Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar O eserler iade edildi
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Mehmet Nuri Ersoy, 2007'de Gökçeada'daki tarihi kiliselerden çalınan ikonaların Fener Rum Patriği Bartholomeos'a teslim edilmesi amacıyla Troya Müzesi'nde düzenlenen törende değerlendirmelerde bulundu.

        Kültür varlıklarının korunması ve kaçakçılığın önlenmesinde yeni bir başarıya daha ulaştıklarını belirten Mehmet Nuri Ersoy, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca uzun süredir titizlikle yürütülen, Bakanlık olarak uzman desteği sağladıkları "Anadolu" adlı operasyonun ilk sonuçlarını vermeye başladığını vurguladı.

        Bunun, Cumhuriyet tarihinin "suçtan elde edilen gelire" yönelik ilk tarihi eser kaçakçılığı operasyonu olduğunu anlatan Ersoy, "Eş zamanlı olarak Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye'de gerçekleştirilmiş olup, toplam 4 bin 122 tarihi eser ele geçirilmiştir. Ülkemize ait pek çok eserin yurt dışına kaçırılmadan yakalanmış olmasının yanında sınırlarımız dışına çıkarılarak müzayede evlerinde satılan çok sayıda eserin de tespiti yapılmıştır. Bunların ülkemize iadesine yönelik gerekli girişimleri de ilgili kurumlarımızla koordineli olarak gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

        REKLAM
        .png
        .png

        Operasyonun, Türkiye'nin bütün imkanlarıyla topraklarındaki kültürel mirasa nasıl sahip çıktığını ve bunlara yönelik suçlarla mücadeledeki kararlılığını tüm dünyanın gözleri önüne serdiğine dikkati çeken Mehmet Nuri Ersoy, "Başta İçişleri Bakanı'mıza, operasyonu gerçekleştiren Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımıza ve bu operasyona uzmanlıkları ile katkı sağlamış olan çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Mücadelemizden ve kararlılığımızdan asla ödün vermeyeceğimizi bir kez daha belirtiyorum." ifadelerini kullandı.

        Adadaki kiliselerde yaşanan hırsızlık olaylarına ilişkin geniş çaplı soruşturma yürütüldüğünü belirten Ersoy, Eceabat İlçe Jandarma Komutanlığının aynı yıl gerçekleştirdiği operasyonla birtakım kültür varlıklarının ele geçirildiğini anlattı.

        REKLAM

        Mehmet Nuri Ersoy, özel araştırma yöntemleri sayesinde bu eserlerin, Dereköy Panayiya Kimisis Kilisesi'nin de aralarında olduğu dini yapılardan çalındığının tespit edildiğini aktardı. Troya Müzesi'nde yediemin olarak tutulan eserlere dair davanın akıbetinin Kültür ve Turizm Bakanlığının talimatıyla Çanakkale Kültür ve Turizm Müdürlüğünce ilgili mahkemeden sorulduğunu dile getiren Ersoy, eserlerin mülkiyetine ilişkin kararın takipçisi olunduğunu ifade etti. Ersoy, 2019'da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde bir araya geldiklerini hatırlatarak, "İstanbul Çarşamba Mehmet Ağa Camii'nden çalınan, 16'ncı yüzyıl Osmanlı çini sanatının nadide bir örneği olan Ayet-el Kürsi işlemeli panomuzun, İngiltere'den ülkemize iadesinin mutluluğunu bizlerle paylaşmışlardı. Aynı mutluluğu bugün de bu özel eserleri, kiliselerle yeniden buluşması için Sayın Patrik'e takdim ederken yaşıyoruz. Ben de bu eserlerimizi bölge halkımıza yeniden kazandırmanın en güzel yolunun, ait oldukları kiliselerde korunması olduğu düşüncesindeyim." diye konuştu.

