetsizlik ve insafsızlıktır!

        *************

        HELAL OLSUN SANA MADURO!

        GÖRDÜLER mi bilmiyorum. Anladılar mı emin değilim, ama Devlet Bahçeli ve benzer şekilde sosyalizme, sosyalistlere her daim hain gözüyle bakanlara en güzel cevabı Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile verebiliriz. Hiç kusura bakmasınlar ama 15 saatlik yoldan gelip İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğünü savunan bir Maduro benim nazarımda bir kahramandır ve sırf bu tavrı nedeniyle bile onu bin tane Suudi kralına değişmem! İşte eğer Deniz Gezmiş de yaşasaydı, o zirvede yahut başka bir yerde Filistin halkının haklı mücadelesine illa ki destek verirdi; yaşarken öyle yapmıştı çünkü. Hatta hayatlarına bakınca, “Maduro, Deniz Gezmiş’in devlet başkanı olmuş halidir” bile diyebilirsiniz.

        Diğer Yazılar