Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Lütfü Savaş: "Ben CHP'de direnmeyi öğrendim"

        Lütfü Savaş direndi, direndi ve sonunda istediğini aldı.

        Ben açıkçası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisiyle ilgili onca olumsuz açıklamasından sonra böyle bir olasılık görmüyordum. Partinin içinde Hatay adayının değiştiği yönünde kesin bir kanaat hatta bilgi de vardı.

        Ama başka hiçbir partide olmayacak şey yeni CHP yönetiminde oldu ve bu kadar tartışmaya rağmen Lütfü Savaş ile devam kararı alındı.

        Sandıktan çıkar, çıkmaz bilmiyorum ama bu aşamada kazanan kesinlikle Lütfü Bey.

        Şayet 31 Mart'ta dediği gibi yeniden başkanlık koltuğuna oturursa sadece Hatay değil Türkiye siyasetinde gündemde olmaya devam eder.

        Lütfü Bey ile CHP’nin kararından sonra uzun bir telefon konuşması gerçekleştirdim.

        Önce en çarpıcı bulduğum şey ile başlayayım:

        “Nagehan Hanım yaşam direnmektir. Ben CHP’de direnmeyi öğrendim” dedi.

        Savaş’a son iki gündür yaşanan tüm süreci sordum.

        Önceki gün bu köşede yine Sayın Savaş ile yaptığım görüşmeden çıkanları yazmış ve bana kendisinin gönderdiği Area anketini anlatmıştım.

        Lütfü Bey pazartesi sabah Sayın Özel’e çantasında iki anketle gitmiş: "Biri Area’nin diğerinin ismini vermeyeyim, bizim üniversitede yaptırdığımız kendi çalışmamız da vardı. Area’nın sonuçlarını size gönderdim. Hepsi aşağı yukarı aynıydı, hepsinde ben açık ara öndeydim.”

        Fakat Özgür Özel son günlerde yapılan anketlerde Lütfü Savaş’a desteğin düştüğünü gördüklerini söylemişti. Acaba o hangi anketleri kast etti? Görüşmede o anketleri çıkardı mı?

        “Nagehan Hanım biz Sayın Genel Başkan ile 2 kez görüştük, sabahki görüşme 45 dakika kadar sürdü. İşte orada ben kendi iki anketimi çıkarınca o da buna karşılık 4 anket çıkardı. O anketlerde büyükşehirde önde olmak ile birlikte bazı ilçelerde düşüş görünüyordu, benim elimdeki sonuçlarla uyumlu değildi. (Hepsi aynı firmaya aitmiş. Lütfü Savaş hatırlayamadım diyerek firma ismi vermedi ama ‘partiye danışmanlık yapan sakallı bir arkadaşın firmasıydı’ dedi-na.)”

        Sonuçta anketler çarpışmış, Lütfü Bey söylemiyor ama orada kıran kırana bir tartışma olmuş, yalnızca ikisinin arasında kalacak bir sohbet demekle yetindi bana.

        Özgür Özel MYK’yı toplayıp değerlendirelim size öyle cevap verelim, demiş.

        “Gece 12’de davet ettiler…”

        Sonrasını Lütfü Savaş anlatıyor:

        “Aynı gece 12’de davet ettiler. 1.30’da görüşme yaptık. Öpüştük, anlaştık. Ben Gazi Mustafa Kemal’in emanetinin Gazi Mustafa Kemal’in partisinde kalmasını istiyorum, ben 1 Nisan sabahı mutlu olacağım, niyetim sizin de mutlu olmanız dedim.”

        Lütfü Savaş başta Antakya, İskenderun, Reyhanlı, Altınözü olmak üzere birçok ilçenin kendisi aday olmaması durumunda sıkıntıya gireceğini, o nedenle ilçe adaylarının da kendisinin adaylığında ısrar edilmesinden yana olduğunu söyledi.

        Israrla Hatay’ın stratejik ve jeopolitik önemine vurgu yaptı, “Bu nedenle benim gibi Atatürkçü, milliyetçi bir insanın aday olmasını istemiyorlar” dedi.

        CHP yönetimi bizzat Savaş’ın adaylığını tartışmaya açtığına göre bu durumda CHP Hatay için Atatürkçü ve milliyetçi bir aday göstermek istemiyor demiş olmuyor mu Sayın Savaş?

        Bunu sorduğumda “Sosyal medyada çok manipülasyon var, onlardan etkilendiler, Sayın Genel Başkan'la yüz yüze konuşunca meseleyi çözdük ben CHP’ye geldiğimde AKP ile arasında Hatay’da 27 puandan fazla fark vardı, bu durumdayken seçimi aldık o nedenle esas iktidar kanadı beni istemiyor” yanıtını verdi.

        Ancak her şey kamuoyunun gözlerinin önünde yaşandı, CHP kendi içinde büyük bir Lütfü Savaş tartışması yaşadı, Özgür Özel kendi adaylarından emin olmadıklarını bizzat beyan etti, dolayısıyla bu tartışmanın topunu iktidara atmayı ben inandırıcı ve mantıklı bulmuyorum.

        Öte yandan Lütfü Savaş büyük bir direniş göstererek kazançlı çıktı ve bir zafer edasıyla halk buluşması yaparak geniş bir kalabalığa hitap etti.

        CHP yönetimi ise teklif götürüp kabul ettiremediği isimler ve tereddüt ettiği aday ile her açıdan yürütemediği bir süreci kabul etmek durumunda kaldı.