Atatürk'ün doğum haritasının sırları

Ama biz, memlekette astroloji denince akla ilk gelen isimlerden Döşer’le Caddebostan’da, ofisinde buluşup kitaptaki pek çok şeyden değil, Cumhuriyet’in 93. yılı vesilesiyle sadece Ulu Önder’imiz Atatürk’ten söz ettik.

Atatürk hakkında hiç bilmediğim şeyler öğrendim; mesela Oğlak sanıyordum, Balık’mış; nedense kadınlara ayıracak vakti yoktur sanıyordum meğer öyle değilmiş. Annesine pek düşkün ama dikbaşlıymış.

Bir de Ata’yla yükselen Akrep paylaşıyormuşuz. Zaten Öner Bey görür görmez yükselen burcumu tahmin ederek kalbimi kazandı, üstüne uzun bir sohbete tutuştuk. Hepsini sayfaya sığdırmak zor olsa da işte can alıcı noktaları.

Atatürk’e bugüne kadar Oğlak burcu diyenler oldu, Boğa diyenler oldu ama daha önce duymadığım bir şey söylüyorsunuz siz ve “Atatürk 12 Mart 1881 doğumlu bir Balık” diyorsunuz. Buna nasıl karar verdiniz?

Makbule Hanım, annesinin ona Mustafa Kemal’in fırtınalı bir gecede doğduğunu söylediğinden bahsetmiş. 4 Ocak 1881, 17 Mayıs 1881, 20 Mayıs 1881 gibi tarihler de sıkça konuşulsa da Atatürk’ün hayatındaki önemli olaylar, karakter özellikleri bana Hakan Kırkoğlu’nun derslerinde üzerinde çalıştığımız, çeşitli kaynaklarda bahsi geçen 12 Mart 1881 tarihli haritanın doğru olduğunu düşündürdü

Atatürk de bir bahar günü doğduğunu annesinden ağzından aktarıyor. Bunun üzerine rektifikasyon yöntemine başvurduğumda doğum saatini de 21.29 olarak kabul ederek ilerledim.

Kitapta annesinin ve kadınların Atatürk için ne kadar önemli olduğunun altını sık sık çiziyorsunuz.

Mustafa Kemal’in haritasında Ay, 10. evde Aslan Burcu’nda yer alıyor; bu da annesinin onun için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Hayatı boyunca kadınları çok sevmiş ve önemsemiş Atatürk. Öte yandan Ay, Mars ile karşıt açıda.

Biliyorsunuz Zübeyde Hanım Mustafa’nın askeri okulda okumasını istememiş, buna karşı çıkmıştır. Yükselen yöneticisi olarak Mars, haritada Mustafa’nın göstergesidir ve Ay ile karşıtlığı, annesiyle çatışmalarını açıklıyor.

Kadınları ne kadar önemsese de yalnızlığına çok düşkün bir adam aynı zamanda.

Özgürlüğü onun için her şeyden daha önemli. Kolay kolay bağlanamayan, sabit bir yerde uzun süre kalamayan bir karakter. Atatürk bir ev ve aile adamı değil aslında.

Kendisi de “Ben yalnız ve müstakil bulunmayı daima tercih etmiş ve sürekli olarak öyle yaşamışımdır” diyerek bunu ifade etmiş. Haritasına baktığımızda yükselen yöneticisi olarak Atatürk’ü temsil eden Mars; Kova burcunda 4. evde bulunuyor. Bu yerleşim özgürlüğüne düşkün, kendi alanından kesinlikle taviz vermeyen bir yapı verir.

Evden uzaklaşmasını bununla açıklayabilir miyiz?

Tabii. Bu yüzden karşısındakini, özellikle de annesini kıracağından bile çekinir, zira Mars’ın karşısında Ay konumlanmış. Ay’ın haritanın en yüksek noktasında, tepe noktasındaki yerleşimi annesine verdiği değeri çok güzel anlatıyor ama onunla birlikte yaşaması neredeyse imkânsız.

Annesine çok değer veriyor, bunu her fırsatta dile getiriyor. Zübeyde Hanım, Mustafa’nın gözünde çok yüce bir yerde. Ne var ki Atatürk özgür ruhlu, baskı gördüğü an kırıcı olabilen bir karakter çiziyor.

Peki ya evlilik sürdürememesi?

Yükselen yöneticisi Mars, evlilik evi yöneticisi Venüs’e kare yapıyor. Buna istinaden “Atatürk kesinlikle bir evlilik adamı değil” diyebilirim. Kadınlara her zaman ilgi duymuş, birliktelikleri olmuş, etrafında sürekli kadınlar olmuş çünkü çok karizmatik ve çekici bir adam. Venüs’ün konumu cazibesini, şıklığını ve flört etmeyi seven halini açıklıyor ama evlilik ona göre değil.

Neden?

Evlilik, özellikle de kısıtlayıcı ve fazla sahiplenici olursa ona göre değildir. Haritasındaki Merkür Uranüs karşıtlığı da sürekli özgür olmayı düşünmenin göstergelerinden biri.

‘JÜPİTER SATÜRN DÖNGÜSÜ, ESERLERİ ÖLÜMSÜZ KILAR’

Tüm bu “yalnızlık” göstergelerine rağmen bir yandan hareketli ortamları, sofraları, davetleri de çok seviyor Atatürk, ilginç...

Haklısınız. Haritanın 5. evinde bulunan gezegenlerle birlikte 5. evin yücelme yöneticisi olan Venüs Boğa burcunda, 7. evde Neptün’le kavuşuyor. Boğa’daki Venüs, yeme-içmeden zevk almayı gösterir.

