Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti’nin Türkiye Barolarıyla ilgili hayata geçirmek istediği "Çoklu Baro" fikri epeydir tartışılıyordu…

        Parti içerisinden de bu fikre sıcak bakmayan pek çok hukukçu olduğu için bu değişikliğin gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyordu...

        Bana göre…

        Diyanet İşleri Başkanlığı’nın koronavirüs salgını ile mücadeleye ilişkin yayımladığı cuma hutbesine istinaden Ankara Barosu'nun yaptığı açıklama olmasaydı eğer bu adım da atılmayacaktı…

        Yani "Çoklu Baro"yu öngören yasa değişikliğinin meclise gelmesinde en büyük etken Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanlığı ile giriştiği polemik oldu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamaya göre düzenleme bugün TBMM’ye getiriliyor…

        Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin bu konuda aksi bir tavrı olmaz ise Türkiye, dünyada bir ilke imza atacak ve adaletin en önemli sac ayaklarından biri olan savunmanın birliği bozulacak.

        ÇOKLU BARO SADECE 3 BÜYÜK İLDE OLABİLİR!

        Taslağa göre 5 binden fazla avukat bulunan illerde asgari 2 bin avukatla baro kurulabilecek artık.

        Bir ilde birden çok baro bulunması halinde avukat bunlardan birine kayıt yaptıracak!

        Sayısal olarak sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’i kapsayacak bu tasarının adli tatilin başlayacağı 20 Temmuz’dan önce yasalaşmasına kesin gözüyle bakılıyor.

        Bu gelişme üzerine söz konusu tartışmanın kilit isimlerinden biri olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu aradım dün.

        Uzunca bir görüşme yaptık.

        Her ne kadar Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok ilin baro yönetimiyle çekişmeli bir ilişkisi olsa da, Feyzioğlu da "Çoklu Baro" fikrine karşı bir isim.

        REKLAM

        BU TÜR "ÇOKLU BARO" DÜNYADA İLK OLACAK!

        "Karşıyım ve yanlış buluyorum… Çünkü endişeliyim… Çoklu sistem mezhepçi, etnikçi, marjinal baroların türemesine yol açacak bir sistemdir. Ve dünyanın da hiçbir yerinde böyle bir sistem yoktur. Sadece İngiltere’de çoklu baroya benzer bir düzen vardır ama o sistem İngilizlerin 1000 yıllık geleneğinin bir sonucudur. Türkiye’ye uyarlaması mümkün değildir çünkü mesela Londra’daki bir avukatın bir baroya kabulünde hangi etnik kökenden, mezhepten, siyasetten, şehirden geldiğine bakılmaz! Sadece ve sadece ne kadar liyakat sahibi olduğuna bakılır! Türkiye’de olacak şey ise daha şimdiden belli. Zaten siyasileştiğinden şikayet edilen barolar çoklu baro ile birlikte iyice siyasileşecek ve zaten kutuplaşmış olan savunma iyice kutuplaşacak… Başından beri söylediğimi bir daha söylüyorum… Çoklu baro adalet sisteminin ayrılmaz bir parçası olan savunma mesleğinin temsilcilerinin daha çok bölünmesine, ayrışmasına neden olacak ve savunma ağır darbe alacak bu sistem nedeniyle!"

        ŞAHSIMLA İLGİLİ BAZILARI BİLİNÇLİCE TEZVİRAT YAPIYOR!

        Tabii bütün bu açıklamalarının üzerine çoklu baro fikrine şiddetle karşı olmasına rağmen kendisiyle ilgili kamuoyunda neden destek verir yönde bir algı olduğunu sordum…

        Cevaben şunu söyledi Metin Feyzioğlu: "Çünkü kamuoyunda bazıları şahsımla ilgili bilinçlice tezvirat üretiyor; 'TBB Başkanı Feyzioğlu, TBB yönetimi çoklu baroyu destekliyor ya da karşı çıkmıyor' gibi… Ve maalesef ne yaparsak yapalım bizimle ilgili bu tezviratı yapanların önüne geçemiyoruz… Oysa 2 yıl öncesinde konuşulmaya başlanan bu tasarıya o günden beri sebeplerimizi de ortaya koyarak ne kadar karşı olduğumuzu her platformda dile getirdik…"

        Bu arada tabii başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AK Parti iktidarı ile yakınlığının bu algının oluşmasında etkili olup olmadığını da sordum…

        Olabilir ama bu yanlış diyor: "Benim Sayın Cumhurbaşkanı ile yakın olmamın nedeni bellidir. Ben siyasetçi değilim. Bir partinin temsilcisi değilim. Ben ülkenin Barolar Birliği Başkanıyım ve sorumluluğum da bu birliğin çatısı altındaki avukatların çıkarlarının kollanması adına tavır almaktır!" diyor…

        GRUP BAŞKANVEKİLLERİNDEN BİRİSİ DE ÇOKLU BAROYA KARŞIYDI

        Metin Feyzioğlu’na göre barolarla ilgili düzenlemenin bugün meclise gelmesinin tek nedeni 13 Haziran’da meclis çatısı altında yapılan görüşmelere çoklu barodan tek etkilenecek Ankara, İstanbul, İzmir baro başkanlarının katılmaması…

        AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve Cahit Özkan’ın mihmandarlığında düzenlenen 4 saatlik görüşmede yapılan fikir alışverişine 3 büyük ilin barolarının katkı sunmak istememeleri, müzakerelere tamamen kapalı olmaları olayın bu noktaya evrilmesine neden olmuş.

        "Katılan barolar çoklu baro sistemiyle daha bir 40 yıl ilgisi olmayacak bazı Anadolu barolarıydı. Bu tasarının yasalaşması halinde çoklu baroya geçecek üç büyük ilin olmaması pek tuhaf oldu. Gelselerdi ne kadar verimli bir toplantı ve AK Partili iki grup başkanvekilinden birinin de çoklu baroya karşı olduğunu onlar da görecekti… (Çok ısrar ettim karşı olan ismin hangi isim olduğunu öğrenmek için ama öğrenemedim.)

        ÖNDER SAV DEĞİL, BEN ÇÖZDÜM!

        Son olarak geçtiğimiz hafta baroların yürüyüşü ve sonradan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile barolar arasında sağlanan uzlaşmanın nasıl olduğunu konuştuk… Yürüyüşle ilgili tartışmalar devam ederken Habertürk TV'de sevgili Ebru Baki’nin yayınındaydım… Ve o anda Cumhurbaşkanlığı’na yakın bir kaynağımdan gelen mesaja göre barolarla Soylu arasında iletişimin kurulmasını sağlayanın eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav olduğu yönündeydi. Kaynağım, Sav’ın Soylu’yu aradığını ve baroların yürüyüşüne dair yaşanan krizi çözmesi için eski bir avukat olarak ricada bulunduğunu söylemişti…

        Bu bilgi daha sonra başka mecralarda da yazılıp, çizildi.

        Metin Feyzioğlu alınmış hikayenin kamuoyuna böyle yansımış olmasına…

        Çünkü; "Mutlaka Önder Sav aramıştır Sayın Süleyman Soylu’yu ama işin çözümünde asıl kilit bizdik! Ben aracı oldum… Nasıl oldum, kimi aradım, kiminle kontakt yaptım şu anda açıklamayacağım ama o gün bir uzlaşma olduysa bunun benim katkımla olduğunun da bilinmesini isterim" diyor…

        Diğer Yazılar