Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul'un dört bir yanı alışveriş merkezi oldu. Yeme içme sektöründe olduğu gibi AVM’lerde de yanlış bir hamlenin nasıl sonuçlandığını hemen görüyoruz. Şimdi yeni açılan Akasya AVM’yi gezerken aklımdan binlerce soru geçti. Akasya’ya bakınca aklıma Zorlu Center geldi. Zorlu Center’ın durumuna ben üzülüyorum. Artık sahibi nasıl üzülüyordur bilemem. Neyse Akasya’ya gitme sebebim yakın modacı arkadaşım Taji, Nişantaşı ve New York’tan sonra üçüncü mağazasını Akasya’da açmış. Biz de hayırlı olsun demek için yollar düştük. Taji dünya markaları arasında muhteşem bir mağaza açmış. Hem marka hazır kıyafetler var, hem de kişiye özel dikim var. Taji o gün işbaşındaydı. Yeni dükkân olduğu için oldukça heyecanlıydı. Taji zaten bilinen çok iyi bir modacı. Türkiye’de mavi smokin akımını başlatan adam desem ne kadar iyi bir modacı olduğunu anlatmış olurum. Akasya AVM daha tam anlamıyla bitmiş değil. Ancak ona rağmen derli toplu, ortada pislik, düzensizlik yok. Çevre düzenlemesi daha yeni yeni yapılıyor. İçeriye ilk girdiğimde bende Akmerkez, İstinyepark karışımı bir yer olmuş izlenimi verdi. Akasya Türkiye’nin en büyük üç grubunun bir araya gelmesi ile ortaya çıkmış: Simpaş, Ülker ve Akkök Grubu. İnanılmaz büyük bir arazi üzerine kurulmuş, hem AVM hem de residence var. Residence’lar çok başarılı.

        ORTAYA KARIŞIK OLMUŞ

        Çok büyük ama marka karması biraz karışık geldi bana. Açıkçası ne yapmak istediklerini anlamadım. Ancak yine de alışveriş merkezi konusunda tecrübeli olan Akkök Grubu hünerlerini ortaya koymuş. En azından Ak Batı AVM’de yaşadıkları hüsranı göz önüne alıp öyle konumlandırma yapmışlar. Sonuçta bu işler tecrübe, anlamak ve fikir dinlemek ile gerçekleşiyor. Daha yeni olmasına rağmen inanılmaz kalabalıktı. Genel kitleye şöyle baktığımda B grubu demek doğru olur. Zaten marka seçimlerini ona göre yapmışlar. Dedim ya ne yapmak istediklerini anlamadım. Mesela yemek bölümünde Kahve Dünyası var. Karşısında Sushico var. Aynı katta dönerci vs. ne ararsan var. Bir de en alt katta bir yer daha var. Orada da Mado, Komşu Fırın, Bizim Mutfak, Shake Shack ve aralarında Flormar, makyajcı, kuyumcu sonra Malatya Pazarı var. Muhteşem bir Mado yapmışlar. Dekor yıkıyor. Ama o katta garip garip mağazalar var. Bizde yeme içmeyi nerede toplayacaklarını hâlâ öğrenemediler. Bu büyük hata ve kimseye danışmıyorlar. Milyar dolarlık yer yapıyorlar, sonu hep aynı. Yeni açılan AVM’ler inşallah bu söylediklerimi dikkate alır. Şimdi İstinyepark gibi bir örnek var. Bunun daha üstü ne olabilir ona bakmak lazım.

