Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Farkında olmadan arı kovanına yine çomağı soktum değerli okurlarım.

        Konu aslında annesi ve üvey babası tarafından istismar edildiği iddia edilen iki küçük çocuğun olduğu Antalya/Elmalı Davası idi.

        Herkes gibi tüylerim diken diken okudum istismar ettiği iddia edilen anne Merve Akman ve üvey baba Rahmi Akman’ın tahliye edildiği haberlerini.

        Ama tabii gazetecilik sorumluluğum vardı ve sıradan bir yurttaş gibi tepki gösterip geçemezdim konuyu ve bu yüzden de söz konusu davayla ilgili tüm hikayeyi öğrenmek için işin peşine düştüm.

        Ve devletin resmi kayıtlarına geçmiş tüm belge, bilgi, kayıt ve kanıtları edindim.

        Tabii oturup satır satır okuduktan sonra da gördüm ki ortada korkunç bir yalan, yanlış var!

        Ve işin acı tarafı şu ki; Bu yalan üzerinden masum insanlar göz göre göre resmen linç ediliyor.

        Uzatmayayım…

        Yazdım ne gördüysem ve sizlerle paylaştım.

        Tabii bu yazdığım doğrular, gerçekler meseleyi toplumda bambaşka bir noktaya taşıdı.

        Ancak bundan özellikle çocuk istismarı ile mücadele etmesiyle bilinen UCİM adlı dernek rahatsız oldu.

        Başkanı Saadet Özkan olan bu derneğin sosyal medya hesaplarından çok garip paylaşımlar yapılmaya başlandı.

        Belgelere, kanıtlara rağmen ısrarlı bir biçimde anne ve üvey babanın istismarcı olduğu konusunu gündemde tutmaya devam ettiler.

        REKLAM

        İşin en acayip yanı ise benim çağrım neticesinde iki çocuğun devlet korumasına alınmasının ardından derneğin başkanının üzüntüden helak olmasıydı.

        Hele de babaanne Günay Soytok için attığı üzüntülerini bildiren destek tweeti...

        Acayip diyorum çünkü Balıkesir Ayvalık Sosyal Hizmetler bünyesinde babaanneleriyle yaşayan çocukları izleyen uzman psikolog Deniz Karasapan’a göre babaanne Günay Soytok sağlıklı bir ruh haline sahip değildi ve çocukları anne ve üvey baba tarafından istismar edildikleri konusunda yönlendirdikleri kanaati oluşmuştu ve bu yüzden de raporuna şu notu düşmüştü; “Çocuklar derhal devlet korumasına alınmalı!”

        Peki dava dosyasında olan bu bilgilere, raporlara rağmen UCİM o iki yavrucağın neden devletin profesyonellerinin gözetiminde, rehabilitasyonda olmasını değil de ruhsal sorunları olduğu uzman tarafından tespit edilmiş bir babaanne yanında kalmalarını arzu ediyordu?

        Bu tavır midemi bulandırmıştı.

        Bir de memlekette “Elmalı Davası” yüzünden yer yerinden oynarken istismarla suçladıkları anne ve üvey baba linç edilirken, davanın tarafı olan UCİM’in hiç sektirmeden, sürekli bağış çağrısı paylaşımları konusu var.

        Toplumda adeta infiale yol açmış bir davanın kamuoyunda gündeme gelmesine önayak olmuş bir derneğin tam da öyle bir dönemde “Haydi bize para yollayın!” diye kendilerini paralamaları acayip irite etti.

        Bunun üzerine nedir bu UCİM, kimler var bu çatının altında diye karıştırmaya başladım.

        Ve çok enteresan bir tablo ile karşı karşıya kaldım.

        Başkan Saadet Özkan İzmir’de yaşıyor, ikamet ediyor ama derneğin merkezi Mersin.

        Çünkü Özkan’ın İzmir Menderes’te bir okulda ortaya çıkardığı taciz olayının ardından ona; “Sizin adınıza dernek kuralım” teklifini getiren ve bu teklifin hayata dönüşmesini sağlayan Yücel Ceylan adlı şahıs Mersin’de ikamet ediyor.

        REKLAM

        Ceylan’ın biyografisi çok ilginç

        “Çocuk istismarı” ile mücadele edecek yetkin bir kimliğe filan sahip değil.

        Yani herhangi bir uzmanlığı yok.

        Daha önce CHP’den belediye başkanlığına ve milletvekilliğine aday adaylığı var.

        O dönemlerde yerel Çukurova adlı gazeteye verdiği söyleşiden aynen alıntılıyorum.

        “İlk, orta, lise eğitimimi burada yaptım, yüksekokul okuyamadım, çünkü ben hep çalışıyordum. Manav dükkanım vardı gece lisesinde okuyordum zaten ve çok zor şartlardı. Okuyamadık ama her meslekte bulundum hemen hemen, şu anda 60 bin m² tır parkım, hayvancılık üzerine bir çiftliğimiz var ve madeni yağ işi yapıyoruz!”

