Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye iç savaşında 7 yıl geride kalırken, iç savaşın son iki yılında aktif taraf alan, yani rejimin yanında kendini konumlandıran Rusya, Suriye'deki enerji sahalarında çalışmalarına başladı.

        Rusya ve Suriye, enerji alanında 2018 yılı için Suriye'deki enerji tesislerinin yeniletilmesini öngören yol haritasını imzalamıştı. Rusya şimdi savaş yorgunu ülkede enerji sahalarına hükmetmeye hazırlanıyor.

        Rusya Enerji Bakanlığı, Rus doğal gaz ve petrol şirketlerinin, Suriye'de keşif ve termik santraller kurma çalışmalarına başladığını, ayrıca STG Engineering, Zarubezhneft, Zarubezh-Geologia ve Tecnopromexport gibi şirketlerin Suriye'deki enerji sahaları ile doğrudan ilgilendiği, hatta sahada fizibilite çalışmalarına başladığını belirtti.

        REKLAM

        Suriye'de doğrudan sahadan alınan bilgilere göre Rusya, Suriyeli ortaklarla birlikte doğal gaz ve petrol yataklarını nasıl yeniden kullanılır hale getireceğini araştırıyor.Rus diplomatlar, "Jeolojik keşif çalışmaları kıta ve kara sahanlığında yürütülüyor" ifadeleri ile çalışmaları doğruluyor.

        PKK-YPG UMUDUNU NEYE BAĞLADI?

        Afrin'in Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen muhalif grupların eline geçmesi, Türkiye'nin Münbiç ve Kobani'yi hedef olarak ortaya koyması ve Trump'ın güçlerini Suriye'den çekeceğini ilan etmesinin ardından vaziyet, terör örgütü PKK ve Suriye uzantısı konumundaki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) açısından daha karmaşık hale geldi. Bu gelişmeler yaşanırken SDG'nin ise rotasını rejime doğru kırmış ve yakınlaşma çabalarına girmiş olduğu belirtiliyor.

        PKK/YPG'nin bu eğilimi, yöneticileri tarafından dile getirilen "şokun ve terk etmenin" gölgesinde net bir hal almış durumda. Örgüt yöneticilerine göre Ruslar Afrin'i Türk güçlerine "teslim" etti. İkinci terk etme örneği ise PYD Başkanı Salih Müslim'in açıklamaları. Nitekim Müslim, geçmişteki bir açıklamasında Amerikan güçlerini işaret ederek "Müttefiklerin tutumları değişebilir, bugünün dostu yarının düşmanı olabilir" demiş ve açıkça "Suriye Devleti'nin" kampına dönülebileceğinden bahsetmişti. Esad ise bir televizyon röportajında PKK/YPG güçlerini doğrudan tehdit etmişti. PKK/YPG güçlerini müzakereye çağıran Esad, bunun olmaması halinde askeri operasyonların icra edilmesi suretiyle onları kaçınılmaz sonun bekleyeceğini ifade etmişti.

        REKLAM

        Sahadan gelen bilgiler rejim ile PKK/YPG arasında görüşmelerin sınırlı bir çerçevede devam ettiği yönünde. Müzakerelerden ne çıkacağı konusunda şu ana kadar netlik sağlanmış değil ancak Rusya da sürece hakim gözüküyor.

        PKK/YPG'nin sahada eli, dahası etki gücü giderek zayıflamasına rağmen pazarlıklara yüksek taleplerle başladığı belirtiliyor. PKK/YPG yöneticilerinin Şam rejimine sunduğu öneri ise şöyle: "Kamışlı ve Haseke modelinin, gerek SDG'nin kontrolündeki bölgelerin tamamında gerek başka yerlerde uygulanması halinde Kürt halkının korunması, çıkarlarının garanti altına alınması ve sahadaki güçler arasında barışçıl güç paylaşımı modelini tatbik etme imkanı söz konusu olur. Bu, müzakereler için uygun bir ortam yaratacaktır." Ancak Şam rejimi bu öneriye sıcak bakmadığı, PKK/YPG yeni bir teklif için Haseki'de çalışmalarına başladığı ifade ediliyor.

        PKK/YPG'nin Şam rejim ile teması ve bunun PKK/YPG ile Washington arasındaki ilişkiyi etkileyip etkilemeyeceği konusunda ise örgüt kendi içinde derin tartışmalar yaşıyor. Bir buçuk yıl önce Haseke'de PKK/YPG ile rejim arasında yaşananlara rağmen (rejim Haseke'yi bombalamış, sivilleri yaralamış ve katletmişti) PKK/YPG içinde İran yanlısı güçlü bir grup, rejim ile müzakerelere başlamanın bölgeyi yanmaktan kurtaracağını düşünmekte. Zira ABD güçlerinin çekilmesi sonrasında yaşanacakları artık kimse öngöremiyor. Suudi Arabistan’ın desteğinin ise ne kadar devam edeceğini kestirmek güç.

        PKK/YPG içinde bir grup ise Rejim ile ittifaka girmenin Rusları taraflarına çekmeyi kolaylaştıracağını düşünüyor. Bu noktada PKK/YPG de Şam rejimi ile bir olup Türkiye’nin, bölgede herhangi bir gelecek planı uygulamasının önüne geçmek istiyor. Ancak Türkiye için hedef artık net. Bölgede güvenlik tam anlamıyla sağlanıncaya kadar bölgeden çıkmayacak.

        Diğer Yazılar