        .png
        .png

        Türkiye'deki kültür varlıklarının devlet malı niteliğinde olduğuna dikkati çeken Mehmet Nuri Ersoy, bunları çalmanın, izinsiz bulundurmanın, bulmak için kazı yapmanın ve hatta tesadüfen bulup haber vermemenin hapis cezasıyla yaptırıma bağlanmış suçlardan sayıldığını bildirdi. Yurt dışına kültür varlığı çıkarmanın 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası gerektiğine değinen Ersoy, şunları kaydetti; "Şunu gururla söylemeliyim ki; Osmanlı İmparatorluğu döneminde yürürlüğe girmiş ilk yasal düzenlemelerden tutun da bugün yürürlükte olan mevzuatımıza kadar uzanan süreçte, kültür varlıkları hiçbir zaman din, dil, ırk gibi ayrımlara maruz bırakılmamıştır. Ülkemizde kültür varlıkları ait oldukları dönem, işlev ve üretim amaçları gözetilmeden hassasiyetle korunmakta, her bir parça yasalarımızın güvencesi altında titiz bir şekilde muhafaza edilmektedir. Dilerim ki herkes medeniyetimizin bu hoşgörü ikliminden feyz alsın, kültür varlıklarının barış, dostluk, kardeşlik ve diyalog unsuru olduğunu anlasın. Bugün burada bizlere katılan bütün misafirlerimize, attıkları adımlar ve aldıkları kararlarla bu mutluluğu bizlere yaşatan Eceabat İlçe Jandarma Komutanlığımıza, Gökçeada Cumhuriyet Başsavcılığımıza, Gökçeada Asliye Ceza Mahkememize, eserleri layıkıyla korumuş olan ev sahibimiz Troya Müzesi'ne ve kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi alanında gayret gösteren çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."

        REKLAM

        Bartholomeos da kendileri için çok önemli ve güzel olan bugünü Mehmet Nuri Ersoy'un hassasiyeti ve hoşgörüsüne borçlu olduklarını vurguladı. Mehmet Nuri Ersoy'a son derece müteşekkir olduklarını anlatan Bartholomeos, sözlerini şöyle sürdürdü; "İkonalar, dinimizce kutsal emanetler sayılır. Tabii ki tahtaya veya boyalara tapmıyoruz. İkonaların üzerindeki şahısların, azizlerin, azizelerin, özellikle Mesih İsa ve Meryem Ana'nın önünde dualarımızı yapıyoruz ve ikonaları muhafaza eden kiliselerimiz, en önemli ibadet yerlerimizdir. Bu kiliselerde dualarımız için kullandığımız tasvirlere, ikonalara büyük bir önem addediyoruz ve elimizden herhangi bir şekilde alındığı, çalındığı zaman büyük üzüntü duyuyoruz. Emniyet mensupları sayesinde adadaki kiliselerimizden çalınan bu 12 ikonanın bize iade edilmesi çok önemli bir olaydır. Sayın Bakanımıza ve emniyet mensuplarına, Patrikhanemiz, Gökçeada ve Bozcaada Metropolitliğimizce, cemaatimiz, şahsım adına en samimi şükranlarımızı ifade ediyorum."

        Patrik Bartholomeos, Mehmet Nuri Ersoy'un Türkiye'nin kültür mirasına her defasında sahip çıktığını ispat ettiğini belirtti. Ersoy'un bu hassasiyetinin, kültürel mirasa karşı tutumunun takdire şayan olduğunu aktaran Bartholomeos, şu ifadeleri kullandı; "Nitekim son zamanlarda çok tarihi değeri olan ve biz Hristiyanlar için büyük tarihi ve dini önemi olan Sümela Manastırı'nın onarımında oynadıkları çok kıymetli rolü biliyoruz ve çok takdir ediyoruz. Her zaman gazetelerde, medyada bu haberleri aldığımızda seviniyoruz, büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki pazar günü Meryem Ana'nın göğe çıkışını kutlayacağız. Sümela Manastırı'nda ilgili makamların izniyle tekrar ayin yapma şansına nail olacağım. Ben, 2010 senesinden başlamak üzere 2015'e kadar 6 defa oradaki ayini yönettim. 2010-2011 senelerinde Rusya'dan, Ukrayna'dan gelen din adamlarıyla bu ayinleri yönettik. Ondan sonra restorasyon çalışmaları başladı, 5-6 sene ara verildi. Geçen sene bize verilen izinle yine ayinleri tekrarladık ve bu sene şahsen gidip bu ayini yöneteceğim. Bildiğim kadarıyla aldığım haberlere göre, yurt dışından önemli bir katkı olacaktır. Gelen turist ve mümin sayısı büyük olacaktır."

