Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sadece 2 duş vardı. Genelde soğuk akardı. Çünkü tüpgaz alacak para yoktu. Sadece tüpgaz mı! Her şey sorundu. Kampa girmeyi bir tarafa bırakın. Lokantaya bile gidilemezdi. Akçakoca marketten alışveriş yapılırdı. Peynir, zeytin, ekmek... Hesaba yazılırdı. Ay başında Hasan Şengel öderdi.

        Hasan Şengel’i tanır mısınız! Gençlerbirliği tarihinin en değerli başkanlarından birisidir. Elinde avcunda ne varsa Gençlerbirliği için harcadı. Kulübü ayakta tutabilme adına gece gündüz çalıştı. Ama nereye kadar işte!

        Ankara Maltepe’de Vehbi Koç öğrenci yurdunun bitişiğindeydi Gençlerbirliği kulübü... Allah razı olsun, Vehbi Koç’tan... İki kattan oluşan 60 metrekarelik bu mütevazı yeri, 99 yıllığına Gençlerbirliği’nin hizmetine sunmuştu. Alt kat soyunma odası olarak kullanılırdı. Antrenmanlar Anıttepe’de yapılırdı. Maltepe-Anıttepe arası en az 3-4 kilometre... Yürüyerek gidilirdi. Yokuş yukarı! Taksi parası da yoktu.

        Anıttepe Stadı’nın o zımpara gibi toprak sahası, kar-kış olduğunda adeta bataklık haline gelirdi. Her futbolcu çamurdan adama dönerdi. Antrenman bitimi ayrı bir eziyet başlardı. Taksiye binmek istersin, taksi almaz. Herkes çamur! Tekrar yürürsün o 3-4 kilometrelik yolu, çamurdan adam olarak.

        Deplasmanlara nasıl mı gidilirdi? Otobüse binecek para yok. Cemalettin Sakallıoğlu, Enver Ürekli ve Hüseyin Avni Saat gibi takımda yaşça büyük olan değerli ağabeylerimizin Murat 124 arabalarıyla... Her arabaya belli miktarda benzin... Git gidebildiğin kadar.

        Nerede mi kalınırdı? Misafirhanede.

        Parasızlığın gözü kör olsun. Ama şu da var. Harika günlerdi. Dostluk, arkadaşlık, takımdaşlık, özveri...

        1981 yılına böyle gelindi.

        Sonra... İlhan Cavcav geldi. O yıldan bu yana Gençlerbirliği’nde nelerin değiştiğini yazmama gerek yok. Herkes biliyor. Gençlerbirliği çağ atladı. 60 metrekarelik o yerden, 60 dönümlük bir araziye kavuştu.

        Avrupai tesislerin sahibi oldu.

        Yüzlerce isim, Türk futboluna kazandırıldı.

        Cumhuriyet ile yaşıt olan kulübümüz, örnek kulüpler arasında çok müstesna yerini aldı.

        Hemen her kulüp borç batağı içinde yüzerken... Gençlerbirliği dimdik ayakta kaldı.

        Zaman çabuk geçiyor. Gençlerbirliği’ne adım attığımda yıl 1973 idi... 12 yaşındaydım. Önce minik, ardından genç, sonra da profesyonel takım... Yokluk günlerini yaşadım. Tabii ki mutlu ve gururlu bir şekilde!

        İlhan Cavcav, sadece Gençlerbirliği’ne değil, ülke futboluna da inanılmaz bir değer kattı.

        Neler yapmadı ki... İyi futbolcu transfer edebilmek için Ankara 19 Mayıs dış sahalarından Brezilya’ya, Cebeci İnönü Stadı’ndan Afrika’ya kadar her yere gitti.

        Yüzlerce anımız var. Nihayetinde 34 yıllık meslek hayatımın ilk 27 yılı Ankara’da geçti. Yeri geldi, eleştirel anlamda dozu biraz abarttım. Yeri geldi sevgi ve saygımın ölçüsünü çok yükseklere taşıdım.

        Başka yöneticilere benzemezdi İlhan ağabey... En ağır yazılar sonrası bile sıcak bir yaklaşım içinde bulunurdu.

        Zaten bu yüzdendir ki, “Atilla... Sen Gençlerbirliği’nde oynarken kulübün tüpgaz alacak parası bile yoktu. Bana sürekli sallıyorsun da, o günleri niye yazmıyorsun kardeşim” diye sitem ederdi.

        Ve bazen de... “Sen benim topçumken, sana az para verdim diye beni böyle eleştiriyorsun, değil mi?” şeklinde espri yapardı.

        ***

        Gençlerbirliği için “Benim evladım” derdi.

        Gençlerli olmanın ayrıcalığını son nefesine kadar yaşadı... Yaşattı.

        Ve haliyle... Bıraktığı büyük mirasla.

        Hep yaşatacak. Hep yaşayacak.

        ***

        Hakkını helal et İlhan ağabey.

        Mekanın cennet olsun.

        Diğer Yazılar