Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Hepsi TL'nin büyük kaybından mı?

        Dün 2013 yılının Türkiye için önemli bir kavşak noktası olduğunu ve bu tarihten sonra geçen 10 yılda faizin reel olarak yarı yarıya kaybettirdiğini işledik. Kazanan taraftaki finansal araçlar ise başta altın, dolar ve borsaydı.

        Bireysel emeklilik fonlarının ve yatırım fonlarının getirileri vasat düzeyde kaldı. Çünkü fonları tamamen yabancı paralar ve yabancı menkul kıymetlerden oluşturma imkanı yok. Hazine kağıtlarının uzun vadelilerinden almak zorunluğu var.

        KAZANDIRANI DA KAYBETTİRENİ DE BELİRLEDİ

        ➔Hatta sigorta şirketleri topladıkları primlerin kayda değer bölümünü devlet iç borçlanma senetlerine yatırmak zorunda. Yatırılan enstrüman, riski en düşük olanı ama zararı en yüksek çıkanı oldu. Türkiye’de pek görülmeyen şekilde iki sigorta şirketi de battı.

        ➔Dünkü başlığımız “parada kayıp 10 yıldı.” Aslında büyük kayıp TL’deydi ve bu kayıp dönemi tam olarak 13 yıl sürdü.

        ➔Hemen hemen bütün gelirlerin TL olarak kazanıldığı ve harcamaların TL olarak yapıldığı bir ekonomide, TL’nin değeri hem bütün mal ve hizmetlerin fiyatını hem de diğer finansal araçların değerini belirledi.

        Kaybettirenler TL’ye bağımlıktan, kazandıranlar ise TL’nin alternatifi olduğundan kazandırdı.

        LİRANIN İKİ AYRI DÖNEMİ

        ➔Geçmiş yıllarda yayımlayarak geldiğimiz ve her sene yenilediğimiz bitişikteki tabloya göre Türk lirasının 2000’li yıllarda iki belirgin dönemi var.

        ➔Biri 2002’den 2010 yılına kadar 8 yılı kapsayan ilk dönem ki, TL değerlendiği bir dönemdi.

        ➔İkincisi 2011 ile başlayan ve 2023 ortasına kadar süren 13 yıllık dönem ki, TL büyük ölçüde değer yetirdi.

        ➔Yarım dolar ve yarım eurodan oluşan sepet kur TL karşısında 2002 yılında yıllık ortalama 1.4759 idi. 2010 yılında ise 1.7537’ye çıktı. Artış yüzde 18.8. Ama aynı dönemde yurtiçi enflasyon daha yüksek olduğundan TL reel anlamda değerlendi.

        ➔Nitekim TL’nin değerini ölçen TCMB’nin ayda bir hesapladığı Reel Efektif Döviz Kuru’nun 2002 yılı ortalaması 95.9 iken 2010 yılında 122’ye çıktı. TL’de 8 yılda yaklaşık yüzde 27 değerlenme meydana geldi.

        13 YILDA %93 DEĞER KAYBETTİ

        ➔2011 yılı büyümenin yüzde 11’in üzerine çıktığı, ithalatın coştuğu ve cari açıkta Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığı yıl. Yıl ortasında seçimler var, sonrasında ise ekonominin frenine basılıyor.

        ➔TL’de değer kazanımı da yerini, o yıl Avrupa krizinin etkisiyle değer kaybına bıraktı. Sonraki yıllarda TL yıllık ortalama sepet kur karşısında hep değer kaybetti. Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi kayıp 13 yıl sürdü.

        ➔2023 yılında doların ortalaması 23.8385’e, euronun ortalaması 25.7796’ya çıktı. Bir yılda ortalama olarak dolar yüzde 43.5, euro yüzde 47.9 arttı. Sepet kur artışı da yüzde 45.8 oldu.

        ➔Sepet kura göre TL’nin değeri 0.0587’den 0.0403’e indi ve 2023 yılında yüzde 31.3 düştü.

        ➔2011’den 2023 yılına kadar 13 yılda TL’nin sepet kura karşı değer kaybı yüzde 92.9’u buldu.

        ➔Bu sonucun ortaya çıkmasında doların payı daha büyük. 13 yıl önce 2010’da 1.5089 olan ortalama dolar/TL 2023’te 23.8385’e çıktı. Doların 13 yıllık artışı yüzde 1.480’e ulaştı.

        ➔Euro ise 1.991 TL’den 25.7796’ya yükseldi ve yüzde 1.189 arttı.

        ➔Buna paralel sepet kurun artışı yüzde 1.314 olurken TL’nin kaybı yüzde 92.9’a yükseldi.

        DEĞER YİTİRME DÖNEMİNİ KAPATTIK MI?

        ➔Elbette TL’nin reel kaybı bu kadar değil. Çünkü ülkeler arasındaki enflasyonu dikkate alarak hesaplanan Reel Efektif Döviz Kuru yıllık ortalama bazda 2010’dan 2023’e yüzde 54.4 geriledi.

        ➔En yüksekten en düşüğe ise Reel Efektif Döviz Kuru 126.47’den Temmuz 2023’te 48.7’ye indi. Yılı 55.2 ile kapatan reel kurun geçen yılın ortasında ekonomi ve para politikasındaki U dönüşü ile dipten çıkışa geçtiği düşünülebilir.

        ➔TL’nin değer kaybettiği dönemin defterini kapattık gibi görünüyor. Koşullara bağlı olarak gelişebilecek bu süreçte en azından TL orta ve uzun vadede değer kaybetmeyebilir.

        ➔Bundan sonra enflasyona paralel, zaman zaman enflasyon düzeyinde kur artışlarını görsek de daha uzun vadede TL’nin kısmen değerlenmesi yolunun açıldığını düşünüyoruz.