Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belki güleceksiniz bu söylediğime… Hatta bazılarınız, “Kafamı buluyorsun Sevilay bizimle?” filan diyecek...

        Vallahi kafa bulmuyorum...

        Hatta çok ciddi ve iddialıyım bu tezimde... Bence 31 Mart seçiminde kaybeden yok değerli okurlarım!

        Ha... Belki; “Az kazandı… Biraz kazandı… Çok kazandı… Olağanüstü kazandı” biçiminde sınıflandırılabilir ama bana göre özellikle ittifaklara dahil olan tüm partiler kazançla çıktılar 31 Mart’tan...

        Nasıl mı?

        Dilerseniz tek tek anlatayım...

        Mesela ittifak dolayısıyla en çok kazanan partilerden biri CHP ve onun Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

        Neden?

        Çünkü biliyorsunuz ki çok kritik bir dönemeçteydi Sayın Kılıçdaroğlu da, Genel Başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi de…

        Başarısızlıklarla, olumsuzluklarla yüklü 24 Haziran Genel seçim sonrası 31 Mart çok ama çok mühim bir sınavdı hem CHP için hem de lideri için...

        Öyle mühimdi ki bu sınav, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ya tamamen çekilecekti siyaset arenasından ya da küllerinden yeniden doğan “Anka Kuşu” misali yeni bir başlangıç yapacaktı.

        Açık söyleyeyim ben ikinci seçeneğin olabileceğine pek ihtimal vermiyordum...

        Ne demek istediğimi tam anlamanız için biraz geriye gitmenizi istiyorum…

        24 Haziran seçimlerinin hemen sonrasına…

        Neydi CHP’li seçmenin ruh hali 25 Haziran günü hatırlayınız lütfen…

        Özellikle CHP’ye, Muharrem İnce’ye umut bağlayıp da tüm umutları 24 Haziran akşamı heba edilen o oy veren kitleler ne diyordu öfkeyle; “Bu yönetim değişene kadar bir daha sandığa gitmeyeceğim ve Kılıçdaroğlu’nun başında olduğu CHP’ye de asla oy vermeyeceğim!”

        O tarihlerde biz gazeteciler, yorumcular neyi konuşuyorduk hararetle?

        “Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğu ne zaman bırakacağını ve yerine kimin oturacağını… “

        Bırakmadı Kılıçdaroğlu... Tabandan, tavandan, kamuoyundan gelen tümmm baskılara...Parti içinde yaşanan tüm kavgalara, tartışmalara, itirazlara rağmen direndi ve 31 Mart yerel seçimlerinde başarı elde edeceklerini iddia ederek devam etti...

        Samimiyetle söyleyeyim... Ben asla bir başarı beklemiyordum... Ve daha önce girdiği tüm seçimlerde başarısız olarak çıkmış Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart sonrası da başarısız olacağını öngörüp, el mahkum genel başkanlığı bırakmak zorunda kalacağını düşünüyordum.

        Ancak öyle olmadı... 31 Mart’ta rüzgar öyle bir esti ki Millet İttifakı’ndan özellikle de CHP den yana... Çok enteresan bir şey oldu ve özellikle büyük kentlerde yaşayan o kırgın, kızgın, öfkeli CHP’li seçmen 24 Haziran’da yaşadığı travmayı tamamen unuttu ve 31 Mart’ta Millet İttifakı’nın adayını desteklemek üzere sandığa gitti.

        Ve Kılıçdaroğlu’nun “Anka Kuşu” misali siyasette yeniden doğuşunun, yeni bir başlangıcının kapısını sonuna kadar araladı.

        Gelelim diğer bir kazanana...

        Yani AK Parti’ye…

        Evet bazı büyük şehirlerde kayıp verdi ama nihayetinde sayısal olarak yine Türkiye’nin açık ara birinci partisi AK Parti oldu.

        Karadeniz’in, İç Anadolu’nun irili ufaklı birçok şehrinde ve ilçesinde belediyelerde hakimiyetini sürdürmek için bir kez daha kredi almayı başardı seçmeninden...

        31 Mart sonrası ortaya çıkan haritayı da dikkatinize sunuyorum… O haritaya bakıldığında da zaten bariz biçimde AK Parti’nin de en çok kazananlardan biri olduğunu görmemek için kör olmak lazım.

        Bir de tabii başta Ağrı ve Şırnak olmak üzere bazı Güneydoğu ve Doğu illerinde de AK Parti o bölgede hâlâ çok etkin ve söz sahibi olduğunu açık ara farklarla seçimi kazanarak yine ispat etmiş oldu...

        Çok büyük kazanmadı belki ama MHP de kaybeden değil bence 31 Mart’ta…

        Evet Adana, Mersin gibi yıllardır iktidar olduğu iki metropolü CHP’ye kaptırdı ama bu arada da ittifak ortağı AK Parti’nin elinde olan Kastamonu, Çankırı, Erzincan, Amasya, Bayburt, Kütahya, Karaman gibi son derece mühim illerde de bayrağını sallandırma hakkı elde etti.

        İYİ Parti’ye gelince…

        Çoğunluğa göre 31 Mart’ın en çok kaybedeni Meral Akşener’in lideri olduğu parti.

        Bana göreyse tam tersi...

        Neden?

        Çünkü evet iddiayla girdikleri Balıkesir, Denizli gibi illerde başarılı olamadılar. Hüsran yaşadılar ama bir saniyeee!!!

        Eğer İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya, İzmir gibi büyük şehirlerde İYİ Parti milliyetçi oyların bir kısmını konsolide etmeyi başarmasaydı ittifak ortağı CHP bu şehirlerde seçimi kazabilir miydi?

        Naçizane fikrim... Belki kendi hanelerine yazılacak bir belediye başkanlığı kazanamadılar ama ortak olduğu Millet İttifakı’na olağanüstü katkı sundu İYİ Parti...

        Sözün özü;

        Doğru bulur veya bulmazsınız meseleye iyi tarafından bakıp bu seçim sonucuna dair böyle bir değerlendirmede bulunuyorum...

        Tabii böyle yapmamın aslında çok haklı bir gerekçesi var...

        Değerli okurlarım... Toplum o kadar gergin ve de sinir uçları o kadar hassas ki...

        Ben de Toplum adına aldığım sorumluluğun bilinciyle zaten epeyce gergin olan, ateş gibi yanan güzel ülkemin üzerine benzin döküp işlerin iyice zıvanadan çıkmasına vesile olmak istemiyorum...

        Hele şu atmosfer bir geçsin...Biraz rahatlayalım...Sakinleşelim... Sonra her şeyi daha uzun, detaylı ve hakikatli nasıl olsa konuşuruz...

        Diğer Yazılar