Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Serbest çalışmak zevkli iştir. İstediğin yere gider bilgisayarını açar çalışırsın, evinde istediğin saatte işlerini halledersin ne de olsa sabah 09:00 akşam 18:00 bir mesai durumu yok. Bu kadar rahat bir ortamda tabii verimli çalışılır öyle değil mi? Eğer böyle düşünüyorsanız sizi hayal kırıklığına uğratacağım, çünkü davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş.

        Ev ortamında çalışmak iyi olabilir ama gün sonunda sürekli evde olma hali, bir noktadan sonra insanda psikolojik sıkıntıları tetikliyor. İnsan görmüyorsun, bazen fazla rahat olabiliyorsun ve ilgini dağıtacak ev işleri sürekli olarak karşına çıkıyor. Evden dışarı çıkayım dediğinde ise bu seferde oturduğun yerin kalabalığı, wi-fi problemi, yemen içmen sıkıntı… Her koşulda yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal durumunun içindesin.

        Serbest çalışanlar ve kendi işini yapanlar için 2000’li yılların başlarında Amerika’da “coworking space” adlı bir oluşum başladı. Türkçede “ofis-kafe” olarak da geçen bu yerler, dışarıdan çalışan insanlar için muazzam bir ofis ortamı sunarak çalışma verimini arttırıyor. Bu tip yerlerin mantar gibi artmasının nedeni de insanların hem ofis hem de kafe tasarımlı yerlerde kendilerini çok daha rahat hissetmeleri. Ofis kafelerin hemen hemen hepsinde aynı tip hizmetler bulunuyor; wi-fi, özel masa, genel oturma alanı, fotokopi, ortak kütüphane, mutfak hizmeti olarak çay, kahve, kurabiye hepsi bir arada... Bu yerlerde saat başına göre ücretlendirmeler yapılıyor ki bu bizde ortalama 8 TL – 10 TL arasında olup az önce bahsettiğim tüm özelliklerin kullanımını kapsıyor. Genellikle bireysel çalışanların tercih ettiği yerler olsa da bazı şirket sahipleri, özel toplantılarını buralarda yapıyor ve hatta özel bir ücret karşılığında bu yerleri firma adresi olarak da gösterebiliyor. Tüm dünyada oldukça rağbet gören bu yerler İstanbul’da da gün geçtikçe tercih edilir hale geldi. Bizde ağırlıklı olarak Levent, Galata ve Karaköy’de rastlayabileceğiniz bu ofis kafelerden işte birkaçı.

        Urban Station

        Ülkemizde en çok bilinen ofis kafe yeri, Urban Station. Şu an için İstanbul’da Maslak, Şişhane, Galata, Kavacık ve Ümraniye’de şubeleri bulunsa da kısa zaman sonra İzmir’de de şubelerini açmayı planlıyorlar. Urban Station’daki tasarımlar ve şubelere özel hizmetler insanların tercih sebebi. Örneğin; Şişhane şubesinde terasta kahve molası verebilir, Maslak’taki ofiste vale hizmetinden yararlanabilir ya da Galata’da bisikletle turlayabilirsiniz. Urban Station’da ilk saat 10 TL, sonrasındaki her saat için 8 TL ücretlendirme yapılıyor. Dileyen kişiler paket programlardan da faydalanabilir.

        Atölye İstanbul

        2014 yılında Çukurcuma’da faaliyete geçen Atölye İstanbul tasarım, sanat, girişimcilik alanında fayda sağlamak amacıyla kurulmuş bir yer. Atölye’nin en önemli farkı, hazırladığı workshoplar. İnternet sitelerinden takip edebileceğiniz etkinliklerin biletlerini Atölye’ye geldiğinizde ya da online olarak satın almanız mümkün. Atölye İstanbul’un Eylül 2015’de açılacak olan Bomonti Bira Fabrikası’ndaki yeni yeri de ortak çalışma alanlarını, üretimleri ve workshopları tek bir çatı altında toplamayı hedefliyor.

        Yazane

        Karaköy’de boğaz manzarasına karşı çalışmak hiç de lüks değil. En azından “Yazane” bunu mümkün kılıyor. Yazane’de normal bir kullanım için saat başına 10 TL ücret alınıyor ancak, şirketlere özel ya da bireylere özel paketleri bulunuyor. Bunların içinden en can alıcısı ise bu özel paketlerden sahip olduğunuzda 7/24 ofisi kullanabiliyor olmanız. Gece geç saatlerde çalışması gerekenler ya da sessizlik içerisinde çalışmayı tercih edenlerin çoğunlukla tercih ettiği bir yer.

        Diğer Yazılar