        Mehmet Nuri Ersoy'un, ikonaları Bartholomeos'a teslim etmesiyle sona eren törene, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile diğer yetkililer katıldı.

        Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anafartalar Zaferi'nin 106'ncı yıl dönümü dolayısıyla tarihî Gelibolu Yarımadası'nda yer alan Conkbayırı'nda gerçekleştirilen törene katıldı. Ersoy, "İçeride ve dışarıda Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin yoluna taş koymaya, ilerleyişimizi engellemeye, bizi hedeflerimizden uzaklaştırmaya çalışan herkes, tarihte daima olduğu gibi bugün ve gelecekte de hezimet ve hüsrana uğramaktan bir adım öteye geçemeyecektir" dedi.

        Anafartalar Zaferi'nin 106'ncı yıl dönümü dolayısıyla tarihî Gelibolu Yarımadası'nda yer alan Conkbayırı'nda gerçekleştirilen tören, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Mustafa Oğuz, Avustralya Askeri Ataşesi Albay Richard Campbell, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir tarafından Atatürk Anıtı'na çelenklerin bırakılmasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından ve saygı atışı yapılarak Türk bayrağı göndere çekildi.

        Mehmet Nuri Ersoy, törende yaptığı konuşmada, Anafartalar Zaferi'nin her anının, cesaret, metanet, inanç destanı olan Çanakkale Savaşları'nın şanlı bir sayfası olduğunu söyledi.

        Deniz ve kara mücadelesiyle yaklaşık 9,5 ay süren Çanakkale Savaşları'nın, hem parçası olduğu tarihi süreç içinde hem de 20'nci yüzyılın şekillenmesinde kader tayin edici bir özelliğe sahip olduğunu belirten Ersoy, şu ifadeleri kullandı; "Avrupa'da askeri ve siyasi ciddi değişimlerin sebebi olmuş, Kurtuluş Savaşı'nın manevi meşalesi buradan bütün yurt sathına yayılmış, dünyanın dört bir yanındaki mazlum halkların sömürge zincirlerini kırabileceklerine dair inançlarının yeşermesine zemin hazırlamıştır. Hüseyin Avni, Mehmet Şefik, Ezineli Yahya Çavuş, Yusuf Kenan gibi nice kahraman sayesinde bugün 'Çanakkale ruhu' hepimizin ortak manevi hazinesi olmuştur. Onlar 1915'te Seddülbahir, Kumkale, Arıburnu, Kanlısırt, Anafartalar ve Conkbayırı gibi sayamayacağımız daha pek çok mevzide kahramanca hayatını feda ederek ya da sinesinde onurla taşıyacağı yaralar alarak Çanakkale'yi Türk kimlik ve karakterinin timsali kılmışlardır. Dünya döndükçe hatırlanacak ve daima ilham alınacaktır."

        Mehmet Nuri Ersoy, Çanakkale'de elde edilen zaferin, başkent İstanbul'u kurtardığı gibi aynı zamanda vatan kurtaran, devlet kuran komutanların ve liderlerin doğmasına da vesile olduğunu vurguladı.

