Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Çağatay Çelik, Kopenhag - Galatasaray maçını yorumladı: "Bazen daha çok koşan kazanır" - Futbol Haberleri

        Bazı futbolcular diğerlerinden daha iyidir. Bazı futbolcular ise diğerlerinden daha çok koşar. Futbol bu ikisinin karşılaştığında genellikle daha 'iyi' olanın kazandığı bir spor olsa da onu bu kadar cazip kılan daha çok koşarak da kazanma ihtimalinin bulunmasıdır. Galatasaray'ın kaderini belirleyen müsabakanın sonucu da daha çok koşanın lehine oldu.

        Sahaya çıkan ilk 11'ler arasında yaş farkı bulunmasa da fizik kalite farkı barizdi. Galatasaray'ın bu yaz Şampiyonlar Ligi için aldığı yıldızların fiziksel yeterliliğe bir türlü gelememeleri belki de beş maçlık serüvenin buruk noktalanmasına neden oldu.

        Dakikalar 70'i gösterdiğinde Kopenhag 95, Galatasaray ise 88 kilometrelik mesafe kat etmişti. Tam saha baskı yerine baskı merkezi olarak ikinci bölgeyi seçen Kopenhag burada sürekli bir kişi fazla oldu ve sarı-kırmızılılar rakibin yerleşik savunmasını çalkalayıp açamadı. Rakibin fiziksel üstünlüğüne panzehir olması gereken Kaan Ayhan'ın varlığı da böylece boşa düştü.

        REKLAM

        İkinci yarıda da topun sahibi Galatasaray, oyunun sahibi ise yine Kopenhag'tı. Top rakipteyken karşılamayı iyi yapan Kopenhag, ikinci bölgede sürekli bir kişi fazla olmasının ekmeğini de 58'de aldı. Havuza düşen topu kaleye hızlı götürdüler, göstere göstere de bitirdiler. Okan Buruk devamında orta sahayı tamamen by-pass'a bırakıp ön bölgeyi değişikliklerle kalabalıklaştırsa da sonuç değişmedi.

        Manchester City, Borussia Dortmund gibi hem son dönemin Avrupa tecrübesi hem de kadro kalitesi olarak üstün olan ekiplerin çıkamadığı Parken'den Galatasaray'ın da çıkamaması beklenmedik bir sonuç değil. Burada hayal kırıklığı olan, ülke futbolunun kurduğu 'Parken' anlatısı.

        Galatasaray'ın 2000'de UEFA Kupası'nı aldığı Parken'e ayak basan kadrosunda hem kadro istikrarı hem fizik kalite hem de teknik kalite mevcuttu. Rakiplerine sahayı dar eden taraf Galatasaray'dı. Emre, Okan, Suat, Ümit ile rakibinden sürekli bir kişi fazla olan, tam saha baskı yapan takım Galatasaray olurdu.

        Türk futbolu son yıllarda futbolun içindeki birçok şeyi göz ardı ederek teknik kaliteyi satın almaya ve tüm sorunlarını bununla çözmeye odaklanmış durumda. Galatasaray da fiziksel açıdan dezavantajlı olan kadrosuna teknik kalitesi bulunan ancak en iyi dönemlerini geride bırakmış oyuncuları eklemeyi tercih etti.

        Kopenhag Teknik Direktörü Jacob Neestrup, Türkiye'de şimşekleri üzerine çekse de satır arasında acı bir gerçeği yüzümüze çarpmıştı. 2-2'lik maçın ardından konuşan genç teknik direktör "Galatasaray'ın bizden daha fazla para harcadığını söyleyebiliriz ama bunu bir avantaja çevirdik" demişti. Bazen daha az para harcayıp daha çok koşan taraf galip geliyor.

        Döviz kurunun 30'a dayandığı, Türk Lirasından başka gelirinin neredeyse olmadığı, yayın gelirinin giderek düştüğü bir futbol ekonomisinde Galatasaray'ın da acı reçeteyi bir an önce yazdırıp yol haritası çıkarması gerekiyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