Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk -İş her ay “Açlık ve Yoksulluk Sınırını” açıklar.

        Açlık sınırı; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gereken aylık gıda harcaması tutarıdır.

        Yoksulluk sınırı ise, yine dört kişilik bir ailenin gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su ,yakıt) ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları için yapması gereken zorunlu aylık harcamaların toplam tutarıdır.

        Kasım 2019 Türk-İş verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2,100 TL, yoksulluk sınırı ise 6,850 TL.

        Türkiye İstatistik Kurumu'nun da benzer bir çalışması var.

        TÜİK’e göre toplumun genel düzeyine göre belli bir sınırın altında gelire sahip bireyler görece yoksul sayılmakta. TÜİK’in hesaplarına göre, 2018’de ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 21 bin 500 TL. Kabaca 12 aylık asgari ücret. Hane halkı medyan gelirinin yüzde 60’ını dikkate alarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise fertlerin yüzde 21’i, yoksulluk sınırın altında kalıyor.

        Bu istatistikleri hatırlatmamın sebebi, her yıl olduğu gibi bu senede, Aralık ayında tamamlanacak olan “Asgari Ücret” müzakerelerine giriş yapmak istemem.

        Son 10 yılda asgari ücrette ne oldu?

        2009 yılı başında, Türkiye’de brüt asgari ücret 666 TL olarak açıklanmış. O günkü Euro/TL kuruyla çevirdiğimizde310 euroasgari ücret rakamı görüyoruz.

        2019 yılında belirlenen asgari ücret ise2,558 TLbrüt olmuş. Yıl başındaki Euro/TL kuruyla 420 euro yapıyor.

        Demek ki 10 yılda, Türkiye’de asgari ücret euro bazında 100 euro ya da oransal olarak yüzde 35 artmış. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de asgari ücret euro bazlı olarak son yılda ortalama yıllık yüzde 3.5 artmış.

        Şimdi aynı 10 yılda Avrupa ülkelerinde durum ne olmuş ? Ona bakalım..

        Bu karşılaştırmayı yapmadan önce, Avrupa ülkelerini 2009’daki asgari (minimum) ücret skalalarına göre, III gruba ayırıyoruz.

        İlk grupta Bulgaristan, Letonya,Romanya ve Macaristan var. Bu ülkelerin 2009 yılındaki asgari ücretleri 125-250euro arasındaymış. I. Gruptakiler, geçen 10 yıl içinde ülkede verilen asgari ücreti her yıl ortalama euro bazında yüzde 8 artırmayı başarmışlar Bu gruptaki ülkelerin 2019 itibariyle asgari ücret skalası 450-500 Euro arasında.

        Gelelim II. Gruba. Bu grupta; Hırvatistan, Çekya, Slovakya, Polonya, Estonya ve Portekiz var. Bu gruptakilerin 2009 asgari ücret skalası 250-300 Euro arası. Asgari ücrette geçen 10 yılda yıllık ortalama yüzde 6’lar civarında artış yaşanmış. 2019’da II. Gruptaki ülkelerin asgari ücret dağılımı 500-600 Euro arasında.

        Son grupta ise gelişmiş ülkeler var; İspanya, Fransa, İngiltere, Almanya. 2009 asgari ücretleri 1250-1500euro arasında. 10 yıllık dönemde yıllık artış oranı yüzde 2. 2019’da gelinen asgari ücret skalası 1,500-1,700 euro.

        Biraz fazla rakam oldu. Ancak resim sanırım ortaya çıktı.

        Türkiye’de son 10 yılda, Asgari ücret euro bazlı yüzde 35 artmış. Ancak gelişmiş ülkeler hariç, Avrupa’nın tamamında Türkiye’den çok daha yüksek artış var.

        2009’da, asgari ücreti Türkiye’den daha düşük olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin 2019’daki ödedikleri minimum maaş Türkiye’den daha fazla.

        Euro’yu bırak, enflasyon bazlı bak…

        Diğer ülkeler ile karşılaştırmayı bir kenara bırakalım. Enflasyon bazlı hesaplayalım.

        Yine son 10 yıl hesaplandığında, TÜİK’ açıkladığı enflasyon rakamlarından arındırıldığına, Türkiye’de asgari ücretin reel olarak yüzde 45 oranında arttığı görülüyor. Yani reel anlamda son 10 yıllık süreçte ortalama yıllık yüzde 4.5’luk asgari ücret artışı olmuş.

        Sonuçta son 10 yılda reel anlamda yıllık yüzde 4.5, euro bazlı yıllık yüzde 3.5’luk artış yaşanan bir asgari ücretten bahsediyoruz.

        Türkiye’de yıllık asgari ücretin ortalama kişi başına GSYH’a oranı yüzde 50. Yani kişi başına düşen ortalama yıllık gelirin yüzde 50’ye yakın bir oranda yıllık asgari ücret geliri var. Bu, ortalama bir çok gelişmiş ülkede daha düşük.

        Ancak bir de madalyanın diğer yüzü var...

        Asgari ücretle çalışan ve net ellerine 4,140 TL(Evli ve eşi çalışan 4 kişilik aile) bir ailenin, Türk-İş rakamlarına göre yoksulluk sınırının oldukça altına kaldığını görüyoruz. Türkiye’de gerçekten asgari ücretle çalıştığı tahmin edilen 7-8 milyon ferdin, bu sorunla yüz yüze olduğunu anlıyoruz.

        Payda büyümüyor…

        Geçen son 10 yılda Türkiye’nin toplam dolar bazlı GSYH’sı sadece yüzde 18 artmış. Kişi başına düşen ortalama gelir ise 9,000 dolar seviyesinde sabit kalmış.

        2009’da Türkiye GSYH büyüklüğüne göre 17. büyük ekonomiyken, 2019’da 19. sıraya gerilemişiz.

        Yani pastayı büyütememişiz.

        Son 10 yılda ekonomiyi diğer rakiplerimize göre daha az büyütmüşüz. Asgari ücret reel bazlı artmış olsa da, toplam pasta yeterince büyümediği için, asgari ücretlilerin aldığı refah payı da diğer ülkelerdeki çalışanlara göre sınırlı kalmış.

        Sonuç?

        Toplam pastayı büyütmeden ne asgari ücretlinin ne işverenin derdine derman olabiliriz.

        Diğer Yazılar