Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıl 1982... Ocak ayının 15’i...

        Konya 1. amatör kümede kader maçı oynanıyor. Derbentspor ile Çumraspor arasında... Yenilen takım küme düşecek.

        Maçın 41. dakikası... Derbentspor kalesi önünde bir karambol oluyor. Bayram vuruyor, kaleci İsmet dokunuyor. Top çizgi üstünde dolanıyor. Eller havaya kalkıyor. Çumrasporlu futbolcular “Goooll” diye bağırıyor. Derbentsporlu oyuncular “Top çizgiyi geçmedi” diye haykırıyor. Saha karışıyor. Hakemin etrafı sarılıyor. Hakem Sabri Demir “Ben de göremedim” diyor. Herkes birbirine bakıyor. Hakem formülü buluyor:

        - “Kaleci İsmet’e soralım... O bize doğruyu söyler.”

        Hakem soruyor:

        - “İsmet, gol mü, değil mi?”

        İsmet tereddütsüz cevaplıyor:

        - “Hocam, çizgiyi geçti, kurtaramadım.”

        Demir gol kararını veriyor.

        Devre oluyor... Derbentsporlu futbolcular “Yaktın bizi” diye İsmet’in etrafını sarıyor. Kulüp Başkanı Erol Kişnişçi, “Önemli olan dürüstlüktür. İsmet’i kutluyorum” diyor.

        Karşılaşma 1-0 sona eriyor. Derbentspor küme düşüyor.

        Konya İl Spor Müdürü Bahtiyar Demir, bu olayı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne (TMOK) bildiriyor. Komite, İsmet Karababa’yı ödüllendiriyor. Ayrıca UNESCO’ya bir yazı gönderiliyor. UNESCO da gereğini yapıyor. Modern olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Cobertin adına ilk kez düzenlenen Fair-Play Ödülü İsmet Karababa’ya veriliyor. Dünyadaki 163 ülkenin adayları arasından sıyrılan Karababa, bu ödülü kazanan ilk insan olmanın onuru ile tarihe geçiyor. Karababa, ödülünü Paris’te alıyor.

        Ve ardından... Karababa futbolculuğu bırakıyor. Zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetiştirebilmek için antrenörlüğe başlıyor. Konyaspor altyapısında çalışıyor. Milli takımlara çok sayıda oyuncu kazandırıyor. Görev yaptığı 5 yıl içinde Konyaspor genç takımı 4 kez şampiyon oluyor. Daha da önemlisi, Konyaspor genç takımı aralıksız 84 maçta hiç kırmızı kart görmüyor. TMOK, bu pırıl pırıl gençleri “ülkemizin örnek takımı” ilan ediyor. Ve ardından yine UNESCO devreye giriyor. UNESCO da “Dünyada örnek takım” seçiyor. Paris’te düzenlenen muhteşem ödül töreninde İsmet Karababa’nın adı anons ediliyor. “Dünyanın en centilmen futbolcusu, dünyanın örnek takımını yarattı” deniliyor. Salonda bulunan herkes ayağa kalkıyor, Karababa alkışlar arasında bu şahane ödülü alıyor.

        Bu ödülden 2 yıl sonra... Karababa’nın Konyaspor’daki görevine son veriliyor. Hiçbir gerekçe gösterilmiyor. Normal şartlar altında heykeli dikilmesi gerekirken... Konya’daki bazı cambazların uğraşı sonucu işini kaybediyor.

        Fakat şu var. Konyaspor Kulübü’nün kadir kıymet bilmez malum yöneticilerine karşın, Konya’daki antrenörler gerekli duyarlılığı gösteriyor. İsmet Karababa, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin Konya Şubesi başkanlığına seçiliyor. Halen de bu koltukta büyük bir onurla oturuyor.

        Hani, demem o ki... Ülkemizde bir zamanlar böyle futbolcular da vardı... Ve tabii “Önemli olan doğruluktur, dürüstlüktür” diyen kulüp başkanları da vardı.

        Diğer Yazılar