Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta sonu AASSM’nin rahat koltuklarına oturmuş harika konseri dinlerken Floransalı Medici Ailesi’ni ölümsüz kılan özelliğin usta bankacı ve politikacı olmaları değil, sanata verdikleri destek olduğunu düşündüm. Sahnede ARKAS Trio çalıyordu. İstanbul’da verdikleri, çok olumlu eleştiriler alan konserin ardından İzmir’deydiler. Tuncay Yılmaz (keman), Gustav Rivinus (çello) ve Emre Elivar’dan (piyano) oluşan üçlü ARKAS’ın sanat yaşamımıza armağanıydı. ARKAS Trio, son derece iyi seçilmiş bir programla o gece orada bulunma şansına erenlere gelecekte neler yapabileceklerini gösterdi.

        ARKAS Trio kendilerini dünyaya kanıtlamış üç sanatçıdan oluşuyor. Devlet Solist Sanatçısı Tuncay Yılmaz bir İzmirli. Kuşağının en yetenekli sanatçılarından biri. Uluslararası eleştirmenlerin mesleğe başladığı ilk dönemlerde bile “Kemanın Prensi” olarak tanımladıkları Yılmaz, bence prenslik derecesini çoktan aşmış. Sanatçılığının dışında Tuncay Yılmaz’ı dost ve arkadaş olarak tanıyıp sevmenin de etkisi vardır belki ama bütün varlığı ile çaldığını ve yüreğinize dokunduğunu hissediyorsunuz.

        Emre Elivar, olağanüstü bir yetenek. Onu dinlerken müziğimiz için bir şans olduğunu düşünüyorsunuz. Ayrıca tanıyıp da sevmemenin mümkün olmadığı insanlardan.

        Gustav Rivinus’u ilk kez sahnede dinleme fırsatı buldum. Uluslararası Çaykovski yarışması altın madalyası sahibi Rivinus için söylenecek çok söz yok. O da diğer iki arkadaşı gibi her şeyi sahnede söyledi zaten.

        SEÇİLMİŞ ESERLER

        O gece ARKAS Trio, Haydn, Mendelssohn ve Brahms’dan seçilmiş eserler çaldı. Büyük bir uyum içinde, adeta su gibi akıp giden bir program. Trio daha ilk konserinde zoru başarmış, dünya çapındaki bu üç sanatçı ortak bir dil oluşturabilmiş. Onları dinlerken Aikido’nun kurucusu O sensei Morihei Ueshiba’nın “Mutluluk uyumdadır” sözünü hatırladım. Trio’nun uyumu gerçekten mutluluk vericiydi.

        ARKAS Trio’nun önünde uzun bir yol var. Onları peş peşe pek çok konser bekliyor. Berlin’de bir konser verecekler. İstanbul’da Beethoven’in Triple Konçertosunu seslendirecekler. Dilerim bir gün İzmir’de de çalarlar.

        ARKAS, sanata ve spora verdiği destek, uyguladığı çeşitli sosyal sorumluluk projeleri ile her zaman benzerlerinden farklılığını kanıtlamış bir kurum. Türkiye’de özel bir kurumun çatısı altında, kurumsal bir yapıda konumlanmış ilk klasik müzik üçlüsünü kurarak da bu ayrıcalığı kanıtladı. İnanıyorum ki ARKAS Trio çok başarılı olacak. Yolları açık, alkışları bol olsun.

        Diğer Yazılar