Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İçimden bir his seçimin ne zaman yapılacağına karar verilmiş diyor...

        Onun yalancısıyım tabii…

        Diyor ki; “6 Kasım 2022'ye hazırlık başladı Sevilay!"

        Haklı olabilir çünkü öyle bir hava esiyor zira.

        Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son zamanlarda AK Parti’nin iktidar olduğu dönem boyunca yaptıklarına, icraatlarına ısrarla vurgu yapması kampanyaya başladığının izlenimini verdiriyor.

        Sadece bu değil başka konularda da kıpırdanma var.

        Mesela milletvekili olmayı düşünen bazı isimlerin liderlerin karar aşamasında isminin favoriler arasında olması için şimdiden saha çalışmalarına başladığını görüyorum.

        Yani iç sesim doğruyu söylüyorsa Cumhur İttifakı yola çıktı Kasım 2022 için.

        Bu durumun Cumhur İttifakı'nın yarışa 2-0 önde başladıklarının bir göstergesi olduğunun altını da çizeyim.

        Hatta 4-0 bile denebilir.

        Çünkü rakiplerin durumu berbat görünüyor.

        Bırakın kimin aday gösterileceği konusunu daha olabilecek isimler üzerinde bile bir fikir birliği yok!

        CHP tarafında Kılıçdaroğlu’nun aday olması hususunda ciddi bir heyecan ve PR çalışması var.

        Yakın kurmaylarından Oğuz Kaan Salıcı’nın kapalı, açık tüm sohbetlerinde; “Tartışmaya gerek yok! Adayımız Genel Başkanımızdır!” ifadeleri kulaktan kulağa yayılıyor ve bu da Millet İttifakı’nın diğer ortaklarında rahatsızlık yaratmaya devam ediyor.

        Devam ediyor diyorum zira bu konuyu daha evvel de yazı konusu yapmıştım.

        Hatırlayan hatırlar ama yine de o yazının linkini iliştiriyorum tekrar okunması isteğiyle…

        Bu arada açıkça yazamıyor olabilirim çünkü “off the record” şartı ile aktarılıyor bazı şeyler.

        İttifakın diğer ortağı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda çok istekli olduğu ve Kılıçdaroğlu ile ilgili bu ataklardan da epeyce huzursuzluk duymaya başladığı ona yakın isimler tarafından da aktarılıyor.

        Akşener’i huzursuz eden diğer bir husus ise CHP kanadından; “Meral Hanım’ın Kürtler ile geçmişi sıkıntılı. HDP’ye oy veren hiçbir Kürt ona oy vermez. Aday olursa seçim baştan kayıptır!" tezleri.

        Akşener isminin Kürtler nezdinde problemli olduğu konusunda hemfikirim.

        Maalesef bölge halkının hafızalarına kazınmış. Özellikle İçişleri Bakanlığı döneminde izlenilen Güneydoğu politikalarında onun da sorumluluğu var.

        Ancak aşamayacağına da inanmıyorum.

        Meral Hanım’ın son dönemde sergilemeye çalıştığı demokratik duruşun, itinayla bu konunun aşılması için verdiği mücadelenin Kürt seçmenlerin tamamının değilse bile bir kısmının gönlünü kazanabileceğini düşünüyorum.

        Ama yeterli mi?

        Kesinlikle değil.

        Eğer o bölge halkının oyunu istiyorsa daha net olmalı Akşener.

        Çünkü Kürtlerin hafızasında yer etmiş Akşener imajı ancak samimiyetle aşılabilir.

        Ha tabii bu arada sadece kendisinin değil partisinin diğer mensuplarının, sözcülerinin, temsil edenlerinin de benzer bir anlayışı sergilemesi gerekiyor.

        Bir yandan fanatik Türk milliyetçiliğine devam ederken; “Kürtlerin de oyuna talibiz” demek biraz absürt kaçıyor çünkü.

        Diğer Yazılar