Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Siz nasıl bir ailesiniz?

        Adana, Osmaniyeliyiz. Enteresan bir aileydik. Babam Osmaniyeli, ağa çocuğu. Beyaz takım giyer, beyaz ata binerdi. Osmaniye’ye girişten çıkışa bütün topraklar bizimdi. Dedem o zaman uçağa altın bastonla binermiş. Gavur Dağları’na nenemler mavzerlerle çıkarmış. Böyle bir aile kültürümüz var. Portakal bahçelerinde büyüdük, aile sevgimiz üst seviyedeydi.

        Kaç kardeşsiniz?

        5. Öğretmen ablamız vefat etti. 19 yaşında ölünce annem acısına dayanamadı, İskenderun’a yerleştik. Samet ağabeyim benden 10 yaş büyük. Ben en küçüğüm. Annem İstanbullu. Dayım var, teğmen, Kuleli’den mezun. Evlenmek istiyor, o zaman hem asker olup hem de evlenmek yasak; hapse atıyorlar. Bursa’da, koğuş arkadaşı Nâzım Hikmet, Kemal Yaşar.

        Kemal Yaşar dediğiniz?

        Yaşar Kemal.

        Galiba o Orhan Kemal. Neyse. Sonra?

        Nâzım Hikmet’le aynı koğuşta 2 yıl kalıyor. Annem genç, dayıma yemek taşıyor. Görüşlerde Nâzım Hikmet’le sohbet ediyor. Annem Rus klasiklerini okumuş, kendini geliştirmiş. Bizi de çok iyi yetiştirdi. Bana hamileyken Adnan Menderes’in yargılandığı dönemler, Yassıada’daki mahkemelere gidiyor. Arkadaşlarına da “Bir oğlum olursa, adını Adnan Menderes koyacağım” diyor. Ve adım Adnan Menderes Aybaba oluyor.

        Bu isimle de Meydan Larousse’a giren ilk Türk oluyorsunuz.

        Onun hikâyesi başka... Ağabeyim o zaman İskenderunspor’un altyapısında. Optimistler geçiyor, “Ah ne tatlı, ben de yelken yapmak istiyorum” dedim. Çok kötü bir yelken verdiler. 50 insan yarışacak, 50’ncisi Adnan Aybaba. Bana “Habeş” derlerdi. Simsiyahım. Kimileri “Uyanan Afrika” derdi.

        Michael Jackson gibi açılmış renginiz.

        Çikolata gibi çocuktum, açıldım. Pembe bir yelken verdiler. Hiç şansım yok diye düşünüyorlar. Yarışlar başladı, hepsinde birinci oldum. 10 yaşındayım. Danimarka’ya Avrupa Şampiyonası’na gittim. Üçüncü oldum. Danimarka Prensesi ödül verecek, protokolde “Elini öp” dediler. Öptüm, başıma koydum. Herkes bakıyor, bu ne yapıyor diye... Bu başarıyla ansiklopediye “Hatay’ın en önemli sporcularındandır” diye yazdılar. İnsanlar bilmiyor, konuşuyorlar.

        Ağabeyinizle ilişkiniz nasıl?

        Samet ağabeyime âşığım, idolüm. Küçükken muzlu pastayı çok severdim. Ağabeyim her akşam bana muzlu pasta taşırdı. Çok dürüst, ilkeli bir insandır. Hatta “Canım Ağabeyim” diye bir kitap yazmak istedim ama yazamadım. Futbol çok kaypak. Bu ortamda Samet Aybaba’nın ayakta kalması çok önemli. 24 yıl sürgünde kaldı, böyle sürgün mü olur?

        ‘YERLİ MARADONA’YDIM’

        Samet Ağabey mi diyorsunuz?

        Samet Hoca diyorum. Aramızda mesafe olsun diye!

        Hiç profesyonel futbol oynamadığınız söyleniyor.

        Kıskançlık! Çekemiyorlar. 17-18 yaşlarında oynamaya başladım. İskenderunspor’da... “Yerli Maradona” derlerdi. Ama hatalar yaptım. Futbolu çok sevmedim, ama çok yetenekliydim. Üsküdar Anadolu’da oynarken Süleyman Seba seyretmeye geldi. “Yılın Futbolcusu” seçilmişim, heyecandan topa vuramadım ve Beşiktaş’a giremedim.

        Kaç golünüz var mesela?

        3-4 tane vardır.

        Devam etseniz nasıl bir kariyeriniz olurdu?

        Futbolu Avrupa’da bırakırdım.

        Hangi takım?

        Barcelona. Oradaki futbolcular önce akıllı, sonra futbolcu.

