Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Instagram hesabından istifa ettiğini duyurmasının ardından geçen zaman neredeyse 5 ay.

        Albayrak, bakanlıktan ayrılışına sağlık sebeplerini gerekçe olarak sunmuştu ama bu sebeplerin doğru olmadığını hepimiz biliyoruz.

        Birçok kulis yazıldı, aktarıldı istifa noktasına getiren sürecin perde arkasına dair.

        Hangisi doğru ya da değil bilmiyorum.

        Geldiğimiz noktada çok da ehemmiyeti olduğunu düşünmüyorum zaten.

        Neyse…

        Lafı uzatmadan sadede geleyim zira zaten bugünkü yazacaklarım o süreçte yaşananlarla ilgili filan değil.

        Bugünle ilgili…

        Daha doğrusu gelecekle ilgili.

        Albayrak’ın istifasının hemen ardından başlamıştı; “Kabineye geri dönecek mi? Dönerse hangi pozisyona döner?” söylentileri…

        Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın 2 puanlık faiz artışını yaptığı günü takip eden gece sonrası sosyal medyadan görevden ayrıldığını duyurması ile bu söylentiler iyice ayyuka çıktı.

        Özellikle de Ağbal’ın yerine gelen isim Şahap Kavcıoğlu olunca…

        Çünkü Kavcıoğlu’nun Berat Albayrak ile çok yakın olduğu sadece AK Parti çevrelerinde değil ekonomi çevrelerinde de bilinen bir ilişkidir.

        Dolayısıyla bu atamanın piyasalarda Albayrak’ın geri dönüş sinyali olarak algılanmış olması gayet anlaşılabilir bir durum.

        Anlaşılamayan, bu algı nedeniyle piyasaların hop oturup hop kalkması!

        Elbette ki dolardaki hareketlilik başta olmak üzere ekonomide yaşanan gerilimin tek nedeni bu değildir ama bazı uzmanlara göre piyasalar Berat Albayrak’ın kabineye dönüp dönmeyeceğine inanılmaz bel bağlamış durumda.

        “Dönerse dolar daha da yukarıya gider dönmezse gevşer” şeklinde analizler havalarda uçuşuyor.

        Ekonomi uzmanlık isteyen bir konu olduğu için Berat Albayrak ve ekonomi bağlantısı üzerine daha fazla bir şey yazmayı doğru bulmuyorum.

        O yüzden uzatmadan işin siyaset boyutuna geçeyim.

        Kaldı ki zaten; “Kabineye geri gelecek mi gelmeyecek mi?” sorusunun esas cevabı da ancak siyasette aranarak bulunur.

        Nihayetinde bir siyasi karardır bu karar.

        İddialı bulabilirsiniz ama ben “dönmeyecek” diyorum.

        Yani; “Albayrak beklenen olası kabine revizyonunda yer almayacak” diyorum.

        Bunu da bir 6. hisle ya da piyasalarda konuşulan kulisler üzerinden yazmıyorum.

        Dün yazıyı yazmadan önce ona çok yakın bir iki kritik isimle telefon görüşmesi yaptım.

        Merakları gidermek için yazayım…

        Öğrendiğime göre keyfi yerindeymiş.

        Evine yakın bir semtte ofis tutmuş kendisine.

        Gün boyu o ofiste çalışıyormuş.

        Bir kitap yazma niyeti varmış. Zaten görüştüğüm isimler, tarafıma; “O fikri hayata geçirmenin tam zamanı” deyip onun üzerinde yoğunlaştığını aktardı.

        Ancak konusu nedir, ne zaman biter işte onun yanıtını alamadım.

        Ha bu arada…

        Görevden ayrıldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarının çok bozuk olduğu filan öne sürülüyordu.

        Öyleydi.

        Ama buzlar tamamen erimiş.

        Maalesef izin vermediği için adını açıklayamadığım ancak Berat Albayrak ile sürekli irtibatta olduğuna emin olduğum kişi aynen şunları söylüyor Erdoğan ve Albayrak arasındaki ilişkiye dair; “Evet. Görevi bırakırken kendi başına karar vermiş olmasına Cumhurbaşkanı çok içerledi ama sonuçta et tırnaktan ayrılır mı? Böyle olmasını bekleyen çevreler var ama boşuna bu beklenti. Çünkü Tayyip Bey’le Berat Albayrak arasında çok özel bir hukuk, derin, kuvvetli bir bağ vardır. Onlar kayınpeder/damattan çok baba oğul gibidirler. Birbirine derin duygular besleyen baba oğul, ömrü billah küs kalır mı? Bu yöndeki söylentilerin tamamı palavradan ibaret. Kaldı ki Cumhurbaşkanı, İstanbul’da olduğu zamanlar neredeyse hemen her gün görüşüyorlar. Hatta ve hatta başta ekonomi olmak üzere birçok konuda da fikir alış verişinde bulunuyorlar. Bazı çevreler üzülecek belki bunu duyunca ama Sayın Cumhurbaşkanı, Berat Bey’in fikirlerine, öngörülerine sanıldığından daha fazla değer vermiştir ve bu yaklaşımı da asla değişmeyecektir!”

        Özetle değerli okurlarım…

        Berat Albayrak’la ilgili; “Yeniden ekonomi bakanı ya da enerji bakanı olacak veya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardımcısı pozisyonuna gelecek” söylentileri Albayrak’ın yakınlarına göre safsatadan ibaret.

        Ben de inanmıyorum resmi olarak bir göreve döneceğine ama bu, Albayrak’ın olası kabine revizyonu veya ekonomi başta olmak üzere Erdoğan’ın plan ve programlarında etkili olmayacağı anlamına da gelmez.

        Tamam dönmez…

        Dönmez de...

        Ama dönmeden de etkili olur mu, işte orası biraz karışık…

        Nazal derde deva olur mu?

        Nazal derde deva olur mu?
        0:00 / 0:00

        Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sprey olarak uygulanan nazal aşıyla ilgili aktardıkları ilginç.

        Koronavirüste mutasyonun her geçen gün arttığını ve bazı bilim insanlarına göre mevcut aşıların yetersiz kaldığı iddiasını yan yana koyunca bu nazal aşı işi enteresan geldi.

        Geçen yılın Mart ayında bakanlığın gündemine giren nazal aşının hayvanlar üzerinde yapılan testleri bitmiş.

        2-3 hafta içinde de Ankara Şehir Hastanesi'nde faz-1 çalışması başlayacakmış.

        Bakan Koca’nın TBMM'de gazetecilerle yaptığı görüşmede nazal aşıyla ilgili aktardıklarını dikkatle dinledim...

        Diyor ki; ”Dünyada bu anlamda ilk olacağını düşündüğümüz bir aşı. Farklılığı da, bu virüsün girişi daha çok üst solunum yolundan olduğu için sprey şeklinde kullanılacak bu aşı hem virüsün vücuda temasını engelleyecek hem de girişini önlediği için bulaşını da önleyecek...”

        Bir çeşit bağışıklık spreyi nazal aşı.

        Kolonyanın, dezenfektanların gelişmiş hali gibi.

        Onlar eğer varsa vücuttaki mikrobu, virüsü öldürmeye, yok etmeye yarıyor.

        Nazal aşı ise koronayı asla yaklaşamayacak bir yöntemle insandan uzak tutuyor...

        Valla bana mantıklı geldi.

        Tuttum ben.

        Diğer Yazılar