Kıbrıs'ta 102 Hummer cip
Kıbrıs’ta herkes güneydeki seçimin sürpriz sonucuyla meşgul.Papadopulos’un kaybedeceğine kimse ihtimal vermiyor,seçim sonrası hesapları hep buna göre yapılıyordu.Evdeki hesap çarşıya uymayınca,tüm formüller altüst oldu.Şimdi müşterek bahse dönüştü iş.Bizim taraftaki kumarın siyasi benzeri,Rum kesiminde oynanıyor artık.'Dimitris Hristofyas mı,yoksa Yoannis Kasulidis mi?' bu Pazar yapılacak ikinci turda belli olacak.
Hazır Kıbrıs’a gelmişken,bizim tarafa da bir göz atmakta fayda var.İlk bakışta müthiş bir canlılık dikkati çekiyor çünkü.Son model arabaların,görkemli villaların,lüks restoranların sayısı hayli artmış.
Belki inanmayacaksınız ama trafikte tam 102 Hummer dolaşıyor.Hani Amerikalılar'ın hormonlu,caddelere kolay sığmayan sahra cipleri..Yanılmıyorsam bizde Hülya Avşar yada şöhretli sanatçılar,sosyetenin gençlik kollarında yer alan paralı delikanlılar kullanıyor.İşte o ciplerden İstanbul’dakinin 15 katı var burada.Bir de her eve düşen araba sayısı çok yükselmiş.Araç sayısını haneye böldüğünüzde,her aileye 3 otomobil düşüyor neredeyse.
Zaten araç bolluğu,sabah-akşam sıkışan trafikten de belli oluyor.Lapta-Girne arası,hele akşamları Girne-Lefkoşa yolu oldukça yoğun.Bu kadar araba kısa zamanda nasıl çoğaldı,incelemeye değer doğrusu..Belli ki ortada dönen büyük bir para var.Kaynağı araştırdığınızda güçlü ama her zaman tehlikeye düşebilecek musluklara rastlıyorsunuz.
Üniversite geliri ayrı bir kaynak oluşturmuş.Türkiye’den gelen 35 bin civarındaki öğrenci,piyasayı canlı tutuyor.Kumar gelirinin getirisi,Kıbrıs’a büyük destek oluyor.Turizmden giren para,yaz ayları için fena sayılmaz.Emlak satışı ve halkın kira geliri de yabana atılmamalı.Bizim tarafta 5000 İngiliz’in evi var.Çoğu da burada yaşıyorlar.Yazın İngilizler'in rakamı 10.000’e kadar çıkıyor.Bütün bunları yan yana koyarsanız,Kıbrıs ekonomisinde görülen hareketin,canlılığın sebebini daha kolay anlarsınız.
Mülk sahibi Kıbrıslı iyi kira alıyor.Bizim taraftaki kiralar 300-500 pound'tan (1.000-1.500 YTL)başlıyor,1000 pound'a (3.000 YTL)kadar çıkıyor.Ayrıca dışardan gelenler ,Kıbrıs doğumlu birine para verip kefil göstermez ya da ortak almazsa,şirket kuramıyorlar.Bizden 11.000 kişi Rum tarafında çalışıyor ve sabah gidip,akşamları evlerine dönüyor.Geri kalanların çoğu maaşı iyi işi az olduğu için, kapağı devlete atmaya çalışıyor.Peki hizmet sektöründeki diğer işleri kim yapıyor derseniz,onu da Türkiye’den gelenlere bırakıyorlar.
Anavatan'dan heryıl doğrudan yardım olarak 500 milyon dolar geliyor.Yine her yıl yaklaşık 150 milyon dolar civarında da kredi alınıyor.Ancak bu kredilerin şimdiye kadar geri dönüşü olmamış.Bu paralar genelde altyapıya harcanıyor.Cari harcamalar ise,canlanan ekonominin getirdiği paralarla karşılanıyor.
Kıbrıs’ta memur ve işçi iyi para alıyor.İşçi asgari ücreti 1.100 YTL.Memur maaşı ise 1.700-4.000 YTL arasında olup,yılda 13 maaş alıyorlar.Memur maaşlarının yüksekliğine,çok fazla kullanılan fazla mesai sebep oluyor.Bu arada 40 yaşında bile emekli olanlar var.Ayrıca işinden ayrılan yada işsiz kalanlara devlet tam 8 ay fazladan maaş ödüyor.Oh ne ala memleket…
Kıbrıs’ta fert başına düşen milli gelir 12.000 dolar.3 yıl önce 3500 dolar civarında iken,bugünün süper artışının sebebini,hiçbir ekonomist kolay bulamıyor.Ucuz işgücü Türkiye’den geliyor.Orada güvenliğin teminatı olan koskoca bir kolordumuz var.
Bizim tarafta 6 Üniversite,1 yüksek öğretmen koleji var.Ankara’daki ODTÜ’den sonra,bu yıl İstanbul Teknik Üniversitesi de açılacak.Böylece Yüksek Öğretim Kurumlarının sayısı 8’e çıkacak.Üniversite sayısı artıyor ama,söylendiğine göre kalitesi çok düşüyormuş.Yasa gereği bulunması gereken miktarda profesör,Türkiye’nin desteğiyle temin ediliyorsa da,bir yıl önce mezun olanların bile ders verdikleri çok görülüyormuş.
Türkiye’den gelen öğrenciler yılda 2.000-3.000 dolar civarında bir parayı okullarına ödüyorlar.Ama yemeleri,içmeleri,kiraları filan yılda toplam 10.000 doları buluyor.Kıbrıs’ta halen Türkiye’den gelen 1000’e yakın türbanlı öğrenci kızımız var.Ama caddelere,sokaklara baktığınızda bunlar ortalıkta pek görünmüyor.Kıbrıs doğumlu türbanlı tek bir kız çocuğu ise yok.
Peki, Cumhurbaşkanı Talat ne yapıyor?Rauf Denktaş nasıl vakit geçiriyor?Bizim tarafı iyi tanıyanların anlattıklarına göre,Talat halkı kucaklamaya başlamış.Eski keskin politikacılığının yerini, ağır bir devlet başkanı görüntüsü alıyormuş.Bu arada yavaş da olsa Denktaş’ın kulvarına girerek, halkın Cumhurbaşkanı olmaya çalışıyormuş.Ancak halkın içine fazla girmemesi de bazılarınca eleştiriliyor.Talat son zamanlarda iktidardaki kendi partisini (CTP) ve hantal bürokrasiyi de etkili bir şekilde tenkit ediyor.Hatta zaman zaman Başbakan Ferdi Sabit’le de ters düşüyor.Buna rağmen popülaritesi,seçildiği günlerin çok ötesinde..
Rauf Denktaş’a gelince,tıpkı bir Cumhurbaşkanı gibi,eski canlılığı ve temposuyla çalışıyor.Hergün ofisine gidiyor,kabuller yapıyor,konferanslar veriyor,toplantılara ve yemeklere katılıyor.Gazetelere yazılar yazıyor,TV programlarına çıkıyor,müthiş hareketli bir hayat yaşıyor anlıyacağınız…
İşte bizim taraftan haberler şimdilik özetle böyle…
