Şam'ın 2 yüzü: Hıristiyan ve Şii mahallelerinden notlar
Şam’dan ayrılmadan önce bu şehrin ruhunu veren en önemli unsurlardan biri olan Hıristiyanlara da mikrofon uzatmam gerekir diye düşündüm.
HTŞ’nin geçici hükümeti kurduğu ve yeni rejimin hangi yöne gideceğinin belli olmadığı şu günlerde en kaygılı kesimlerin başında Suriye’nin Hıristiyanları geliyor olmalı.
Bu nedenle kentin kalbi olan Bab Tuma ve Bab Şarki kapıları arasındaki Hıristiyan mahallesinde Pazar sabahı dolaşmaya çıktım.
Bence çok önemli bir gündü geçtiğimiz Pazar.
Baas rejimi devrildikten sonra kiliselerde ilk kez ayin yapılacaktı.
Acaba cemaat gelecek mi? Korku var mı? Hava nasıl?
Rum Katolik KilisesiÖnce 2001 yılında Papa 2. Jean Paul’ün ziyaret ettiği, şehrin en büyük kiliselerinden biri olan Rum Katolik Kilisesine gittim.
Gördüğüm manzara çok şaşırtıcıydı.
İçeri zor girdik. Ayin başlamış, insanlar en güzel giysilerini giymiş, akın akın geliyorlardı.
Adeta "Biz buradayız ve kimliğimize sahip çıkıyoruz" diye haykırıyorlardı.
İlk Pazar ayini
Ardından Ermeni Ortodoks Kilisesine geçtim. Orada da hazırlıklar tamamlanmıştı ve ayin başlamak üzereydi.
Cemaatin havasını ve beklentileri sormak için Ermenilerin dini lideri, kilisenin Piskoposu Armaş Nalbandyan ile konuştum.
Ermeni Ortodoks Kilisesi Piskoposu Areş NalbandyanNalbandyan Halep doğumlu, Ermenistan’da okumuş, kökleri Gaziantep’e dayanıyor. Üniversiteden sonra Şam’a gelip dini liderliği üstlenmiş.
Her kentte başka, savaştan sonra Şam’da 1300 aile kaldı, çarpı dört, 3-4 bin kadar.
Çok tehlikeler atlattık, kilisemizin üzerine bombalar atıldı, şehitlerimiz oldu, okulumuzdan küçük çocukları kaybettik.
DEAŞ, Nusra gibi gruplar. Tam bilmiyoruz ama günde 80-90 bomba atılıyordu bu semte. Çok zor zamanlar geçirdik.
Diyebilirim ki umutluyuz, mutluyuz ama biraz da korkuyoruz. Mutluyuz ki Esad rejimi gitti, umutluyuz iyi bir müstakbel (gelecek) için ama korkumuz çok ki hangi yola gidilecek bilmiyoruz. Esad’dan kurtulduktan sonra demokrasi olacak mı, bütün vatandaşların hakları yeni dönemde korunacak mı bilmiyoruz.
Tabii daha çok erken ama biz konuşuyoruz yeni hükümetle temas içindeyiz.
Evet, yeni devletin içinde kiliseler, cemaatler ve taifelerin bir mesulü var onunla irtibat içindeyiz. Tüm sorularımızı ona iletiyoruz ki aynı şey tekrarlanmasın, tüm vatandaşların, Şiilerin, Dürzilerin, Hıristiyanların hakları korunsun.
Aslında Hıristiyanların üzerinde özel bir baskı yoktu ama baskı herkesin üzerinde vardı.
Güçlü bir devletin olması bizim cemaatimizin garantisidir. Esad rejimi zamanı hiç olmazsa bir sulh ve emanet içinde bir yaşam sağlıyorlardı, onun içinde biz gerekeni yapıyor, adetlerimizi, geleneklerimizi, dilimizi koruyorduk.
Aynı şekilde kimliğimizi, geleneklerimizi, dilimizi koruyabilmek. Eğer iyi bir müstakbel istiyorsak yeni devrim inşallah güçlü bir devlet kursun ve dünya ile temas içinde olup tüm Suriye vatandaşlarının haklarını anayasada tanısın ve korusun. Şayet bu olursa varlığımıza devam edebiliriz.
Bu ilk Pazar olacak, geçen biz duaya geldik ancak halk gelmedi çünkü çok silah sesi vardı. Zaten cumartesi Esad düştü ve biz ne olacağını bilmiyorduk, bir hafta 10 gün korku içinde bekledik, cemaatimize evde kalın dedik. Bugün ilk kez gelecekler. Korku var ama normal hayatımıza dönmeye çalışıyoruz.
Hıristiyan mahallesinden çıktıktan sonra oraya taban tabana zıt Şam’ın başka bir bölgesine doğru yola çıktık, Seyyide Zeyneb mahallesi… Şiilerin merkezi.
Seyyide Zeyneb mahallesinde ekmek kuyruğu
Suriye’de Şiiler için en büyük kutsal mekan kabul edilen Seyyide Zeyneb türbesinin etrafında büyümüş bir mahalle burası.
Adımınızı attığınız an iklim değişiyor. Neredeyse tek sağlam bina yok, dış çeperdekiler bombalanmış, içeridekiler çatışmalar, fakirlik ve imkansızlık nedeniyle ya yarı çökmüş ya natamam duruyor.
Sıvalı ve çatılı ev neredeyse yok. Yollarda güvenlik bariyerleri.
Mahallenin merkezine girdiğimizde bizi HTŞ’nin güvenlikten sorumlu birimleri karşıladı. Komutanlarına gitmek istediğimizi söyledik, kamuflaj için çamurla kapladıkları tampon ve camı kırık araçları ile bizi götürebileceklerini söylediler.
Araca bindik, "Selamün aleyküm Türkiye’den geldik" deyince hava ısındı. Birkaç sokak sonra bir kavşakta durduk.
Çöpler…Demir bir kapıyı gösterdiler. Merkezleri orası imiş. Bir süre sonra o mahallenin komutanı olduğunu söyleyen Ahmed Said geldi ve konuşmaya başladık…
Evet güvenliği sağlıyoruz, fırınlar açıldı, temizlik yapılmaya başlandı. Şii, Sünni, Alevi ayırt etmeksizin herkes Suriye için çalışıyor.
Evet, güvenliğin yanı sıra belediye hizmetleri de bizde.
Şam’ın Şii mahallesindeki HTŞ’lilerBiz Şii, Sünni ayırt etmiyoruz. (içlerinde Şii olmadığını işaret ediyor) Bu mahallede hem Şii hem Sünni yaşıyor, insanlar arasında ayrım yapmıyoruz.
Elhamdülillah yok, herkese güvence veriyoruz. Sadece Esad’ın işkence yapan, adam öldürenlerini ayırıyoruz. Onlarla kurallara uygun şekilde hesaplaşacağız.
- Benim için 10 Kasım26 dakika önce
- Demirtaş çıkar mı?26 dakika önce
- Öcalan Kandil'e 'takvimi öne alın' mesajı gönderdi55 dakika önce
- Bir eşik daha aşıldı45 dakika önce
- Vicdanlar kabul etmez!4 hafta önce
- Köprüler yeniden kuruluyor4 hafta önce
- "Bu Trump'ın değil, Blinken'ın planı!"4 hafta önce
- Sabaha karşı 2'de Mısır'da kurulan masada neler yaşandı?4 hafta önce
- Norman Finkelstein: Gazze soykırımı yalnızca bir devlet projesi değil1 ay önce
- Hamas ne diyecek?4 hafta önce