Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Twitter’da dolaşırken rast geldim “Gülnaz Şırınga” muhabbetine.

        Ve samimiyetle söylüyorum…

        Önce Özlem Gürses’in bir sosyal deney filan yaptığını sandım.

        Dedim; “Herhalde asparagas haberi izleyicisiyle paylaşıyor ve kimlerin sazan, süzme salak olduğunu ölçümlemeye filan çalışıyor…”

        Yanılmışım.

        Meğer sazan Özlem Gürses’in ta kendisiymiş.

        İzleyip izleyip videoyu güldüm tabii herkes gibi ama…

        Aslında ağlamam lazımdı.

        Hem de böğüre böğüre…

        Çünkü muhalif kesimlerin özellikle de CHP cenahının en çok izlediği televizyon kanallarından biri olan Halk TV ekranından parodi bir haberi izleyiciyle ciddi ciddi paylaşan bu kişi de kendisine maalesef "gazeteciyim” diyor.

        Asıl acı olan şey ne biliyor musunuz değerli okurlarım...

        Darp edilen hemşirenin soyadının; “şırınga” şeklinde yazılmasından bile söz konusu haberin mizahi bir haber dahi olduğunu algılayamayan bu insanın hemen her gün bir ekranda boy gösterip; "Kanaat önderi, siyaset erbabı" edası ile ahkam kesmesi...

        REKLAM

        Aslında girmeyecektim bu konuya zira kariyeri zaten yerle bir olan Özlem Gürses’i bir de ben yazıp iyice komaya sokmayayım dedim.

        Ancak "Gülnaz Şırınga” fiyaskosuyla ilgili dün MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin fena dalga geçen "Gülendam Enjektör" vurgulu ifadelerini dinleyince...

        Yalan yok dayanamadım.

        Gürses veya onun gibi hasbelkader sektörde kendine yer bulmuş olanlar için çok bir önemi yoktur belki; mühim bir siyasi figürün milyonların canlı izlediği kritik bir siyasi konuşmasının orta yerinde gazetecilikle, gazetecilik kimliğiyle dibine kadar alay etmesinin...

        Ve hatta bu tipler adının sarf edilmesinden memnuniyet duyup bir de etrafa; ”Nihayetinde koskoca parti lideri adımı andı” filan deyip cakasını da satar ama…

        Bu işe gönül vermiş olan hakikatli gazeteciler için durum hiç öyle değildir.

        Sayın Bahçeli öznesi olduğu mizahi haberini izleyicilerine gerçekmiş gibi sunan Özlem Gürses'i yerin dibine sokmakta yerden göğe kadar haklı!

        Ama tabii bu aynı zamanda meslek adına da utanç verici bir durum.

        Ki eminim çoğu meslektaşım da benimle aynı fikirdedir.

        Neyse...

        Temennim bu gafına bir yenisinin eklenmemesi.

        İnşallah bununla kalır.

        Böyle diyorum ama bir yandan da endişelenmeye devam ediyorum.

        Zira, “Gülnaz Şırınga” ilk gafı değil Özlem Gürses'in.

        İlk komikliği hiç değil.

        2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP ve CHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kampanyasındaki "Ekmek için Ekmeleddin" sloganının da mimarıdır.

        REKLAM

        CHP tabanı başta olmak üzere İhsanoğlu'na oy vermeye meyilli kesimler çok tepki gösterince bu dahiyane sloganına...

        Hatırlayan hatırlar...

        Cevaben şöyle demişti; "Günler süren beyin fırtınası sonucunda kararlaştırdığımız bir slogan. Çok zekice bir iş. Zaten öyle olmasaydı bu kadar konuşulmaz, İnsanların diline bu kadar dolanmazdı!"

        Çin treni ve “Askeri vesayet demokrasinin sibobudur” gibi akla ziyan gafları da daha çok yeni zaten.

        Onlar da hala sosyal medya malzemelerden biri olarak ortalarda dolaşıyor.

        Tabii bu Gülnaz Şırınga gafı hepsinin üzerine ballı sos oldu ayrı konu...

        Kendisine tavsiyem adını genç gazeteci adaylarının; “Nasıl gazeteci olunmaz!” derslerinde okuyacağı noktaya vardırmamasıdır.

        Sorabilir bizim okuldan mezun ahbaplarına...

        İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrenciyken hocalarımız kendisi gibi tiplerin hikayelerini anlatır; “Sakın ha aynı duruma düşmeyin!” deyip sıkı sıkı tembih ederlerdi.

        Samimiyetle söylüyorum...

        Ben onun yerinde olsam bundan sonra; ”Gülnaz Şırınga” parodi haberinin yayınlandığı Sevgili Gazeteci Yavuz Oğhan’ın Gazete Pencere’sinin mizah sayfalarında yazmaya başlar...

        Ve sonsuza değin bırakırdım artık gazetecilik maskesi adı altında ahkam kesip milleti ayakta uyutmayı...

        Holigan gazeteci kendine değil, tuttuğu partiye de zarar verir!

        Holigan gazeteci kendine değil, tuttuğu partiye de zarar verir!
        0:00 / 0:00

        Türkiye siyasal tarihinde hep olmuştur parti taraftarlığı yapan gazetecilik ama hiçbir dönemde bugün olduğu gibi yükseliş görülmemiştir.

        Yeni trend maalesef “holigan” gibi parti tutan gazetecilik!

        Ama bu holigan kafalı gazeteciler de onların bu durumundan hoşnut olan siyasiler bir hususu atlıyorlar.

        Nihayetinde bugün benim ya da benim gibi herhangi bir partiye yakınlık ya da uzaklık duymadan sadece mesleğini icra edenlerin yaptığı bir hata, yanlış, gaf...

        Her neyse ne...

        Hiçbir partiyi, hiçbir siyasiyi bağlamaz.

        Gazetecinin şahsını bir de çalıştığı medya grubunu bağlar.

        Ama görüyoruz ki o holigan kafalıların yaptığı her hata, falso holiganlığını yaptığı partileri de mutlaka ama mutlaka bağlıyor.

        Özlem Gürses meselesinde de öyle oldu.

        Günlerdir Gürses’in düştüğü acziyet üzerinden sözcülüğünü yaptığı CHP dayak yiyor.

        Bu salaklık tüm CHP’lilere, CHP siyasetine mal ediliyor.

        Bu dikkatini çektiğim husus sadece CHP için geçerli de değil.

        Tüm partiler ve onların holigan kafalı taraftar gazetecileriyle ilgili durum aynı.

        AK Parti de çok sık bu holiganların saçmalıkları, absürdlükleri nedeniyle zarar görüyor.

        Gayet de doğal böyle olması çünkü bu holigan kafalı gazeteciler yazdıklarında da konuştuklarında da bunu tarafı olduğu partinin sözcüsü, ileri geleni gibi partisinin propagandası için yapıyorlar.

        Ha bazen işe yarıyor ama...

        Bazen de işte duvara toslayıp hem kafayı gözü dağıtıyorlar hem de duvarda onarılması güç koca koca delikler açıyorlar!

        Diğer Yazılar