Hayattan keyif almayı, davetleri, iyi giyinmeyi önemserler. Venüs’ün Neptün gezegeniyle kavuşumu, içki ve mezeden keyif almayı da işaret edebilir. Yükselen’e karşıt açı yapan Boğa burcunda güçlü yerleşimdeki Venüs, şıklıkla, nezaketle alakalıdır.

Peki siz önünüzdeki haritayı Atatürk’e ait olduğunu bilmeden okumaya kalksanız, bu kadar önemli bir tarihi figüre ait olduğunu söyleyebilir miydiniz?

Kesinlikle söylerdim. Köşe evlerde çok önemli gezegen yerleşimlerine rastlıyoruz. Altını çizdiğim gibi, Mustafa Kemal’in haritasında Ay Aslan burcunda ve 10. evde. Bu, başarı ihtirasını ve yüksek mevkileri işaret eden bir yerleşimdir.

Böyle bir haritanın sahibi gururludur, dikkat çekmekten hoşlanır. Ayrıca Mustafa Kemal’in haritasında Jüpiter ve Satürn Koç Burcu’nda. Koç Burcu liderlikle birlikte anılır, bu iki gezegenin kavuşumu zamanlarında çok önemli zatlar dünyaya gelmiştir.

Ayrıca balzamik fazdaki Jüpiter- Satürn döngüsünde doğan kişilerin topluma sundukları hizmetler, ardında bıraktıkları değerler ve eserler adeta ölümsüzdür. Bu kimselerin fikirleri ve eserleri, kendilerinden sonra da yaşar.

Atatürk önemli bir sosyolog da aynı zamanda. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Yükselen Akrep, büyük bir dayanıklılık, milletin psikolojisini iyi anlama ve nasıl yönlendireceğini tayin etme becerisi verir. Çalışma hayatında son derece sıkı çalışan birini görüyoruz.

Jüpiter ve Satürn haritasının 6. evinde, Koç Burcu’nda. Bu görünüm disiplinin yanı sıra, aktifliğe işarettir. Ayrıca geceleri uykusuzluk çektiğini biliyoruz, sarayda misafirlerini ağırladıktan ve uğurladıktan sonra saatlerce çalışırmış.

Doğum haritasında geri harekette olan Merkür, Güneş’e çok yakın, Uranüs ile de karşıt açıda ki bu da sürekli uyanık bir zihne işaret eder. Bir de bu haritayı önüme koysanız ilk söyleyeceğim şeylerden biri harita sahibinin sağlık sorunları olurdu.

Mesela? Jüpiter haritanın 6. evinde Satürn’ le kavuşuyor. Jüpiter zarar görüyorsa karaciğerle ilgili sağlık sorunlarıyla bağdaştırılır. Venüs’ün Neptün ile kavuşumu ve Mars ile kare açısı, böbreklerle ilgili sorunlara da işaret ediyor.

Haziran- Temmuz 1918’de böbrek hastalığına tutulduğunda Satürn Aslan Burcu’nda, Mustafa Kemal’in doğum haritasındaki Ay-Mars-Venüs-Neptün T-karesini tetiklemektedir.

Mesela Viyana’da Birinci Dünya Savaşı sonrası İspanyol nezlesine yakalanıyor ancak bu ölümcül hastalıktan kurtuluyor. O günlerde transit Satürn tam doğum haritasında Ay’ın bulunduğu derecede. Bu da en iyi ihtimalle, ağır bir hastalık göstergesi.

Büyük taarruzu çevresindekilerin tüm muhalefetine rağmen gün ağarırken, sabah saat 04.30’da başlatmış. Astrolojik açıdan çok uygun bir an olduğunu söylüyorsunuz.

Evet, ekseriyetin muhalefetine rağmen, ısrarla taarruzu başlatıyor. 10. evde bulunan Aslan ve yükselen Akrep burçları, Mustafa Kemal’in kararlı tavrını açıklıyor aslında. Olası bir hata her şeyi mahvedebilir ama harekete geçmek için astrolojik açıdan uygun bir zaman.

Terazi burcunda ilerleyen Ay, Venüs-Jüpiter gezegenlerinin arasından geçmekte. Atatürk’ün ilerletilmiş haritasında tepe noktası Güneş’in bulunduğu derecenin tam karşısına görünüyor. Bu da başarılı bir sonuç alınacağına işaret.

“Bundan yıllar önce bir yabancı astroloğun makalesinde ilerletilmiş haritaların kişilerin ölümlerinden sonra da aktif olduğunu, kişilerin geride bıraktıkları değerleri temsil eden göstergeler üzerinde etkili olduğunu okumuştum.

Astrolog makalesinde, 1452 doğumlu Leonardo da Vinci’nin ölümünden yüzyıllar sonra, 21 Ağustos 1911 tarihinde, meşhur Mona Lisa tablosunun çalındığı güne ait ilerletmede ve transitlerde, Vinci’nin haritasındaki bazı gezegenlerin tetiklendiğinden yola çıkmıştı. Bu gerçekten de çok ilginç bir bilgiydi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum haritasındaki gezegenleri 29 Ekim 2023’e ilerlettiğimde ve o dönemin transitleriyle-tutulmalarıyla değerlendirdiğimde, çok önemli etkiler aldığını fark ettim. İlerletilmiş Güneş, Atatürk’ün haritasının tepe noktasına düşmekte, ondan kalan değerlerin öneminin vurgulanacağını göstermekteydi.

İlerletilmiş Yükselen derecesi, Atatürk’ün haritasındaki Mars’ın bulunduğu dereceye kavuşmakta, Cumhuriyet’in 100. yaşının önemine dikkat çekmekteydi. Detayları 26 Kasım’da bir seminerde paylaşmayı planlıyorum.”