Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Sınırötesi değil, küresel perspektif
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Milli Savunma Bakanlığı’nın yıl sonu değerlendirme toplantısı, pek çok açıdan ele alınabilir. Ancak Bakan Yaşar Güler’in konuşması ve meslektaşlarımızın sorularına verdiği cevaplar, Türkiye’nin artık bölgesel değil, küresel ölçekteki vizyonunu ortaya koyan bilgi ve değerlendirmeler içeriyordu.

        SINIR ÖTESİ DEĞİL, KÜRESEL İLGİ

        Tarihin belli dönemlerinde her devletin karşısına çıkabilecek belli daralma ya da geri çekilmeleri kuşkusuz Türkiye de yaşadı. Bazen zorunlu, bazen stratejik bir planlamanın gereği olarak geri çekilmek, sınırlarının ötesindeki gelişmelere dair ilgisini daraltmak yakın tarihimizin gerçeklerinden.

        Ancak kendi içimizde yürüttüğümüz tartışmalar ne kadar gölgelese de Türkiye’nin artık sınır ötesi ilgileri sadece bölgesel strateji ve perspektiflerden ibaret değil. Bakan Güler’in aktardıkları, ne denli geniş bir coğrafyada hareket edip ilgili alanları inşa ettiğimizin tablosuydu adeta.

        TEK DEVLET VE TEK ORDU

        Kuşkusuz Suriye’de olup biten gelişmeler, özellikle de Terörsüz Türkiye kapsamında çerçevesi ortaya konulan Terörsüz Bölge vizyonu açısından son derece kritik. Küresel perspektifi örneklendirmeye geçmeden, en güncel konuyu aktaralım.

        Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye’deki gelişmelerin hem güncelini, hem de muhtemel senaryoları aktarırken, özellikle SDG etrafındaki gelişmeleri adeta bir “savunma diplomasisi” titizliğiyle ifade etti.

        “Suriye’de “Tek Devlet ve Tek Ordu” ilkesi çerçevesinde hazırlanan ve SDG ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart tarihinde imzalanan mutabakat, hâlihazırda sahada karşılığını bulmamış ve somut adımlarla desteklenmemiştir. Açıkça vurgulamak isteriz ki; entegrasyon süreci, belirsiz ve ucu açık ifadeler ile değil, net tarihli, bağlayıcı ve uygulanabilir bir yol haritası ile yürütülmek zorundadır.”

        SURİYE İÇİN DÖRT ANA VURGU

        Bakan Güler, dört noktanın altını çizdi. İlki, SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye Ordusuna entegrasyonu. İkincisi, ayrılıkçı ve adem-i merkeziyetçi söylemi terk etmesi. Üçüncüsü, merkezi otoriteye bağlanması. Son olarak da sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması.

        İSRAİL’İN TEHDİT BOYUTU

        Yaşar Güler, İsrail’in bölgedeki politikalarına dair de önemli değerlendirmelerde bulundu:

        “İsrail’in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye Hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımı, bölgede zaten kırılgan olan dengeleri daha da zedelemekte ve istikrarsızlığı derinleştirmektedir.”

        Güler, İsrail’in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askerî tutum ve oluşturmak istediği Suriye’yi, “Türkiye’nin de doğrudan millî güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı” olarak değerlendirdi.

        92 ÜLKE İLE ASKERİ ANLAŞMA

        Peki Türkiye’nin ilgisi ve yakından takip ettiği süreçler sadece bunlar mı? Elbette hayır. Aslında şu rakamları aktarmak bile bu konudaki muazzam genişliği ortaya koyuyor. Türkiye’nin kaç ülkeyle ve hangi çerçevede askeri ilişki ve anlaşmaya sahip olduğunu şu tabloyla bize anlattı:

        “Bugüne kadar 92 ülke ile Askerî Çerçeve Anlaşması, 66 ülke ile Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması, 35 ülke ile Askerî Mali İş Birliği Anlaşması ve Nakdî Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır. 39 ülke ile Askerî Çerçeve Anlaşması, 12 ülke ile Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması ve 15 ülke ile de Askerî Mali İş Birliği Anlaşması ve Nakdî Yardım Uygulama Protokolü’nün imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir.”

        DEVASA BİR COĞRAFYA

        Azerbaycan’dan Gürcistan’a ve genel anlamda Güney Kafkasya’ya; Rusya-Ukrayna savaşından Karadeniz’deki gelişmelere; Somali, Libya ve Senegal başta olmak üzere Afrika’ya; Filistin’den Katar’a; Bosna-Hersek ve Kosova’ya; Kıbrıs’tan Doğu Akdeniz’deki tüm çıkarlarımıza kadar kelimenin tam anlamıyla küresel bir ilgi ve inşanın içinde Türkiye.

        BİR TEŞEKKÜR

        Unutmadan bir hakkı teslim edelim. Toplantı sırasında hemen her meslektaşım gündeme getirdi içtenlikle. Milli Savunma Bakanlığı gerek haftalık bilgilendirme toplantıları, gerekse de kritik zamanlarda hassas bilgilere dahi hızlı erişim açısından çok hızlı bir işleyiş sağlıyor medya için.

        Bir teşekkür de bizden.