Gerçekten garip zamanlar ve yıllarda yaşıyoruz.
Zaman zaman, "Acaba ben büyüdüm o yüzden mi bunları fark ediyorum. Yoksa ben küçükken de bu kadar acı yaşanıyor muydu? Bu kadar korkunç olaylara şahit oluyor muyduk? Ya da duyuyor muyduk? Her gün yeni korkunç haberler alıyor muyduk?" diye soruyorum kendime.
Evet hatırlıyorum oluyordu ama sanki bu son yıllar gibi değil. Bu yıllar bir başka. İnsanı bir başka, huyu, suyu bir başka. Bu insanların dili bir başka. Dilleri acı!!!
Üzüntü!!!
Keder!!!
Saygısızlık, hoyratlık!!!
Gerçekten akıl tutulması durumlarındayız. Hatta bu son yıllarda sapıklar, dolandırıcılar, caniler arttıkça artıyor tüm dünyada...
Bitmiyor, bitmiyor.
Ve önceki gün yine yüreğimize ateş düştü, şehitlerimiz var. Üzüntümüz katlandı. Acımız büyük söylenecek söz yok. Kelimeler yetersiz.
Ve tam da bu zamanlarda yine korkunçluklar konuşuluyor. Çirkinlikler peşi sıra ortalığa saçılıyor. Dünyanın bildiği ama bir türlü ortalığa atılmayan Epstein davası yine gündemde. Tüm detaylar tek tek ortaya çıkıyor.
***
200 dolar ile kurulan saadet zinciri
Amerika'da kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan korkunç zengin Jeffrey Epstein davasına ilişkin yeni bir karar çıktı ve yargıç gizliliğin kaldırılması yönünde karar verdi. Hatırlarsanız ki bu dava yıllar önce rafa kaldırılmıştı.
Şimdi ise tüm dosyalar kamuoyuna açıldı. Bilmeyenler de tüm iğrenç detayları öğrenmeye başladı. Ki yine hatırlayanlar olacaktır 2020 yılında "Jeffrey Epstein: Korkunç Zengin" adı altında dört bölümden oluşan mini bir dizi yayınlanmıştı Netflix'te. Bu belgeselde kurbanları, istismar için kurduğu sözde "Saadet zincirini" Palm Beach'teki villasında yöneten Epstein'in onları nasıl taciz ve manipüle edip susturduğunu anlatıyordu.
2022'de ise aynı platform "Ghislaine Maxwell: Korkunç Zengin" olarak 1 saat 41 dakikalık ikinci bir bölüm yayınladı. Bu bölümde ise Epstein'in sosyetik suç ortağı Ghishaine Maxwell'in seks ticareti nedeniyle yargılanmasını ele alıyor ve kurbanlar başından geçeni anlatıyordu.
Tabii bu sapık çiftin yıllardır kimlere neler yaptıklarını anlatan bu iki belgeseli izlemek zor. Gerçekten izlerken kanınız donuyor. Yıllar önce de bu konu konuşulurken ve izlediğimde inanmak istememiştim. Dosyalar kamuoyuna açıldığında bazı detayları hatırlamak için yeniden açıp baktım ve yine aynı acıları hissettim. Çünkü aynı dünyada nefes aldığım böyle iki pisliğin olmasını bilmek, izlemek, duymak, görmek gerçekten korkunç.
Hele ki, böyle pis işlere kadınların suç ortaklığı yapmasını asla anlamıyorum, anlamak istemiyorum. Ki zaten empati kuramayan değil kurmayan, empati yeteneği asla olmayan, karşısındakine bir an bile acımayan, o ne derse hep haklı, güçlü olduğuna inanan cani sapık Epstein de kurbanlarına bu duyguyu maalesef veriyor. Ve tüm o küçük bedenleri, daha büyümemiş dünyayı yeni tanıyan kız çocuklarını 200 dolar ile kurduğu pis saadet zincirine ortak ediyor.
Ve bu kız çocuklarının ya da kadınların hepsinin ortak noktaları şöyle;
-Az gelişmiş, paraya ihtiyacı olan en önemlisi aileleri dağılmış kız çocukları.
-Anne ya da baba ayrılmış.
-Üvey baba tacizi, şiddeti yaşamış.
-Anne ya da babanın bağımlı olması.
-Paraya ihtiyaç duymaları.
-Kalacak yerleri olmaması.
-Anne ve babaları tarafından bakıma muhtaç olmaları.
Gibi uzayıp giden kocaman bir liste.
Ve sonuçta tüm bu çirkin ağın içine düşen mağdurlar bu "Korkunç Zengin"den korkuyor ve şikayetçi dahi olamıyor. Olanlar ise kabusu yaşamaya başlıyor. Karalama kampanyası, tehdit, takip, taciz başlıyor.
Bu sebeple dünyaya getirdiğiniz bir canın sorumluluğu sizin üzerinizde. "Hadi ben baba olayım, hadi ben anne olayım" ile bitmiyor ki aslında yeni başlıyor. Çocuk dünyaya getirirken lütfen bir değil on bin defa düşünün.
Ve tabii kaçırılmış, felaketler, savaşlar yüzünden evsiz, anne ve babasız kalmış binlerce çocuklarımız var. Onlar için endişelenmemek mümkün değil. Çünkü gerçekten, aşırı korkunç bir dünyada yaşıyoruz. Ve çok ilginç zamanlardan geçiyoruz.
Bu dava ve bu davaların sonucu nereye varır bilinmez ancak şunu çok net biliyorum ki, böyle pis, vicdansız insanlar var olduğu sürece dünya çirkinleşmeye devam edecek.
***
İyi insanlar var oldukça
Bu dünya iyi insanlar sayesinde daha da kötü ve çirkin olmaktan az biraz kurtuluyor ki, belgesel ve film de görüyorsunuz ki, mağdurları bir an olsun yalnız bırakmayan, inanan insanlar var.
Davayı sonuna kadar takip eden.
Canını, ailesini hiçe sayan.
Hatta tehlikeye atan insanların varlığını bildikçe biraz olsun mutlu oluyorsunuz. Çünkü onların inancı ve pes etmemeleri ile bir yol alındı ve caninin sorgulanması başladı.
Bu yüzdendir ki, iyilerin bir gün kazanacağına inancımı kaybetmiyorum ve kaybetmeyeceğim. Fakat o kadınların yaşadığı korkunç travmayı da düşünmek istemiyorum.
Daha doğrusu düşünemiyorum. Gerçekten sonrasında onlara inanan, ellerini tutan, hatta yuva kurmalarını sağlayan insanların varlığını bilerek biraz olsun rahatlıyorum.