        Komuta ettiği ve emir verdiği her askerin yüce ruh halini anlayarak özümseyen ve buna göre kararlar alarak önemli zaferlere imza atan komutanlar sayesinde Çanakkale'nin sükunetli bir vatan toprağı olduğunu dile getiren Ersoy, şunları kaydetti; "Göğsüne şarapnel isabet ettiği halde 'Asker yaralandığımı duymasın' diyerek büyük bir metanet örneği gösteren, kendi ifadesi ile 'ölümden daha ağır bir sorumluluk' ile görev yaptığı Çanakkale'de 'Anafartalar kahramanı' olan Gazi Mustafa Kemal, üstlendiği vazifeyi, 'Böyle bir sorumluluğu yerine getirmek basit bir iş değildir. Fakat ben vatanım mahvolduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için kemali iftiharla bu sorumluluğu üstüme aldım' diyerek anlatmaktadır. O, hayatı boyunca bağımsızlık ülküsüyle ve vatan toprağına beslediği sevdasıyla en ağır sorumlulukların altına girmiş, en zor kararları alarak ve daima milletinin ruh haline tercüman olarak yeni bir istikbal yolu çizmiş, verilmiş bir unvan olmanın çok ötesinde adanmış bir ömrün gerçeği olarak dünya ve Türk tarihine Atatürk adıyla geçmiştir."

        Mehmet Nuri Ersoy, 106'ncı yıl dönümünde Anafartalar Zaferi'nin ve Çanakkale'nin büyüklüğünü tarifsiz bir gururla idrak ederken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını, Mehmetçikleri, aziz şehit ve gazileri bir kez daha rahmetle ve minnetle andığını dile getirdi. Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı; "İçeride ve dışarıda Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin yoluna taş koymaya, ilerleyişimizi engellemeye, bizi hedeflerimizden uzaklaştırmaya çalışan herkes, tarihte daima olduğu gibi bugün ve gelecekte de hezimet ve hüsrana uğramaktan bir adım öteye geçemeyecektir. Yüreklerimize korku, umutsuzluk, yılgınlık salabileceklerini sananların hepsi bu milletin bükülmez iradesi, boyun eğmez karakteri karşısında hezeyanlara boğulmaya mahkumdur. Topraklarımıza düşen her ateş, devletimizin gücü, milletimizin birlik ve beraberliği karşısında sönecek, vatandaşlarımızın bütün yaraları sarılacak, toprağımız üzerindeki küller savrulup yerini yeniden yeşile ve yaşama bırakacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, orman yangınlarında vefat eden bütün vatandaşlarımıza, vazifelerini bihakkın yerine getirme kararlılığıyla alevlerin önüne set çeken, bu uğurda şehit olan bütün görevlilerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Yaralılarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyorum."

        Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve İl Müftüsü Şükrü Kabukçu'nun dua etmesiyle tamamlandı.

        Törene, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mehmet Cem Okyay, Çanakkale Belediye Başkanvekili Süleyman Canpolat ile kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile askeri yetkililer katıldı.

        Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, aynı zamanda Çanakkale Muharebeleri Sıhhiye Müzesi'nin açılışını yaptı. Ersoy, Çanakkale Muharebeleri Sıhhiye Müzesi'nin 1915'te cephe gerisinde neler yaşandığına dair etkili canlandırmalar içerdiğini belirterek, "Temennimiz odur ki ziyaretçilerimiz 1915'i ve Çanakkale ruhunu anlayarak, hissederek, yaşanan mücadeleye ve acıya ortak olarak buradan ayrılsınlar" dedi.

        .png
        .png

        Mehmet Nuri Ersoy, Gelibolu ilçesinde, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kontrolünde Konya Selçuklu Belediyesinin destekleri ve Sağlık Bilimleri Üniversitesinin katkılarıyla hazırlanan Çanakkale Muharebeleri Sıhhiye Müzesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Hilal-i Ahmer'in nuru, umut ve metanet timsali sıhhiyecilerin anısını güzel bir eserle ölümsüzleştireceklerini söyledi.

        Çanakkale Kara Savaşları'nda siperlerin birbirine çok yaklaştığı çarpışmalarda, düşmanın kullandığı top mermileri, şarapneller ve süngü hücumlarının etkisiyle Mehmetçiğin ağır yaralar aldığını hatırlatan Ersoy, bunun sonuçlarının cephe hattındaki sağlık imkanlarının ötesine geçtiğini, Çanakkale'den hastane gemileriyle getirilen binlerce yaralının bakımı için İstanbul'daki bazı resmi binaların ve okulların bile hastaneye dönüştürüldüğünü anlattı.

