Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Kredi kartlarını neden doğru kullanamıyoruz?

        Özlem YILMAZ- EKONOMİ SERVİSİ

        'Kangren haline gelmiş bir yara'

        BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın dikkat çektiği gün geçtikçe limitleri zorlayan kredi kartı kullanımı, Türkiye'de kangren haline gelmiş bir yara. Sürekli faiz eklenen ve bir türlü ödenemeyen kredi kartı borçları, borcu bir diğer karttan para çekerek kapatmak, kredi çekerek kart borçlarını sıfırladıktan sonra yine de kredi kartı kullanımından vazgeçememek pek çok kişiyi tükenme noktasına getiriyor. Peki kredi kartlarını neden kullanamıyoruz, neden kullanmayı bilmiyoruz ve bu bağımlılıktan kurtulamıyoruz? İşte görüşler...

        'Vatandaş borcu, borçla kapatıyor ve icralık oluyor'

        THK Üniversitesi Rektörü ve Ekonomist Prof. Ünsal BAN:

        TÜRK insanının kredi kartlarını kullanamamasının temel nedeni, eğitim düzeyi ile doğrudan ilgili. Türkiye'de ne yazık ki kredi kartı alanlarla ilgili bir kredi sicili, yani kredi derecelendirmesi yeni yeni yapılmaya başlandı. Birkaç yıl öncesine dek bu da yoktu. Bu nedenle de kredi kartı kullanmayı bilen, bilmeyen, yanlış kulananan, kullanmayan herkes kredi kartı almaya başladı. Bu da kredi kartlarının Türkiye'de bu noktaya gelmesine neden oldu. Asgari ücretin 860 TL olduğu bir ülkede kredi kartı başına ortalama harcama tutarı da neredeyse bu noktalara gelmiş durumda. Bir kişide 5 kredi kartı varsa borcu ortalama 3-4 bine varıyor. 'Krediyle yaşıyoruz be kardeşim' desek en uygun yanıtı vermiş oluruz. Ayrıca bankalalar kişi istemeden kredi kartı gönderiyorlar, siz de belli bir aidat ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bankaların bu konuda büyük geliri ortaya çıkıyor. 2-3 milyon insandan en az 10'ar lira aidat ücreti aldıklarında ortaya devasa bir rakam ortaya çıkıyor. Bu da bankaların faiz dışı gelirlerini arttırıyor. Garibim vatandaş paraya sıkıştığı zaman, ki artık kişisel ilişkiler de çok zayıfladığı için, mecburen karttan para çıkıyor ve kart kullanımı sonuca ortaya devasa borçlanma miktarı çıkıyor. Vatandaş, borcu borçla kapatmaya devam ediyor. Bu durumda da gelir düzeyi borçlandığı rakamın çok üzerinde değilse borcunu ödeyemez hale geliyor ve icralık oluyor. Türkiye'de bir dönem insanlar kredi kartıyla altın aldılar. Sonra o altını sattılar, sattıkları altınla da kredi kartı borçlarını kapattılar. Kredi kartlarının belli bir faizle kapatalan farklı bir tefecilik türü de son zamanlarda dikkat çekiyor. Hesap dökümleri hesapsızlığımızı yüzümüze vurduğunda kırıp atmak istiyoruz da, bağımlısı olmuşuz bir kere!.. Oysa kredi kartı bağımlılığını yenmek imkansız değil. Bunun için ilk yapılması gereken, harcamaları kontrol altına almak ve aylık gelirimiz ile sahip olduğumuz tüm kredi kartlarının limitleri ve borçları arasındaki dengeyi oluşturmak.

        'Kredi kartıyla 12 ay taksitle mutluluk satın alıyoruz'

        Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım KAPIŞMAK:

        AŞIRI tüketim ve hızlı yaşam, insanları aceleci ve sabırsız yaptı. Bu hızlı yaşamda yakınımız insanlardan uzaklaşıp daha bireysel hareket eder hale geldik. Aile, sevgili, eşler, dostlar herkes ayrışıyor ve tek kalmak istiyor, çünkü başkasının ona zarar vermesinden korkuyor. Duygusal ödüle doyamıyoruz. İnsan ödüllendirildikçe yaşama motive olur. Zamanla kendi kendimizi ödüllendirmeye başlıyoruz, soyuttan uzaklaşıp somuta yaklaşıyoruz. Kendimize az zaman kalıyor, o zamanda da tüketime koşuyoruz. Bizi mutlu edeceğini sandığımız uyarıcılarla dolu her yer . Ne görürsek alıp eve getiriyoruz . Çoğunu kullanmıyoruz bile . Bazen aynı şeyden defalarca alıyoruz . Nakit olmayınca çare arıyoruz . Kredi kartı ile mutluluk satın alıyoruz ama 12 ay Taksitle . Yani o an haz veren şey 12 ay acı çektiriyor. Çoğumuz kredi kartını kullanmayı bilmiyor. Hayatında öncelikle duygularını kullananlar, haz odaklı, sabırsız, hayalperest , yakın olma ihtiyacı yüksek, motivasyonu sık sık inen çıkan insanlar isteklerini kontrol etmede zorlanırlar. Azıcık haz için yoğun bedeller ödemeye razıdırlar. Bu kişiler, kredi kartını yanlış kullanan gruba girerler. Bu tipler, bankaların en sevdiği tiplerdir. Sürekli kart değiştirir ve borç kapanmadan yeni borç yaratırlar. Tıpkı duygular gibi, kredi kartı kullanımı da abartılı olmaya başlar. Yani olumsuz ruh halimiz ile kredi kartı kullanımı arasında bağlantı vardır. Toplumun kaygısı arttıkça kart kullanımı dengesizleşir . Güven artarsa dengeye girer. Kredi kartını en yanlış kullanan insanlar sorumluluk duygusu az, hırslı, isteklerini kontrol edemeyen zayıf kişiliklerdir. Mantığını kullananlar, risk sevmeyenler ve sabırlı kişiler ise, borçlu kalmayı sevmez ya da kredi kartı kullanmaz. Kullanırsa da 'zevk mi, ihtiyaç mı?' diye sorgular. Bankalar bu tipleri ise hiç sevmez.

