Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İKTİDAR çevrelerinin işlerine geldiğinde "örnek gazete" diye takdim ettikleri The New York Times, dünkü sayısında Türkiye'ye ilişkin bomba bir iddia ortaya attı. C.J. Chivers ve Eric Schmitt imzalı yazıda, Ankara Esenboğa Havalimanı'nın 2012 yılının başından itibaren Suriyeli muhaliflere silah akışının ana arteri haline geldiği savunuluyor. İsimleri gizlenen ABD'li yetkililere dayandırılan iddialara göre, Amerika hâlâ muhaliflere silah vermiyor. Fakat Ortadoğu'nun muhtelif noktalarına konuşlanan CIA ajanları, muhaliflere silah temininde "danışmanlık" hizmeti sunuyor.

        2012 Kasım'ında yapılan ABD başkanlık seçimlerinden sonra silah akışında zıplama olmuş. Söz konusu silahları taşıdıkları iddia edilen Ürdün, Suudi Arabistan ve Katar'a ait askeri kargo uçağı, Esenboğa Havalimanı'na iniş yapmış. En az 160 tane. Türk hükümeti ise silahların uçaklardan indirilip karayoluyla Suriye'ye ulaşmasını tertipleyip denetliyormuş. Stockholm merkezli Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü Uzmanı Hugh Griffiths, en az 3 bin 500 ton malzemenin bu uçaklar tarafından taşındığını belirtiyor. Griffiths'e göre, "Uçuşların yoğunluğu iyi planlanmış ve koordine edilmiş gizli lojistik askeri operasyona işaret ediyor".

        Ne var ki The Times'a konuşan bazı İslamcı muhalifler memnun değiller. Miktarı az buluyorlar. Üstelik kendilerine Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) süsü veren birtakım tiplerin silahları alıp daha sonra başkalarına sattıklarından yakınıyorlar. Görüştüğüm Hatay ve İstanbul merkezli Suriyeli muhalifler, ÖSO kılıklı Esad rejimine bağlı ajanların da bulunduğunu savunuyorlar.

        Titizlikle araştırılan haber, birçok somut detay içeriyor. Kaynakların arasında bölge ülkelerinden hava trafiği kontrolörleri de var.

        Örneğin, 26 Nisan ile 4 Mayıs arası Katar hava kuvvetlerine ait bir dizi C-17 askeri nakil uçağı, 6 kez Esenboğa'ya inmiş. 8 Ağustos'a kadar toplam 14 sefer daha gerçekleşmiş. Uçakların tümü ABD ordusunun kullandığı Katar'daki Al Udeid Hava Üssü'nden gelmiş. Bu yıl ise şubat ortası ile mart başı arası en az 30 adet Suudi Arabistan Havva Kuvvetleri'ne ait nakil uçağı Esenboğa'ya iniş yapmış. Konuya ilişkin ihbar alan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, şubat ayında Başbakan Erdoğan tarafından cevaplanmak üzere Meclis'e soru önergesi vermişti.

        Türkiye'nin savaşta "fiili taraf" haline geldiğini savunan Kart, sanırım halen cevap bekliyor. Türk ve Suudi Arabistanlı yetkililer, The Times'a konu hakkında yorum yapmaktan kaçınmışlar. Gazeteye konuşan emekli bir Amerikalı yetkili, Obama yönetiminin operasyonlara dahil olmasının sebebini ise şu şekilde açıklıyor: "Nasıl olsa başka ülkeler muhalifleri silahlandıracaktı. ClA'nın kolaylaştırıcı rol üstlenmesi, Amerika'nın süreç üzerinde nüfuz etmesini, diğer yandan silahların İslami grupların eline düşmemesini sağlıyor. Rusya ve İran, Esad'ı ayakta tutabilmek için aynı şekilde rejimi silaha boğmuyor mu hem?"

        Bu arada Reuters haber ajansının aktardığına göre, yaralı Suriyeli muhalifler İsrail'de tedavi görüyor. Benzer iddialar Türkiye hakkında da uzun zamandır uçuşuyor.

        Bu veriler yan yana konulduğunda Türkiye ve İsrail'in Suriye konusunda artık aynı çizgide buluştukları söylenebilir. İsrail'i yok etmeye ant içmiş cihatçı grupların Suriye'deki artan güçleri karşısında panikleyen İsrail, Türkiye'den özür dilemesini Suriye krizine bağlamadı mı zaten.

        Peki Türkiye ile İsrail'in barışması (ki son derece olumlu ve geç kalmış bir gelişme) ve Obama yönetiminin muhaliflerin yanına doğru kayması Esad'ın sonunu hızlandıracak mı? Esad'ın etrafındaki birtakım kilit isimler bu tablo karşısında, "Eyvah suyumuz iyice ısındı" diyerek Esad'a karşı "saray darbesi" yaparlar mı? Rejimin baş destekçisi Rusya, imana gelip Esad'ı inmeye zorlar mı? Böyle bir gücü var mı? Bilmiyorum. Bildiğim tek bir bir şey var. O da Türkiye'nin Suriye'yle ilgili tam olarak neler yaptığını ne Türkiye halkı ne de basını olarak bilmediğimiz.

        Diğer Yazılar