Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi İdeal Tip Nedir?

        Sosyal bilimlerde, özellikle sosyoloji ile tarih alanlarında, karmaşık, kaotik ve çetrefilli görünen olguların kavramsal kurgularla oluşturulan modeller (tipler) üzerinden basitleştirilerek kategorize edilmesini ifade etmektedir. İlk defa Alman sosyolog Max Weber (ö. 1920) tarafından sistematik olarak kullanılmıştır.

         "İdeal tip", kısaca, özellikle kıyaslama yapmak için kullanılan zihinsel ve kurgusal araçtır. "İdeal tip" dünyada gözlemlenen gerçekliği, olduğu gibi aktarmak anlamına gelmemektedir. Zira "ideal tip" belli bir durumu veya olguyu olduğu gibi temsil etmekten daha çok bir soyutlamadır. Bu yönüyle ideal tip doğru veya mükemmeli ifade etmediği gibi genel olarak gözlemlenen durum ve olguların özeti veya ortalaması da değildir. Arzu edilmeyen durumların tasviri veya kıyaslaması için de ideal tipler kullanılabilir. Örneğin Karl Marx (ö. 1883) bir piyasa ekonomisi modeli olarak kapitalizm ile ilgili eleştiriler geliştirmiştir. Onun kullandığı şekliyle "kapitalizm" arzu edilen bir durum değildir. Ancak onun kapitalizmi ele alış ve sunuş şekli bir "ideal tip" oluşturmadır.

        İdeal tip, daha çok, ele alınan veya oluşturulan tiplerin öne çıkan başat, asli ve ayırt edici karakteristiklerine yoğunlaşır. Bu da "ideal tip"ler oluşturulurken diğer pek çok özelliğin dışarda bırakıldığı anlamına gelmektedir. Örneğin Weber bürokrasiyi "ideal tip" olarak tasvir ettiğinde bürokrasinin sadece onun yaptığı tarihsel ve sosyolojik analizleri ilgilendiren yönlerine yoğunlaşmıştır. Bürokrasinin işleyişindeki diğer yönler ve Weber'in sunduğu bürokrasi "ideal tip"inden farklı olan bürokrasi formları bu analizlerin dışında kalmıştır. Gündelik hayatta hatta sosyal bilimlerde kullanılan şekli ile "aile" de bir "ideal tip" özelliği göstermektedir. "Aile" basitçe ifade edilebilecek pek çok formu ve pek çok özelliği kapsamaktadır. Ancak bizim "aile" kavramından anladığımız bir basitleştirme ve soyutlama olduğu için gerçek dünyada aile ilgili gözlemlenebilecek pek çok özellik bu soyutlamanın veya tasvirin dışında kalacaktır.

        İnşa edilen zihinsel kurgular ve araçlar olan "ideal tipler" katı kategorik yapıda değildir. Zaman ve mekana, bağlama ve bu kavramların kullanıcılarına göre "ideal tip"lerin anlamı ve içeriği değişebilmektedir. Mesela günümüzde bir "ideal tip" olarak aile kavramından genel olarak anlaşılanlar, yüz yıl önce aynı kavramdan anlaşılanlardan farklı olabilir. Farklı teorik arka planlardan gelen sosyal bilimciler için de bir "ideal tip" olarak "aile" farklı anlamlar ifade edebilir. Muhafazakar bir sosyal bilimci için "aile" toplumsal işleyiş ve kültürel aktarım için fonksiyonel bir yapıyı ifade ederken feminist teori ile "aile" kavramına bakan bir sosyal bilimci için aile, sosyal eşitsizlikleri üreten ve sürdüren mekanizma olarak görülebilir.

        "İdeal tip" ile analiz yapmak, sosyal bilimciler tarafından eleştiriler de almaktadır. En çok öne çıkan eleştirilerden biri, ideal tipler aracılığı ile yapılan tahlillerin sadece ekstrem özelliklere, zıtlıklara ve kutuplara yoğunlaştığıdır. Bu metodolojik kutuplaşmaların sonucu ideal tiplerle yapılan analizler, kıyas yapılan olgular ve durumlar arasındaki esnek bağların göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Çoğu zaman da sosyal bilimciler "ideal tip" kullandıklarında inşa edilmiş veya kendileri tarafından inşa edilmekte olanın farkında olmamalarıdır.

        Bu kısıtların farkında olan Max Weber karmaşık ve kompleks olan gerçekliğin hakikatini tam olarak anlayamayacak olsak da ona yaklaşmak için "ideal tipler" ve modeller oluşturmanın özellikle mukayeseli sosyolojik ve tarihsel analizlerde kaçınılmaz olduğunu savunmuştur. Weber'e göre doğa bilimleriyle (örn. fizik, kimya, biyoloji) uğraşanlar, doğayı anlamak için nasıl ölçümler ve araçlar oluşturuyorsa sosyal bilimciler de sosyal gerçekliği daha iyi anlayabilmek için "ideal tipler" oluşturmak durumundadır. Bu yüzden, ona göre bir disiplin olarak sosyoloji "ideal tip" üzerine kurulabilir ve kuruludur. Sosyolojide kullanılan bütün sentezlemeler, kategoriler ve kurgular "ideal tip"lere dayanmaktadır.

        Sosyal bilimlerde "ideal tip" kullanmak, sadece soyutlayarak oluşturulan tip ve modellerin gerçekliğini yansıtmada kısıtlılık oluşturmaz. Ancak insan davranışını ve toplumsal yapılar ile ilgili nedensellik kurgularının da "ideal tiplerin" bu kısıtı karşımıza çıkmaktadır. Çünkü nedensellik kurgularında ve modellerinde kaçınılmaz olarak kullanılan "ideal tipler" gerçek dünyadaki nedensellik ilişkilerini de eksik olarak anlamamıza neden olacaktır. Daha mekanik nedensellik analizlerinin yapıldığı nicel yöntemlerde de bu kısıtlar söz konusudur. Zira nicel yöntemlerde analizlerin temel bileşenleri olarak kullanılan değişkenlerin çoğu "ideal tiplere" dayanmaktadır.

        YAZAR

        Zübeyir Nişancı