Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her şey için bir yeterlilik belgesi gerekiyor. Araba sürmek için, bir konunun uzmanı olmak için, okulları bitir mek için. Hani denir ya anne babalığın ne okulu ne de diploması var diye... Artık var. Avusturyalı 4 çocuk annesi Maria Neuberger Schmidt’in kurduğu ABC Elternwerkstatt, 10 günlük bir eğitim için Türkiye’ye geliyor. Eğitimin amacı kısaca, ebeveyn çocuk ilişkisini içgüdüsel ve karşılıklı anlayış üzerine bir zemine oturtmak olarak kısaca anlatılabilir. Eğitimi burada yürütecek olan Andreas Keckeis, şimdiye kadar verdiği eğitimlerdeki neredeyse tüm ebeveynlerin çocuk yetiştirme konusunda ortak sorunlara sahip olduğunu gördüğünü belirtiyor. Ebe veyn-çocuk ilişkisinin merkezine şiddetsiz ve kıymet bilen bir iletişimi yerleştirmenin ilişkinin kalitesi üzerinde etkileri olacağını söylüyor. Andreas’a 21’inci yüzyıl anne-babalarının temel sorunlarının ne olduğunu sorduğumda şöyle cevap verdi: “Sosyal medya, sınır koyma, birbiriyle ilgilenebilme, gelenekler ve ritüellerin eksikliği...” Ona göre sorunlar evrensel olsa da cevaplar her aileye özel. Bu eğitimin amacı da doğru yöntemler ve sorular ile katılan kişilerin kendi çözümlerini bulmalarına yardım etmek. Eğitimin adında yer alan ABC harflerinden A=0-6 yaş arası küçük çocukları, B=6-12 yaş arası okul çocuklarını, C=ise 12-18 yaş arası gençleri temsil ediyor.

        Hem profesyonellere hem de ebeveynlere

        Sadece ebeveynlik konusunda derinleşmek isteyen anne-babalara değil, anne-babalarla çalışan profesyonellere hitap eden bir eğitim bu. 21 Şubat Pazar günü 14.00-17.00 saatleri arasında ebeveynlere yönelik eğitim gerçekleşecek. Profesyonellere dönük 60 saatlik yoğunlaştırılmış ebeveyn koçluğu programıysa 15-24 Şubat tarihleri arasında Andreas Keckeis ve Veronika Lippert tarafından sunulacak. Koçluk programını tamamlayan katılımcılar uluslararası geçerliliğe sahip Ebeveyn Koçluğu Sertifikası almaya ve Elternwerkstatt’ın bağımsız danışman ekibine katılmaya hak kazanacak. Detaylı bilgi için renkliakademi. com sitesine bakabilirsiniz.

        Hümanistik psikoloji nedir?

        Evrensel ebeveynlik sorunlarına çözümler getirmeyi amaçlayan çalışmanın temelinde Carl Rogers’ın kurucusu olduğu hümanistik psikoloji yatıyor. Bu yaklaşım, otoriter ve müdahaleci olmayan ve kişinin kendisine iyi geleni uygun koşullarda kendi kendine bulacağına inanır. Rogers’a göre bütün insanlar özünde iyidir, insanı şiddete ve ruhsal bozukluklara iten şey olumsuz çevre ve yetiştirme koşullarıdır.

        MASTEKTOMİ

        Annemi geç teşhis edilmiş meme kanserinden kaybettiğimde 45 yaşındaydı. Bu da beni meme kanseri riski altındaki gruba dahil etti. İlk defa meme ultrasonu yaptırdığımda 17 yaşındaydım. Üzerinden tam olarak 19 sene geçmiş. Hayatım boyunca “Bir gün ben de meme kanseri olabilirim” bilgisiyle yaşadım. Tarama testleri, konunun uzmanları, bu konuda yazılmış kitaplar derken; meme ve kanseri konusunda ortalama bir kadından çok daha fazla kaynağa ve bilgiye eriştim... 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde sabah saatinde bir meme cerrahına, senelik kontrollerim için gittim. Aslında ben cerraha gitmem kontrole. ‘Meme radyoloğu’na giderim ki kendisi Anka ra’dadır. Bu sene bir türlü gidemedim Ankara’ya. “Ankara’ya gidemedim diye b.. yoluna gitmeyeyim” diye kendimi ikna edip düşürdüm yolumu cerrahın ofisine. Meme cerrahı sorular sordu, cevaplar aldı, elle muayene yaptı. Sonra da daha önce bana sorulmamış bir soruyu sordu: Bir gen testi yaptırmak isteyip istemediğimi. Bahsi geçen test bir miktar kan alınarak BRCA1 ve BRCA2 genlerinin sizde olup olmadığına bakıyor. Eğer bu gene sahipseniz hayatınız içinde meme kanserine yakalanma olasılığınız yüzde 85 oluyor. Meme kanserine karşı koruyucu bir aşı ya da ilaç filan olmadığından, yüzde 85 de pek yüksek bir rakam olduğundan ‘mastektomi’ denilen meme dokusunun uzaklaştırılması ve yerine silikon, vs. gibi bir şeyler koyulması ameliyatı söz konusu oluyor. Hani 2 sene önce Angelina Jolie yaptırmıştı. Oradan hatırlarsınız belki. Sabah sabah zor bir soruydu benim için. Sorunun zor olmasının sebeplerinden biri de içinde dolaylı yoldan “İkinci bir çocuk doğurup emzirecek misin?” sorusunun da yatıyor olması. Bu konudan emin değilim. Önce gen testi konusunu biraz derinlemesine araştıracağım. Yaptırmaya karar verirsem ve sonuç yüzde 85 meme kanseri çıkarsa o zaman mastektomi de yaptıracağım. Neden mi? Kontrol bende olsun diye. Ben 14 yaşımdan beri bir gün meme kanseri olabileceğim bilgisiyle yaşıyorum. Beklemediğim bir zamanda bu teşhisle karşılaşacağıma bu konudaki karar hakkını elimde bulundurur ve yüzde 5’i yüzde 85’e tercih ederim. Ya siz olsanız ne yaparsınız?

        Diğer Yazılar