        KAHVE DÜNYASI FULL ÇEKİYOR

        Bir de dışarıda ayrı mekânlar var. Mesela Midpoint bağımsız bir yer yapmış. Mekân ağzına kadar dolu. Türkiye’de yeni açılacak mekân Fransız markası olan Fauchon da Akasya AVM’de olacak. Dekorasyon tüm hızıyla devam ediyor. Masa gibi bir konuma sahip. Yeri çok büyük tam tamına 750 metrekarede hizmet verecek. Eksen Grup’a ait olan mekân bence en çok iş yapacak yerlerden biri olacak. Türkiye’nin gururu Kahve Dünyası’nı nereye açarsan aç çok iyi iş yapıyor. Bütün gün gezdiğim Akasya’da en çok işi Kahve Dünyası’nın yaptığını gördüm. Valla buradan işin patronu Alev Altınkılıç’ı kutlamak gerekiyor. Markaya çok büyük emeği var. Bir kadının başarısını görmek istiyorsan en büyük örnek bence Kahve Dünyası. Şimdi Türkiye genelinde 130’a yakın şubeye ulaştı. Starbucks’la yarışıyor. Bizden niye marka çıkmıyor diyen olursa bence Kahve Dünyası’na baksın. Yakın zamanda yurtdışında da şubeleri olacak. Londra başlangıçtı. Birol Altınkılıç, kızı Dilara, oğlu Kaan hepsi işin başında. Sadece Kahve Dünyası değil Baylan’ı da daha yukarı bir yere taşıdılar. Türkiye’nin en büyük kakao işleyicilerinden biri. 180 bin metrekare fabrikada yok yok. Çok merak ediyorum, bir gün gidip gezeceğim. Şimdilik Akasya hadiseleri bu kadar tam açılsın daha detaylı aktaracağım.

        YABANCILIK ÇEKMEDİĞİM BİR DÜĞÜN

        Camianın sevilen isimlerinden benim de yakın arkadaşım olan Burak Hatipoğlu, geçtiğimiz hafta sonu Melisa Postoğlu ile Four Seasons’ta yapılan muhteşem bir düğün ile dünya evine girdi. Son dönemde çok sayıda düğüne gittim. Bazılarını yazdım bazılarını yazmadım. Ancak Burak Hatipoğlu’nun düğünü yazılacak cinstendi. Gece hayatında sosyete dediğimiz tayfa neredeyse tam kadro düğündeydi.

        SİSTEM ACAYİP GÜZEL

        Sosyete denince sanki sabah havyar, şampanya ile güne başlıyor gibi bir hava var. Ama öyle değil sevgili okurlar. Neyse düğüne dönersek son dönemlerde böyle gecelerde acayip bir yarış var. Düğün sahipleri inanılmaz bir efor sarf ediyor. Yakın arkadaşım modacı Taji önümüzdeki hafta aynı yerde hemşerim Özlem Taşar ile evleniyor. Şimdi işin için de girince gördüm ki çok meşakkatli. Mönüyü seçmek bile bir dert. Çünkü onlarca mönü içinden bir tane set seçiyorsunuz. Four Seasons’da sistem acayip güzel. Muhteşem bir odaları var. Kocaman bir masaya gidip oturuyorsunuz. Size bütün mönüleri tattırıyorlar. İçinden beğendiğiniz soğuk, ara sıcak, ana yemek, tatlı olmak üzere hepsini özene bezene seçiyorsunuz. Bunları yaşadıktan ve zorlukları gördükten sonra artık hiçbir düğün için kötü yorum yapmayacağım. Burak ve Melis’in düğünü gerçekten çok güzeldi. Bir kere ne kadar tanıdığım insan varsa hepsi oradaydı. Ralf Tezman, Mehmet Mutlu, Umut Özkanca, Ali Ünal, Tacettin Şeker, Ali Ünsal, Levent Ceylan, Ömer Gürsoy, Emre Kütük kimi ararsan düğüne eşi ile ya da sevgilisi ile iştirak etmiş. Herkesin bir zevki var.

        DÜĞÜNE KADIN ELİ

        Organizasyonu B&G yapmış. İki tane güzel hanımefendi. İşe kadın eli değince bir başka oluyor. Son dönemlerde yapılan birçok düğünü B&G organize etmiş. İki ortaklar; Billur Tavukoğlu ve Gül Arpat. Bütün gece her şeyin iyi gitmesi için ellerinden geleni yaptılar. Şimdi bu işleri yapan çok sayıda firma var. Hepsinin ayrı bir özelliği var. Ancak acayip bir rekabet olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

        Diğer Yazılar