        Bu arada derneğin ilk kuruluşunda yer alan yönetim kurulu üyelerini de Ceylan belirliyor.

        Kızı Çağıl Ceylan Yaşa’yı, damadı Remzi Efe Yaşa’yı yönetim kurulu üyesi yapıyor.

        Genel Sekreter Çığır Balseçen de Ceylan’ın öz yeğeni.

        Sayman Ozan Kılınç da yine akrabası.

        Yani bugün milyonlarca bağışçısı, gönüllüsü olan UCİM adlı derneğin üst düzey yönetimi Mersin’de yaşayan ve belli ki siyasette ilerleme kaydetmek isteyen Yücel Ceylan’ın eş, dost ahbaplardan belirlediği isimlerden oluşuyor.

        UCİM’in açılımı; “Uluslararası Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği” ama düşünün bu derneğin yönetiminde bir tane hukukçu, bir tane psikiyatrist bile yok!

        Kısa bir süre önce bazı gönüllüler kızının, damadının durumunu gündeme getirince onları kurul üyeliğinden siliyor.

        Yerlerine de kimse atanmıyor.

        “Çocuk istismarı” gibi hassas bir konuda mücadele veren UCİM’e destek çok büyük.

        Birçok dernekten daha fazla bağış topladığı iddia ediliyor.

        REKLAM

        Ancak derneğin başkan yardımcısı Yücel Ceylan bu bağış miktarları ve nereye harcandıkları konusunda sorgulamalardan çok rahatsız oluyor.

        Hatta bu nedenle devam eden bir dava bile var.

        Daha evvel Kocaeli’nde şube açmak için girişimde bulunan gazeteci Yeliz Koray 12 arkadaşı ile katıldığı UCİM’in ilk toplantısında medeni bir biçimde derneğe yapılan bağışların nerelere harcandığı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğini söyleyince Yücel Ceylan tarafından; “Biz bizi sorgulayacaklarla değil bize inananlarla yola çıkarız ancak!” deyip veto yiyor.

        Koray bu vetoyu ve şüphelerini twitter adresinden dile getirince de UCİM avukatı tarafından zimmetine para geçirmek gibi korkunç bir ithamla karşı karşıya kalıyor.

        UCİM ile tek bir görüşmenin, toplantının dışında herhangi bir bağı bağlantısı olmadığı halde sırf böyle bir sorgulamayı yaptığı için iftiraya maruz kalan Yeliz Koray savcılığın yolunu tutup UCİM hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

        UCİM’in Başkan Yardımcısı olan Yücel Ceylan’ın Kocaeli’nde şube açmak için girişimde bulunan Yeliz Koray ve arkadaşlarıyla yaptığı yazışmada da "Bize inanan arkadaşlar bulursanız daha iyi olacaktır" diyor.

        Bugünlük bu kadar ama kafaya fena taktım ve o yüzden de devam edeceğim sorgulamalara…

        Asıl bomba yarına…

        UCİM’in kurucularından olan ancak; “Bu bağışlar nereye gidiyor?” diye aynı sorgulamaya giriştiği için “Cinsel istismarcılıkla, tacizle” suçlanan V.Ç olayı da çok ilginç.

        Suçlama var ama ne garip ki açılmış bir dava yok!

        Sen Türkiye’deki tüm istismar davalarının takipçisi olduğunu söyleyen bir derneksin ama kendi bünyende ve üstelik de kurucu üyelerinden birinin istismar yaptığını düşünüp ilişiğini kesiyorsun ama hakkında savcılığa suç duyurusunda dahi bulunmuyorsun!

        REKLAM

        UCİM dosyası artık Elmalı Davası’nı aşan bir dosyadır ve bu derneğin başkanı Saadet Özkan kamu adına soru soran gazetecilere cevap vermek yerine demogoji yapmayı filan kesmelidir artık.

        Şu soruları not düşüyor ve Özkan’a bir kez daha yanıtlaması talebi ile çağrıda bulunuyorum!

        * Derneğinize kurulduğu günden bu yana yapılan bağış miktarı nedir?

        * Bu bağışlar nerede ve nasıl harcandı?

        * Bağışlar dışında yurt dışı kaynaklı fonlardan destek aldınız mı?

        * Yurt içinde belediyeler veya diğer kamu kurum ve kuruluşlardan organizasyon ağırlamaları yapıldı mı?

        * Bünyenizde kaç profesyonel psikiyatrist, psikolog ve hukukçu çalışmaktadır?

        * Diğer tüm personeller dahil bu profesyonellerin sayısı ve maaşları, giderleri nedir?

        Devamı gelecek…

        Diğer Yazılar