Nurtopu gibi bir trendiniz oldu!
Trend uydurmada üzerine olmayan otoriteler, son olarak anneler ve bebeklerini hedef almış. Derler ki, birden çok çocuk sahibi olmak, dahası buna rağmen fit kalmak, epey yükselen bir trend(miş)!
Son birkaç yıldır, belirli sosyo-ekonomik koşullara sahip, genç ve evli bayanların arasından yükselen en büyük trend; çocuk sahibi olmak, mümkünse birden fazla dünyaya getirmek ve buna rağmen fit ve zayıf kalmakmış. Dikkatinizi “trend” kelimesinin üzerine çekmek istiyorum. Bunu söyleyen ben değilim, araştırma sitelerinin yalancısıyım. İfade belirtilirken özellikle trend kelimesi kullanılmış. Hani şimdiye dek hep ayakkabı, çanta, elbise, mekan ve restoranlar için kullandığımız popüler kültür sözcüğü. Bugüne kadar öğrendiklerimizi gözden geçirecek olursak; trend, belirli bir dönemi kapsayan eğilimler için kullanılmıyor muydu? Öyleyse çocuk doğurmak bir moda eğilimi mi olmuş oluyor? Bir sorum daha olacak; bu trend eskiyince mevcut çocukları ne yapıyoruz?
BENCE BU MÜMKÜN DEĞİL
Konuya bakış açımı baştan ortaya koymam gerekirse; bebeklerden ve daha sonrasında çocuklardan trend falan olmaz vakit kaybetmeden söyleyeyim. Yeni doğmuş bir bebek ile trend olan herhangi bir şeyin tek kesişim kümesi, her ikisinde de hayatınızda ilk defa bir şeyi deneyecek olmanız ve bundan dolayı heyecan duymanız olabilir.
Moda sözlüğü çerçevesinde durumu açıklamam gerekirse, ipek pembe bir gömlek trend ise, bebek sahibi olmak, bebeğinizin, o ipek pembe gömleğin üzerine kusması ve lekenin, kuru temizlemeyi birkaç defa ziyaret etmesine rağmen çıkmaması, artık o pembe gömleğin asla eskisi gibi olmaması demektir. Tıpkı hayatınız gibi... Tabii bu noktada bakış açıları arasında yol ayrımı yaşanır; metamorfoz geçiren ipek gömleğiniz için ve aynı şekilde hayatınız için oturup ağlamanız da, gömleğin yeni halinin eskisinden daha güzel olduğunu düşünmeniz, herkesin lekesiz bir gömleği olabileceğini ama sizinkinin böyle daha orijinal olduğunu ve kendinizi bu şekilde daha “tam ve mutlu” hissetmeniz de mümkün.
Saçını süpürge etmiş fit anneler
Bu arada ben bu hipotezi, yani bebek doğurmak ve mümkünse sayıca bir elin parmaklarına yaklaşmak trendini ortaya atanların, çocuk sahibi olmadıklarını, olmayacaklarını, hatta küçük bir bebek ile en yakın temaslarının 3 metre uzaklıktan olduğunu düşünüyorum. Eğer aksi olsaydı modaya ayak uydurmak için hiçbir insanoğlunun doğum yapmayacağını bilirlerdi. Çünkü bu modaya ayak uydurmaya çalışırken, bırakın diğer her türlü modadan uzak kalmayı, günlük alışkanlık ve rutin işlerinizi yapmak bile çölün ortasında kayak merkezine rastlamak hatta üzerine naneli limonata ikram edilmek ya da ne bileyim çok beğendiğiniz bir elbisenin yüzde 99 indirime girdiğini görmek gibi bir şey. Üstelik bu vaha durumu tek çocuk için geçerli bunu bir de ikiyle üçle çarpın. Ama ne olur siz çarpın, benim matematik bilgim yeterli gelmeyecek korkarım.
ZATEN ERİYORLAR
Bu işteki tek trend belki çocuk doğurmaya rağmen fit kalmak olabilir. Onu da emzirme dönemi bittikten sonraki bedensel ve ruhsal yorgunluğa veriyorum.
Bazı kaynaklar kafa yorgunluğunun diğer pek çok spor aktivitesinden daha fazla kalori harcattığını söyler. En son kaçta yemek yedi, tuvaletini kaç kere yaptı, günlük uykusunu tamamladı mı, vitaminini içti mi, banyo suyu yeterince sıcak mı, bakalım bu ay gelişimini tam olarak gerçekleştirmiş mi, aman geç oldu neden hala uyumadı derken anneler eriyip gitmesin de kim gitsin? Anlayacağınız adına trend deyip, yanına birkaç ürün ilave ederek ticaret canlansın isteniliyorsa başımızla beraber. Fakat gördüğünüz üzere aslında her şey doğal süreçlerden ibaret. Peki eğer gerçekten trend olsaydı acaba cinsiyetler de bunun içine girer miydi, mesela 2012 erkek bebek doğurma trendi gibi... ‘Trendsetter’ların vay haline...