Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllardır bu ülke topraklarında gazetecilik yapıyorum.

        Ve bu ülke topraklarında doğup büyüdüm.

        Bir saniye bile başka yerlerde yaşamayı düşünmedim.

        Çünkü ülkemi seviyorum.

        Amma velakin bu ülke topraklarında kadın olmak çok zor.

        İster okumuş olsun, ister okumamış olsun.

        İster zengin, ister fakir…

        İster ünlü, ister ünsüz…

        Erkekler kadınların geçmişini, kadınları meze yapmayı her zaman çok sevmiştir.

        Erkekler özellikle kadınların açığını bulunca üzerinde tepinmeyi daha çok sevmiştir.

        Erkek, hatalarını zincir yapıp boynuna asınca "Erkektir elinin kiridir yapar" dendi.

        Kadın yapınca; her saniye önüne ısıtıp ısıtıp getirildi.

        İster Ayşe, ister Fatma, ister Defne, ister Ebru…

        Kadınların hataları her daim yüzlerine vuruldu.

        Ve çok üzgünüm ki, bunları sadece erkekler de değil, kadın kadına da yapıyor.

        Yıllardır yazıyorum. En büyük derdim. En büyük sıkıntım bu.

        Kadının kadına düşmanlığı…

        Kadının kadına saygısızlığı.

        Kadının kadının açığını her seferinde yüzüne vurması.

        Kadının bir başka erkeğin yanında kadını aşağılaması.

        Erkekler meze yapmaya zaten pek meraklı. Kadınlar yapmasa bari öyle değil mi?

        REKLAM

        Tabii lafım tüm erkeklere ve kadınlara değil. Herkes yapmıyor bunu.

        Ama yapan da yapıyor. En çiğinden, en çirkininden.

        Neyse…

        Konumuza gelelim.

        Ben şimdi bunları neden yazıyorum…

        Önceki gün Mehmet Üstündağ imzalı bir haber vardı Kelebek'te.

        Haber şöyleydi: Mustafa Sandal, Cem Yılmaz'a dizi setinde, Defne Samyeli ile olan geçmişini anlatmış.

        Cem Yılmaz ile Defne Samyeli birlikte olunca da bu konu hiç konuşulmamış falan filan.

        Evet Mehmet Üstündağ çok iyi bir magazinci ve habercidir.

        Çok severim.

        Eski dönemde olsaydık bu bir magazin haberidir. Hani 90’larda çıkan Hafta Sonu gazetesinde yapılan haberler gibi. Ya da “Televole"lerde yapılan “Az Sonra”lar gibi.

        Mehmet’in yazdığı, sunumu, başlığı ile tam da eski dili hatırlatıyor.

        Magazin haberciliğinden gerçekten çok örnekleri var.

        Benim hiç sevmediğim, kabul etmediğim bir tarz.

        Ve bence artık adı üstünde geçmişte kalmalı unutulmalı ve asla yapılmamalı.

        Ki bizim şu an asıl bir kadına “Geçmişine bak” diyeceğimize eğer gerçekten böyle bir konuşma yapılıyorsa Cem Yılmaz ve Mustafa Sandal’a kızmamız, asla kabul etmememiz gerekiyor.

        Yani avazımız çıktığı kadar “Kardeşim birlikte olduğunuz kadınları neden meze yapıyorsunuz. