Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Olmaz! Kılıçdaroğlu hegemonyasındaki delege asla olağanüstü kurultay için imza vermez” diyen birçok meslektaşıma inat başından beri tersini savunan biri olarak haklı çıkmış olmaktan dolayı kendimle gurur duyuyorum…

        Önümüzdeki cuma günü sona erecek imza sürecinin kesinlikle muhalifler lehine sonuçlanacağına eminim. Genel merkez istediği kadar yalanlamaya çalışsa da değişim isteyen taraflar partiyi olağanüstü kurultaya götürecek imza için yeterli sayıyı yakaladı.

        Dün yazıya oturmadan evvel yeterli sayının üzerine çıkıldığı bilgisini almıştım.

        Güvendiğim haber kaynaklarıma göre toplanan imzaların genel merkeze teslim edilmemesinin ise iki temel sebebi var.

        1) Yasal süre olan 15 günü tamamlama isteği

        2) Kurultay için yeterli imza sayısının çok daha üzerine çıkma çabası

        Bu rakamın önümüzde cuma günü sonunda ne olacağını hep beraber göreceğiz. Belki tam yeterli sayının biraz üzeri olur rakam, belki de o kadarda kalır bilemem ama bildiğim tek şey; konjonktürel olarak bakıldığında daha ilk günlerde 1000 imzanın toplanmış olması gerekiyordu.

        Ama hepimiz farkındayız ki bu asla olamayacak, çünkü maalesef CHP’nin kurultay delegelerinin bir kısmı sanki aklını kiraya vermiş.

        Kızacaklar şimdi bendenize ve büyük bir ihtimalle hoplayacaklar üzerime bu benzetmeyi yaptığım için ama hiççççç umurumda değil, çünkü ben bal gibi de doğruyu söylüyorum. Herkesin bilip de söyleyemediği, dile getirmediği bir gerçeği aynen şöyle haykırıyorum!

        Siz CHP’yi, ona oy veren milyonlar gibi bir siyasal hareket, parti ya da oluşum gibi görmüyorsunuz!

        Sakın bana itiraz etmeyin, sakın ha boşu boşuna carlamayın! Çünkü öyle olmasaydınız asıl sorumluluğunuz gereği hareket etseydiniz çoktan imzayı basmış ve 9 seçimdir üst üste yenilgi alan bu son derece başarısız ve basiretsiz genel başkanı ve yönetiminin değişimini istemiştiniz bile!

        Delege dediğin kişi kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas demektir.

        Sizi delege yapan Kılıçdaroğlu veya ekibi değil.

        Sizi delege yapan CHP’ye oy veren milyonlardır.

        Sokakta milyonlarca insan Kılıçdaroğlu’yla CHP’nin bir tık ileri gidemeyeceğini görüyor ve isyan ediyor.

        Partinize resmen üye olan insanlar aynı şeyi söylüyor.

        CHP’yi uzaktan izleyen siyasi analistler, akademisyenler, gazeteciler aynı şeyi söylüyor.

        Büyük bir ihtimalle evdeki eşiniz, çocuklarınız, dostunuz, komşunuz değişim diyor ama siz bütün bunlara gözlerinizi, kulaklarınızı, kalbinizi kapatıp üç maymunu oynamayı tercih ediyorsunuz.

        ***********

        ZİYA HOCAM SANA İNANIYORUZ!

        Daha adını ilk duyduğumda kalbim çarpmıştı yemin ediyorum. Ve buna benimle birlikte o anda olan bir sürü insan da şahittir. Beştepe’de ki yemin töreninin ardından yapılan yeni kabinenin açıklanması sırasında Habertürk TV’de canlı yayındaydık ve Ziya Selçuk'un adı mesaj olarak telefonuma gönderildiğinde acayip heyecanlanmıştım.

        Ve o heyecanla bir çırpıda Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturtulan Profesör Ziya Selçuk’u anlatırken de; “Bu bilgi doğru ise, eğer Ziya Selçuk Milli Eğitim’in başına oturtuluyor ise eğitim alanında inanılmaz güzellikler yaşayacağız” demiştim.

        Nitekim yanılmadığım ortaya çıkıyor yavaş yavaş.

        Diğer bakanlık koltuklarına oturtulan partisiz isimlerle ilgili henüz bir şey söylemek için çok erken belki ama Ziya Hoca daha ilk günlerde eğitimde yapmak istediklerine dair söyledikleri ile farkını ortaya koydu.

        Birkaç gün önce yaptığı basın toplantısını izlediniz mi bilmiyorum ama ben izlediğimde samimiyetle söylüyorum eğitimimizin geleceği konusunda ilk kez bu kadar umutla doldum.

        Bundan önceki hiçbir atama beni böylesine heyecanlandırmamıştı inanın. Diyebilir ki bazılarınız; “Abartmıyor musun biraz Sevilay!”

        Hayır abartmıyorum. Kabinedeki tüm bakanlıklar önemlidir. Hepsi birbirinden kritik ve kıymetlidir. Ama eğitim bambaşka birşeydir. Sizleri bilemem ama ben ülkenin en zayıf halkasının, en büyük sorununun bu alan olduğunu düşünüyorum ve bu alan düzeltilmeden de Türkiye’nin birinci lig ülkeleri arasına girebileceğine inanmıyorum.

        O yüzden de eğitim denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Ziya Hocam’a sonuna dek inanıyor ve güven duyuyorum…

        Diğer Yazılar