        'Kredi kart sanal bir zenginlik arzusu veriyor'

        Psikolojik danışman Hanife OKUTAN:

        KREDİ kartını doğru kullanamamamızın en önemli sebebi, tüketmekle var olmayı eşleştiren bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü tüketerek kendimizi değerli hissediyoruz. İhtiyaçlarımızla isteklerimiz arasındaki dengeyi iyi kuramıyoruz. Artık günümüz koşullarında isteklerimiz ihtiyaç halini almış durumda. Bu ikisinin arasındaki ayrımı net olarak fark edemediğimiz sürece elbette kredi kartı kullanımında sıkıntı yaşamaya devam edeceğiz. Kredi kartı bize sanal bir zenginlik arzusu veriyor. Olmayan bir paramızı varmış gibi çarçur ediyoruz. Tüketerek de kendimizi daha iyi, daha değerli ve daha zengin hissediyoruz. Parayla olan ilişkimizi de tam olarak düzenleyen bir toplum değiliz. Paranın tüm ihtiyaçlarımızı karşılayan yönünden ziyade bizi daha değerli, daha özel hissettiren yanıyla parayı tanımlıyoruz. Kerdi kartı da bu noktada işimizi kolaylaştırırken, elbette ki hayatımızı da kabusa çevirebiliyor. Kredi kartlarına sonradan alıştık. Onunla aramızdaki ilişkiyi düzenlemek için biraz vakte ihtiyacımız olduğu kanısındayım.

        'Biz musluğu tam açıyoruz'

        Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği Genel Sekreteri Hamdullah Yıldız:

        TÜRK halkı henüz kredi kartı kullanmayı bilmiyor. Kredi kartı var olmayan bir parayı harcamak gibi görünüyor ve bu da bilinçsiz harcamaya itiyor. Kredi kartı hala yeterince yaygın değil ve çoğu yerde yok. Bu da kayıt dışı ekonomiyi beslemiş oluyor. Tüketici olmayan parayı kullanıp borçlanıyor. Tasarruf kültürü henüz gelişmemiş. Ben 20 yıldır yabancılarla çalışıyorum hiçbir zaman musluğu tam açtıklarını görmedim ama bizim ülkemizde musluğu tam açıyoruz. İnsanlar maalesef ekonomik yüklerine göre harcama yapmıyorlar.

        '2008 sonrası bilinç arttı'

        İnci Ayakkabı Şirketi Sahibi Ali Murat KIZILTAŞ:

        BENİM fikrim 2008-2009 öncesi Türk halkı kredi kartını bilinçli kullanmıyordu. Fakat 2008-2009 yıllarından itibaren bir derlenme toparlanmayla birlikte kredi kartı kullanımı daha bilinçli hale geldi. Son getirilen kurallara göre daha bilinçli tüketmeye çalışıyor.

        'Daha çok gençler kontrolsüz kullanıyor'

        Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği Başkanı Ali ÇETİN :

        TÜRK halkının %15'i kredi kartı kullanmayı bilmiyor. Bu % 15'lik kesim gençleri oluşturuyor. Bu gençler kontrolsüzce kredi kartı kullanıyor. Çünkü genellikle ailesi tarafından kredi kartı borçları ödeniyor. Fakat halkın diğer kesimi kredi kartı kullanmayı biliyor. Fakat tüketiciler büyük borçların altına girebilip uzun vadede kredi kartı borcu ödüyorlar. Bunun sebebi her ne kadar kredi kartı risklerini ve nasıl kullanılması gerektiğini bilselerde alım güçleri düşük olduğu için kredi kartı borçları oluyor. Türk halkı kredi kartı kullanmayı biliyor fakat bunu doğru şekilde kullanamıyor. Çünkü kendi yaşamlarını devam ettirmek için başka çözüm yolu bulamıyorlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