Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AB Komisyonu'nun açıkladığı ilerleme raporu Türkiye’yi memnun etmekten çok uzak olduğu gibi Türkiye’de yaşanan sürecin doğru dürüst analiz edilemediğini ortaya koyuyor. Görüştüğüm Avrupalı parlamenter ise değerlendirmelerde, referandumdan bu yana Türkiye ile AB üyesi ülkeler arasında yaşanan krizlerin etkili olduğu görüşündeler.

        15 Temmuz gecesi tarihinin en önemli darbe girişimini etkisiz hale getiren Türkiye’ye aradan geçen zaman içinde siyasi destek vermekten imtina eden AB üyesi birçok ülke, adeta darbecilere ev sahipliği yaparak o darbecileri koruma altına alırken, hazırlanan raporda Türkiye için “Türkiye hukuk devleti ve temel özgürlükler konusundaki olumsuz durumunu düzeltmeli” değerlendirmesi aslında raporun genel çerçevesini oluşturmuş halde.

        REKLAM

        Cumhurbaşkanı Erdoğan daha birkaç hafta önce Bulgaristan’ın Varna kentindeki AB-Türkiye zirvesinde, AB üyesi ülkelerin aksi tutumuna rağmen hala Avrupa Birliği üyeliğini istediğini açıkça söyledi. Türkiye’deki tüm dinamiklerde Türkiye’nin batı ile entegrasyonunu desteklerken, hazırlanan raporda, “Türkiye büyük adımlarla Avrupa Birliğinden uzaklaştı” İfadelerine yer veriliyor. Bu durum Türkiye’de siyasi olarak da elbette ki tepkilere sebep olacaktır.

        AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa’da gerçekleştirdiği tüm diplomatik görüşmelerde yeni fasılların açılması gerektiği ve buna hazır olunduğunu ifade etmesine rağmen raporda, şu andaki durumdan dolayı yeni fasılların açılmasının da planlanmadığı belirtiliyor. Bu tam olarak şu anlama geliyor: Türkiye kağıt üzerinde AB adayı olarak kalacak ama müzakereler fiilen dondurulmuş durumda. Bu durumun Ankara’da çok hoş karşılanmayacağını ifade edebilirim. Hatta bu rapordaki ifadeler çok sert siyasi karşılık bulacaktır.

        AB, 15 Temmuz sonrası AB sürecini yavaşlatmıştı. Şimdi ise bu raporla öyle gözüküyor ki süreci tıkamak istiyor. Brüksel daha ziyade Ankara’yı akla gelebilecek tüm alanlarda endişe veren gerilemelerle damgalıyor. İngilizce “backsliding” kelimesi metnin tamamına hakim gibi. Raportörlerin bu ifadeleri sıklıkla kullanmasının ancak siyasi baskı ile açıklanabilir bir durum olduğunu düşünüyorum.

        REKLAM

        Avrupalılar uzun süredir Türkiye’nin terörle mücadele yasasından hoşlanmadığını ifade ediyor. İyi de ülke sınırları içinde ve sınırlarının yanı başında AB de dahil 7 ülkenin silahlandırdığı terör örgütlerine karşı Türkiye ne kadar sabırlı olabilir?

        Görüştüğüm siyasilerden aldığım bilgiler doğrultusunda, AB raporda üzerinde Türkiye’den iki yıl önce ilan ettiği olağanüstü hali “derhal” kaldırmasını istiyor. Bu anlaşılabilir bir tartışma ancak unutmayalım ki Avrupa ülkeleri dahi patlayan bombalar sonrası ülkelerinde OHAL uygulamalarını hemen başlattılar.

        Raporda Avrupalı parlamenterlere göre birkaç olumlu söz var ama sonra… AB Komisyonu Türkiye’yi sadece “kilit ortak” ve aday olarak tanımlamakla kalmıyor 3,5 milyondan fazla sığınmacıyı kabul ederek “olağanüstü” bir çalışma yaptığını da vurguluyor. İyi de bu konuda 7 yıldır Türkiye Suriye iç savaşına dair tüm öngörülerini AB üyesi ülkelere anlatmasına karşın AB üyesi ülkeler hala üzerine düşeni de yapmış değil.

        Türkiye, Gümrük Birliğinin genişletilmesiyle AB ile daha derin ekonomik ilişkiler istiyor ancak bazı üyeler bunu şu anda bloke ediyor. Bu arada Ankara Brüksel ile bir konuda aynı fikirde: Raporda AB Komisyonunun bu konuda müzakere yapılmasından yana olduğu çünkü bunun, iki tarafın da çıkarına olduğu yazıyor.

        AB Komisyonu ilerleme raporunun taraflı ve oldukça siyasi bir perspektifle hazırlandığı ortaya çıkıyor. Ve bu rapor önümüzdeki saatlerde bu şekli ile ilan edilirse emin olun ki AB Türkiye ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlamayacaktır. AB Türkiye’yi kendisinden uzaklaştırarak orijinali olmayan kötü bir kopya oyunu izleyicilerine sunmak istiyor demektir.

        Diğer Yazılar