Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Koronavirüs gündemin ilk maddesi olmaya devam ediyor. Virüs dolayısı ile hayatını kaybedenlerin sayısı, yazının yazıldığı saatlerdebini aşmıştı. Koronavirüs, Çin dışında da bir çok ülkede görülmekle beraber hâlâ büyük oranda Çin ve yakın çevresini tehdit eder bir noktada. En azından şimdilik...

        Bu arada Çin’e dünya tarihinde daha önce benzeri görülmemiş karantina uygulanıyor. Çin’in dış dünya ile bağlantısı büyük oranda kesilmiş vaziyette. Çin ekonomisinde 10 Şubat itibariyle yavaş yavaş çarklar dönmeye başlasa da, 1. çeyrek büyüme verisinde tahribatın yüksek olacağı anlaşılıyor. Diğer yandan, küresel ekonomide de tedarik zincirinde çok önemli bir oyuncu olan Çin’in izole edilmesinin etkileri yavaş yavaş belirmeye başladı. Uluslararası teknoloji, otomotiv, kimya devleri Çin’den ürün tedarik edemedikleri için üretimi durdurma noktasına geldiler.

        Velhasıl, koronavirüs tarafında maalesef can kayıpları artıyor, salgın yayılıyor, Çin ekonomisinden küresel tedarik ağına kadar ticareti ve ekonomiyi tehdit edecek alarm durumu devam ediyor.

        Uyarılar arka arkaya…

        Koronavirüsün küresel ekonomiye etkileri konusunda hafta boyunca uyarılar geldi.

        İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney "Koronavirüsün Çin ekonomisindeki negatif etkisi oldukça yüksek olacak. Dünya ekonomisine negatif etkisi ise şimdiden SARS virüsünün etkilediğinden daha fazla oldu” dedi.

        Brezilya Merkez Bankası, koronavirüsün küresel ekonomide, özellikle de en büyük ticari partnerleri olan Çin ekonomisinde ciddi bir yavaşlamaya yol açacağını, emtia fiyatlarının düşeceğini belirterek geçen hafta 25 baz puanlık bir faiz indirimine gitti.

        Filipin ve Tayland Merkez Bankaları, koronavirüsün kendi ekonomilerinde yaratacağı soğuma tahribatına önlem amaçlı faiz indirimlerine gitti.

        FED Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı konuşmada koronavirüsün etkilerini yakında takip ettiklerini ifade etti, gerekirse önlem almaya hazır olduklarını söyledi.

        Japonya da üretim bandı yüzde 40 oranında Çin menşei ürünlere bağımlı ve ülkeye gelen turist sayısın yüzde 30’u da Çin vatandaşı. IMF bu hafta bir açıklama yaptı ve koronavirüsün yayılmasından Çin’den sonra en fazla etkilenecek ülkelerin başında Japonya’nın geldiğini açıkladı.

        Avrupa ekonomisi koronavirüsün etkisini ihracatta ve otomotiv de hissedecek.

        Koronavirüsün ekonomi ve ticaret tarafında negatif etkisini hissettireceği bölgelerden biri de “Avrupa Birliği”. AB’nin ihracat tarafında ABD ve İngiltere’den sonra en büyük 3. pazarı Çin. AB’den Çin’e yapılan ihracatın büyüklüğü 185 milyar dolar.

        Diğer yandan Avrupa imalat sanayinde Çin menşeli ürün kullanımı Japonya ya da ABD kadar yüksek değil. Ancak bazı sektörlerde bu durum değişiyor. Çin’in şu an karantina altında bulunan Wuhan bölgesi, Avrupalı otomotiv şirketleri Peugeot ve Renault’un üretimlerinde yüksek oranda kullandıkları bir merkez.

        Koronavirüs etkilerinin zayıflamaya başladığı ve salgının kontrol altın alındığı algısı oluşunca mevut panik durumu da dağılacaktır. Hayat yeniden kendi akışına dönecektir.

        Ancak bu virüsün bir çok ülkeye öğrettiği bir ders oldu “Hangi sebepten olursa olsun yumurtaları aynı sepete koymak iyi bir fikir değil”

        Çin’in son 20 yıl içinde düşük maliyetli üretim avantajı, yüksek miktarda üretim yapabilme kapasitesi ve aynı zamanda çok büyük bir pazar olmak özelliği son 20 yılda geri kalanları mıknatıs gibi kendine çekmiş, hatta bir çoğunu göbeğinden kendine bağlamış.

        Koronavirüs, küresel ekonomideki aktörlere çok net şunu gösterdi: Tedarik zincirini dengeli oluşturamayan, üretim hattını farklı coğrafyalara yayamayan, pazar dağılımı iyi yapamayan oyuncular, ekonomi anlamında her an test edilebilirler. Bugün koronavirüs ile yarın siber atak ile diğer gün sel felaketi ile.

        Küresel ekonomide ayakta kalmak isteyen şirketler ya da ülkeler, bundan sonra sadece makro verilere ya da ticaret kolaylıklarına değil, ekonomi dışında ki faktörlere de bakmak zorunda kalacak.

        Diğer Yazılar