        .png
        .png

        Böyle bir ortamda vatanın tüm sathında canla başla çalışan Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyetinin yürüttüğü hasta bakıcılık ve sağlık hizmetleri seferberliğinin, insanların beden ve ruhlarındaki yaralara merhem olduğunu dile getiren Ersoy, şöyle devam etti; "Şu küçücük yarımada, kendine medeni diyen güçlerin vahşetini, kirli yüzlerini ortaya çıkaran, asli kimliklerine ayna tutan bir sahne olmuştur. Adım attığınız her noktada gazi olmuş bir kale, tabya, karargah görebilirsiniz. Düşman uçakları savaş hukukunu ihlal ederek hastanelere, hastane çadırlarına, sargı yerlerine ve yaralı nakleden hastane gemilerine de ateş açmıştır. Bununla birlikte Eceabat gibi bazı sivil yerleşim yerleri de bu bombardımanlardan olumsuz etkilenmiştir. Yine Akbaş ve Ağadere gibi yerlerdeki hastane çadırları Hilal-i Ahmer bayrakları ile donatılmasına rağmen bu bombardımanların hedefi olmuşlardır. Ecdadın nasıl bir fiziki kuvveti alt ettiğini bilmek kadar ne tür bir zihniyeti bu topraklardan kazıyıp attığını da bilmek ve asla unutmamak gerekiyor. Bunu unutmak geçmişimize karşı büyük bir vefasızlık, geleceğimizi de kendi ellerimizle baltalamak demektir."

        .png
        .png

        Mehmet Nuri Ersoy, Çanakkale'nin, kısıtlı malzemelerin doğru kullanılması için önüne gelen yaralı bedenlerden hangisine müdahale edileceğinin kararını omuzlayıp ömür boyu vicdanında 'acaba' sorusunun ağırlığını taşıyabilenlerin zaferi olduğunu vurguladı.

        .png
        .png

        Açılışı yapılan müzeye ilişkin bilgileri paylaşan Mehmet Nuri Ersoy, şunları kaydetti; "Çanakkale Muharebeleri Sıhhiye Müzesi, 1915'te cephe gerisinde neler yaşandığına dair etkili canlandırmalar içermektedir. Temennimiz odur ki ziyaretçilerimiz 1915'i ve Çanakkale ruhunu anlayarak, hissederek, yaşanan mücadeleye ve acıya ortak olarak buradan ayrılsınlar, hafızaları tazelensin, iradeleri pekişsin, bilinç ve farkındalıkları yükselsin. Zira borçluyuz, bir ömür boyu ödeyemeyeceğimiz kadar borçluyuz. Çanakkale Cephesi'nin sıhhiyecilerine seslenmek isterim: Huzur içinde yatınız. Biliniz ki şanlı ruhunuz dimdik ayaktadır ve neslinizin emin ellerindedir. Onlar sizden aldıkları ilhamla bugün de kah Mehmetçiğin ardında cephe cephe mücadele etmekte kah dünyayı sarsan salgının önüne kendini siper edip eşinden evladından ayrı kalma, kendi canını ikinci plana atma pahasına milletinin dayanağı, gururu ve umudu olmaktadır. İstiklal ve istikbalimiz yolunda ömrünü adayan bütün geçmişlerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum."

        .png
        .png

        Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl tarafından Mehmet Nuri Ersoy'a hediye takdim edilmesiyle devam eden program, Mehmet Nuri Ersoy ve beraberindekilerin kurdeleyi keserek açtıkları müzeyi gezmesiyle sona erdi.

        Törene, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile askeri yetkililer katıldı.

        .png
        .png

        Mehmet Nuri Ersoy, müzenin açılışından önce beraberindekilerle Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, batan yabancı savaş gemilerinin envanterinin oluşturulmasıyla ortaya çıkan ve dalış turizmine açılması planlaman Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı'nda incelemelerde bulundu.

        .png
        .png

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