Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Önce Antalya’nın Manavgat ilçesinde başladı yangın.

        Çok acı…

        Yüreğim sızladı.

        Özellikle de evleri orman olan hayvanlara…

        Bakamadım bile o fotoğraflarına.

        İçerisinde milyonlarca canlının olduğu ormanlık alanlar göz göre göre yok oldu.

        Söndürme gayretleri yetersiz kalınca yerleşim yerlerine sıçradı.

        Köyler yandı.

        Gariban köylülerin evleri kül oldu.

        Milyonlarca insan nefesini tutmuş Manavgat’taki felaketi izlerken ülkenin başka yerlerinden yangın haberleri gelmeye başladı.

        Osmaniye, Alanya, Marmaris, Milas, Mersin, Bodrum yanmaya başladı.

        Tabii birdenbire memleketin dört bir yanında başlayan bu yangınların sabotaj olup olmadığı sorusu akıllara geldi.

        Kim ya da kimler yaptı bilmiyorum ama ben kesinlikle organize bir kötülük, sabotaj olduğuna inananlardanım.

        Mutlaka derin bir soruşturma başlatılmalı ve bu alçaklığı yapanlar bulunmalı ve hesabı da en yüksek cezalarla kesilmeli.

        Tabii bu madalyonun bir yüzü…

        Diğer yüzü ise yangınla mücadeledeki yetersizliğimiz.

        Daha doğrusu hiçliğimiz!

        İnanılır gibi değil gerçekten.

        Türkiye orman varlığı çok yüksek bir ülke.

        Dört bir yanı yemyeşil.

        Araştırmalara göre 23 milyon hektarlık bir saha var.

        Ve biliyoruz ki, özellikle son yıllarda orman yangınları bir terör taktiği olarak kullanılıyor.

        Velhasıl… Öyle veya değil her yaz ormanlarımız cayır cayır yanıyor.

        Olmaması elbette ki en büyük temennimiz ama olduğunda da yangınlara derhal müdahale edecek ve büyümeden, sıçramadan söndürülecek devlete ait bir mekanizmanın, sistemin olması kaçınılmaz.

        Bütün dünyada orman yangınlarına müdahalede en radikal, kesin çözümün, kozun yangın söndürme uçakları olduğu kabul edilir.

        Biz daha kabul edememişiz ama!

        Hale bakınız lütfen...

        Burnumuzun dibindeki Yunanistan’ın bile 20 yangın söndürme uçağı var

        Ama Türkiye’de 3 tane!

        Onlarda kiralık.

        Bize ait olanlar sadece helikopterler.

        Son günlerdeki yangınlara bütün helikopterlerle müdahale ediliyor, güzel ama helikopterlerin uçaklar gibi bir işlevselliği yok!

        Uçaklar 20 tondan fazla suyu çok kısa zamanda alabiliyor.

        Ayrıca ateşi söndürmede en etkili olan köpüklü suyu da taşıyabiliyor.

        Helikopterin böyle bir imkanı yok.

        Dün öğrendim ki; Her yıl olduğu gibi geçen yıl da ihaleye çıkmış Tarım ve Orman Bakanlığı…

        Katılan 4 firmadan en pahalısı olan Rus şirket tercih edilmiş.

        Günlük 1.3 milyon liradan kiralama yapıyormuşuz.

        Niye kardeşim?

        Niye bunu yapıyoruz?

        Bu kadar mı aciziz?

        Dört bir yanı orman olan güzel ülkemizin yangın söndürme uçakları ile dev bir filosu niye yok da Rusya’ya şuraya buraya boyun eğiyoruz?

        Hadi onu geçtim…

        Elinde Kanada yapımı Bombardier CL-215 model 6 uçak bulunan Türk Hava Kurumu’nu niye yok sayıyoruz?

        Neden THK’nın uçaklarını kullanmak yerine yurtdışından milyonlarca lira ödeyip kiralama yapıyoruz?

        Kimi zengin etmeye çalışıyoruz?

        Bu arada son olarak şunu söylemek istiyorum...

        Gün birlik ve beraberlik zamanıdır...

        Çünkü yanan sadece ormanlarımız değil!

        Her şeyimizdir...

        Diğer Yazılar