Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘Fendi aslında bir Türk ailesi’

        Esra ÇORUH / HT CUMARTESİ

        2012’den beri Fendi markasının CEO’su ve genel başkanısınız. Markayla bir araya geldiğinizde, ilk gözlemleriniz nelerdi?

        Şirket, yüksek kâr eden bir seviyede, iyi düşünce yapısına sahip sağduyulu insanların bulunduğu, sağlıklı ve iyi organize olmuş durumdaydı. Tarihi ve hikâye anlatımı çok zengin olan bir marka buldum. Fendi; beceri, ustalık ve kalitenin çok özel karışımına sahip. Fakat bu duruşu modern bir yaklaşımla ve biraz da çılgınlıkla yoğuruyor. Fendi’yi kendine has yapan da bu.

        Fendi zengin mirasını korurken modern ve çağdaş durmayı da başarıyor. Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

        Fendi’nin değerlerinden biri de gözünü geçmişten ayırmazken projelerini geleceğe yönelik gerçekleştirmesi. Miras tabİi ki Fendi’nin temeli, bizim nereden geldiğimiz, DNA’mız. Bununla beraber durmadan yenilenmeye, deneyimlemeye ve köklerimizi yapılandırmaya devam ediyoruz. Fakat markanın ana değerleri hâlâ Adele Fendi’nin ilk kurduğu günküyle aynı: Cüretkâr bir yaratıcılık, üst düzey el becerisi, en kaliteli materyaller ve güçlü Roma mirası.

        Bu yaz Paris’te gerçekleşecek couture haftasında sergileyeceğiniz “Haute Fourrure” koleksiyonunu anlatır mısınız?

        Paris Haute Couture Moda Haftası’nda ilk Haute Fourrure koleksiyonumuzu sergileyeceğiz. Bu Fendi’nin kürkteki ustalığının ve yaratıcılığının en iyi yansıması, benzersiz el becerisi...

        ‘KÜRK MARKANIN DNA’SI’

        Kürk, Fendi’nın önemli bir parçası... Ve en usta olduğu materyal, yanılıyor muyum?

        Aynen. Fendi başlangıçta deri ürünler ve kürk eviydi, bugün kürk atölyesine sahip tek moda eviyiz. Böylece kürk, markanın DNA’sı ve mirası oluyor. Kürkteki ustalığımız ve işçiliğimiz benzersiz ve diğer markaların yapabildiğinden çok daha farklı.

        Fendi, kürke sahip olmak birçok kadının rüyası. Neden Fendi, kürklerine yatırım yapmak istiyor?

        Bizi ayıran, tekniğimiz. Diğer hiçbir markanın yapamayacağı şekilde yapıyoruz kürklerimizi. 1971’de yapılan Astuccio Fur ve onu 2013’te yeniden yorumlamamız bu konuda benzersiz örnekler olarak verilebilir. Roma’daki kürk atölyemiz 540 senelik bir iş tecrübesine sahip. Bu da kürklerimizi yaratırken gerekli olan ustalığı sağlıyor. Karl (Lagerfeld), 60’lı yıllarda Fendi için tasarım yapmaya başladığında, kürke diğer tüm giysiler gibi davrandı ve hafifliğiyle karakterize olan kürklere imza attı. Bugün, bu karakteristik hâlâ kürklerimize yansıyor ve bizi piyasada bulunan diğer kürklerden ayırıyor.

        ‘FENDİ KARL’IN YARATICILIĞININ İTALYAN VERSİYONU’

        Karl Lagerfeld aynı hafta Chanel’in de Houte Couture koleksiyonunu sergileyecek, aynı anda iki ayrı tasarım zor olmalı. Bunu dünyada yapan ilk ve tek tasarımcı olabilir kendisi. Efsaneyle çalışmak nasıl bir his?

        Karl ve Fendi arasındaki ilişki, bir tasarımcıyla bir markanın arasındaki en uzun ilişki. Fendi, Karl bu kadar uzun zamandır bizimle olduğu için Fendi oldu. 1956’da kürkü giyilebilir bir moda stiline dönüştürdükten sonra, sürekli modernize etmesi ve dizaynını değiştirmesi bunda etkili oldu. Fendi, Karl’ın yaratıcılığının İtalyan versiyonu, Chanel ise onun yaratıcılığının Fransız versiyonu.

        Karl Lagerfeld, kariyeri boyunca insanüstü bir iş yüküyle çalıştı. Fendi’yle de 1965’ten beri beraber. Onu nasıl tanımlarsınız?

        Karl, inanılmaz biri... Çok enerjik ve sadece geleceği düşünüyor. Her defilenin ardından “Evet, sırada ne var?” der.

        ‘Lüks, ilham veren duygu’

        Peki sizce lüks nedir?

        Lüksün, ilham veren duygular olduğuna inanıyorum. Kişi onu giymek, ona sahip olmak ve dokunmak için reddedilemeyecek bir istek duyuyor. Bu duygu, ürünün tutkulu ve yaratıcı insanlar tarafından onlarca senedir damıtıldığının farkında olunmasının doğal bir sonucu.

        Fendi kadını kimdir? Tarif edebilir misiniz?

        Fendi kadını güçlü, bağımsız ve cüretkâr. Her şeyin en iyisini istiyor.

        Fendi, özelleştirilmiş yeteneklerin temelinde bir marka. Fendi ekibinde olmak nasıl yetenekler gerektiriyor? Eğitim süreçleriniz var mı?

        Evet var. Fendi’de çalışanlar çok önemli ve değerliler. Devamlılığı sağlayabilmek için her yıl genç insanları bünyemize alıp ustalaşmış çalışanlarımızdan tecrübelenmelerini sağlıyoruz. Sekiz ila dokuz yıllık bir sürecin sonucunda ancak kendi başlarına kesimleri gerçekleştirmeleri mümkün oluyor. Floransa’da kendi okulumuzu açtık ve dikiş okullarına destek sağlıyoruz.

        Koleksiyonunuzdaki çantaları her sezon farklı çizgilerle modernleştirip güncellerken, nasıl ikonik tutmayı başarıyorsunuz?

        Deneyimlemek ve her zaman bir tarafımızı geleceğe dönük tutmak bunu gerçekleştirmemizi sağlıyor. Bu Baguette model çantamızda görülebilir. Zamansız bir modele dönüşmekle beraber hâlâ devrimsel. 1997’de ilk yapıldığından beri 1000 farklı versiyonu çıkarıldı.

        Türk pazarı hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni bir marka konumlandırma stratejiniz var mı?

        Türkler iyi seyahat eden, kendini iyi yansıtan ve çok sofistike insanlar. Dikkatlerini esas çeken şey detaylar ve ustalık. İkonik çanta koleksiyonumuzda ve diğer deri ürünlerimizde bu detaylar hâkim. Ek olarak, Fendi ve Türkiye arasındaki bağ genetik olarak sağlam çünkü Fendi aslında bir Türk ailesi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