        Ama IQ’unuzun düşük olduğunu iddia edenler çıktı...

        İbrahim Seten kardeşimiz bunu söylüyor, o arkadaşta bir zekâ ölçer var. Sabah kalkıp ölçmeye başlıyor. Müthiş bir bilimsel çalışma içinde. Yalnız farkında değil, biz de onunkini ölçüyoruz. Bildiklerimi konuşsam, yarın futbolda darbe olur. Ama bana yakışmaz.

        Konuşun da darbe olsun. Ağabeyinizi korumak için mi konuşmuyorsunuz?

        Samet Aybaba yıllar sonra BJK’ya teknik direktör oldu. Bir kez bile BJK başkanlarıyla o teknik direktör olsun diye konuşmadım. Biri kanıtlasın, mesleği bırakırım. Dostlarım var. Eski MİT’çiler. Devlet, millet adına çalışmış namuslu insanlar. Her istihbaratı alıyorum ama yaymıyorum.

        Siz tehlikeli misiniz? Tehlikeli numarası mı yapıyorsunuz?

        Çok tehlikeliyim. Her yerde dostum, bir de bilgi dağarcığım var. Ama arkadan oynamam.

        ‘ORGANİK BEŞİKTAŞLIYIM’

        Şike operasyonu sürecinde Fenerbahçeli gibi demeçler verdiniz. Fenerli olabilir misiniz?

        Rasim Ozan Kütahyalı kardeşimin üretimidir. Kendimi çözemedim ama onu hiç çözemedim. Şike böyle olmaz. İçerde bir tane futbolcu kalmadı. Aziz Yıldırım da suçsuzdur. Sağolsun Aziz Başkan içeriden bana selamını göndermiş, aldım. Fenerbahçe’yle bu kadar uğraşmak iyi değildir. Kedinin gözüne ışık tutarsan gelir tırmalar.

        Fenerli misiniz?

        Yüzde 100 Beşiktaşlıyım, organik. Ama kongre üyesi değilim. Kongrelere kaçak giriyorum. Kimlik de sormuyorlar.

        Ne oldu da Beyaz TV’deki programdan ayrıldınız?

        Ahmet Çakar bana karşı değişti. Sinan Engin’le gizli gizli buluştular. Profesyonel hayat. Ahmet Hoca’ya da kırgın değilim. Sözde Fetthullah Gülen Hocam “Adnan Aybaba ayrılsın” demiş. Böyle bir şey yok.

        Tanışıyor musunuz Gülen’le?

        Yok. ABD’de olduğu için gidip göremedim.

        ‘DUT, KAYMAK BENİ ÖYLE DÜŞÜN’

        Kült bir karakter oldunuz.

        Bir nesli yakaladım. 10 yıl sonra beni konuşacaklar. Bu karakter oturdu. “Aptal aptal konuşuyor” diyorlar, umurumda değil. Beşiktaşlılar da bir ara İnönü’ye “Kedi, köpek bir de Adnan Aybaba giremez” derlerdi, bitti o sıkıntılar.

        Aptal numarası mı yapıyorsunuz?

        Numara yapmıyorum ama bazen aptala yatıyorum. Karışık dondurma gibiyim. Dut, kaymak; beni öyle düşün.

        “Ne içiyorsa biz de aynısından içmek istiyoruz” diyorlar. Ne içiyorsunuz?

        Çay içiyorum. Sigaram, içkim yok.

        Namaz niyaz?

        İbadet gizli kalsın.

        Kitap?

        Okumuyorum, zamanım yok. Eskiden klasikleri okudum.

        ‘DÜNYAYA POSTA KOYMUŞ ADAMIM’

        Ağabeyinizi eleştirebilecek misiniz?

        Eleştiririm, ama kıyamadığım dönemler olur. Samet Hoca’nın işi çok kolay. Ben zordayım. Eleştirsem “Bu adam nasıl Beşiktaşlı” diyecekler, eleştirmesem “Nasıl gazeteci”?

        “Yorumculuğu bıraksın” diyorlar... Ayıp değil mi?

        “Adnan bıraksın ağabeyi onun parasını ödesin” diyorlar. O benim babam mı? Bir ailem, sorumlu olduğum insanlar var. Dünyaya posta koymuş adamım, ağabeyimden para alır mıyım?

        Survivor’a katılabilirsiniz.

        Yemin ederim Acun’u arayacağım. Beni Survivor’a götürsün. 3 ay ortadan kaybolursam herkes rahatlayacacak. Beni Acun kurtarır. Nereye giderse giderim. Survivor’dan da birinci dönerim; ikinci döneceksem gitmem.

        Diğer Yazılar