Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Formula 1 seyircilerinin en çok zevk aldığı iki an vardır. Biri start anındaki karambol; ikincisi ise kazalar. Start anının heyecanı çok başkadır. Griddeki 20 pilot kendine yer açmaya çalışırken bir anda birbirlerine girer, arada sıkışanlar, hızlanmada yavaş kalıp geriye düşenler derken bir anda ortalık kim vurdu ya döner. Bu anlarda da mutlaka bir temas olur ve birilerinin başı yanar, bu kısmı izlemek gerçekten zevklidir. Bir diğer konu da kazalar. Kazaların da bu sporun içinde önemli bir yeri vardır. Bundan mütevellittir ki Türk Hava Yolları vakti zamanında pist için son derece önemli olan sponsorluğu reddetmiştir. Gerekçeleri de “bu kadar çok kazanın geçtiği bir sporda, adımız geçemez” demek olmuştur. Bunu da ufak bir not olarak geçmek istedim. Ufacık bir temasla takla atan araçlar, teknik arızadan kaynaklanan yarış dışı kalmalar ya da aniden süspansiyonu kopan aracın lastiğinin uçması… Bunların hepsi Formula seyircisini tatmin eden görsellerdir. Şükürler olsun ki meydana gelen bu problemlerde, gelişen teknoloji sayesinde ölümcül kazalar oldukça azaldı. Arada halen daha ölümcül kazalar olsa da 80’lı, 90’lı yıllara nazaran kazalar baya azaldı.

        Kazalardan bu kadar bahsettiğimize göre son 10 yıl içinde hafızalarda yer eden bir olayla devam edelim. 2007, Kanada Grand Prix’inde Robert Kubica:

        Sekiz yıl önce Gilles Villeneuve Pist’inde start alan araçlar birbiri arkasına turları atıyorlardı. Yalnız 27. tura gelindiğinde BMW-Sauber Takımından Robert Kubica’nın aracı, Toyota takımından Jarno Trulli’nin aracıyla temas etti ve sonrasında, önce pist dışına doğru havalandı, ardından da duvara çarptı. Saatte 230 km/h hızla giderken çarptığı duvardan taklalar atarak tekrar sekti ve pistin diğer tarafındaki duvara çarparak ancak durabildi. Canlı yayında yaşanan bu kaza sonrasında Robert Kubica’nın aracının burnu tamamen parçalanmış, lastikleri kopmuş bir haldeydi. Anlayacağınız kelimenin tam anlamıyla aracın paramparça olduğu bir görüntü ekranlara yansıdı. Yayın esnasında spikerlerin birçoğu, bu kazadan Robert’ın ciddi yaralar alarak çıkacağını söylüyordu. Ancak beklenilenin aksine Robert, karbon fiberden yapılan monokok gövdeden birkaç burkulma ve kırılmayla kurtuldu.

        FIA Yarış Direktörü Charlie Whiting ise olay sonrasında “Auto Magazine” dergisine verdiği açıklamada “bu kazadan çıkardığımız en önemli ders, son yıllarda yaptığımız gelişmelerin, testlerin ve kuralların kesinlikle doğru olduğudur. Son 15 yıldır yapılan değişiklikler bugün Robert’ın hayatını kurtardı” şeklinde olmuştur. Burada Charlie Whiting’in demeye çalıştığı; enerjiyi emmesiyle nam salmış karbon fiberden yapılma gövde ve ilk anda yine çarpma enerjisini dağıtması için uzatılan ön burunların hayati önem taşıdığını belirtmekti. İşte bugün bu tekniklerin gelişmesi için de vakti zamanında getirilen kurallar işe yaramıştır.

        Kazalar elbette ki eğlenceli değildir ve pilotların can güvenliklerini tehlikeye sokmalarını da asla savunmuyorum. Yalnız bu türden anların Formula’ya olan ilgiyi arttırdığını da inkar etmemek gerek. Pistlere çıkan her pilot bu türden yaşanabilecek kazaların bilincindedir. Yinelemekte fayda var, teknoloji ilerledikçe alınan önlemler sayesinde kazalardaki yaralanmalar azalıyor ve bir nebze de olsa kazalar bu sayede daha makul karşılanabiliyor.

        Diğer Yazılar