Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali’nin bir klasiği haline gelen ve bu yıl altıncısı düzenlenen, “Kampüste Caz” rotasına yeni şehir ve isimler ekleyerek yoluna devam ediyor. 14 Kasım’a kadar sürecek olan festival içinde festival rüzgarı estiren Kampüste Caz, günümüzde “klez jazz” olarak adlandırılan yeni bir caz türünün en özgün topluluklarından Cukunft’u ağırlıyor. “Cukunft”, Varşova müzik sahnesinde “karizmatik ve olağanüstü yaratıcı müzisyen” olarak anılan Raphael Roginski öncülüğünde kurulan, müzikal bir projenin adı... 1850’lerden sonra Orta ve Doğu Avrupa halklarının folklorik ezgileriyle kendi yerel müzikal geleneklerini özel bir uyumla biraraya getiren müzisyenler, sonraları Amerika'da sınırlı ölçüde de olsa cazla beslenecek klezmer müziğinin ilk örneklerini üretmişler. Cazla olan bu ilişki günümüzde “klez jazz” olarak adlandırılan yeni bir caz türü yaratmış ve dörtlü bu türün en özgün topluluklarından biri. Grup, melankolik parçaların yanı sıra yer aldıkları kültürün neşeli yanını gösteren dans ağırlıklı bir repertuvar da seslendirmekte… Cukunft’u biraz daha yakından tanıyalım istedim…

        İLHAM KAYNAĞIMIZ SAYKODELİK VE ROCK

        Cukunft kimdir? Hayranlarınız zaten takipteler ancak sizi ilk defa dinleyecek olanlara neler söylemek istersiniz?

        Cukunft; Varşova merkezli, Lado ABC bağımsız müzik sahnesinde faaliyet gösteren bir dörtlü... Enstrümanlarımız gitar, davul, klarnet ve trompet... Cukunft’un geçmişinde müzisyenler birçok defa değişti. Grup ilk olarak gitarist Raphael Roginski tarafından kuruldu. İlham kaynağımız saykodelik ve rock etkilerinin yanı sıra tabii ki bizim kendi müzik dilimizle harmanlandı. Nihayet Cukunft grubu oldukça doğal ancak aynı zamanda çok nostaljik bir müzik yapıyor ve dinleyicilerimiz gösteri sırasında dinamik değişimler ve ciddi bir macera beklemeliler.

        Cukunft isminin nasıl bir hikayesi var? Sizler için anlamı nedir? Yidiş dilini konuşan belki 3,5 milyon civarında insandan söz ediyoruz; unutulmak üzere olan birçok dil var, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

        Cukunft ‘gelecek’ demek ve bizim için anlamı her zaman bu oldu... Geleneksel müziklerin geleceği ve bizim müziğin anlamını arama deneyimimizin geleceği. Ne olacak, sırada ne var? Geleneksel müziği hiçbir zaman geçmişte olduğu gibi çalmaya çalışmadık, her zaman kişisel, öznel bir ifade yöntemi bulmaya çalıştık. Doğaçlamanın bizim müziğimizde çok önemli olmasının nedeni de budur. Geleneksel temaları, dilleri ve deyimleri kullandığımız sürece bunlar yaşayacaktır.

        Grup nasıl bir araya geldi? Grup olmanın zorluk ve kolaylığı nedir?

        Bizler, Varşova’da bağımsız çalışmalar yapan bir arkadaş grubuyuz. Kendi bandrollerimiz, kulüplerimiz var ve Polonya’da birçok farklı grup oluşturuyoruz. Yani Cukunft grubu da arkadaşlık ve müzikle ilgili bir noktadan ortaya çıktı. En büyük iddiamız geleneksel dil ve müziği kendi dilimize ve kendi müziğimize dönüştürmek. Bize göre bu müziği gerçek deneyimler ve kişisel tavrımızla süzerek çalmak her zaman önemli bir konu olmuştur.

        Doğu Avrupa Yahudi müzik geleneği hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu geleneği nasıl tanımlıyorsunuz ve bu gelenekten nasıl etkilendiniz?

        Bu gelenek Polonya’da her zaman kültürün önemli bir parçası olmuştur ve bizim için aynı zamanda çok büyük bir araştırma alanıdır. Birçok güzel müzik teması, birçok önemli beste ve hikaye. Ama Yahudi geleneği bizi etkileyen faktörlerden sadece bir tanesidir. Aslında biz Afrika blues müziğinden ve uzak doğu geleneklerinden de esinleniyoruz. Bu özel turne için altmışlı yılların Türk saykodelik rock müziği üzerine de çalıştık...

        TÜRK MÜZİĞİ BİZİM HİSLERİMİZE ÇOK YAKIN

        Dünyada hangi müzisyenleri takip ediyor ve dinliyorsunuz?

        Anlatılamayacak kadar çok; Doors’tan Selim Sesler’e, Ali Farka Toure’dan Les Baxter’a, Howling Wolf’tan Sufjan Stevens’a kadar…

        Daha önce Türkiye’de hiç çalmadınız; ilk defa canlı performansınızı izleyecek olan dinleyicilere neler söylemek istersiniz? Bizi nasıl sürprizler bekliyor?

        Büyük bir Türk müzisyenle birlikte çalacağız ve umuyorum ki bu son ortak çalışmamız olmayacak! Bizim için konserler yeni ve harika deneyimler oluşturuyor, bol bol doğaçlama yapıyoruz ve her defasında sınırları aşıyoruz, müzikte doğal ve saf bir şeylere ulaşmaya çalışıyoruz. Her şey olabilir, umarım ekipmanlarımızı parçalamayız. (Gülüyor.)

        Türkiye’de yapılan-üretilen müzik hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Evet, çok seviyoruz! Selim Sesler’i dinliyoruz, Çiğdem Aslan ile birlikte çalıştık. Geleneksel Türk müziği bizim hislerimize, müzik deneyimimize çok yakın.

        Dünya meseleleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Grubunuzun adı “gelecek” olduğundan, dünyanın geleceği hakkında “umutlu” musunuz diye sorsam?

        Şu anda çok zor bir dönemde yaşıyoruz. Birçok sıcak bölge ve çatışma var, bunların çoğu da dinsel bir arka plana dayanıyor. Ben, gelecekte umarım bütün gelenek, ideoloji ve dinlerin, felsefi ve derin bir ruhsal uyum sağlaması anlayışının güçleneceğini düşünüyorum. Ama hâlâ önümüzde yapılması gereken çok iş var.

        İçimden geldi notu: “Kampüste Caz” konser programını merak edenlere gelsin: 4 Kasım Salı Adana Çukurova Üniversitesi, 5 Kasım Çarşamba Kayseri Erciyes Üniversitesi, 6 Kasım Perşembe Ankara Bilkent Üniversitesi, 7 Kasım Cuma Eskişehir Anadolu Üniversitesi, 11 Kasım Salı Edirne Trakya Üniversitesi, 12 Kasım Çarşamba Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, 13 Kasım Perşembe İzmir Ege Üniversitesi, 14 Kasım Cuma Denizli Pamukkale Üniversitesi / saat 18.00… Biletler biletix’te!

        Diğer Yazılar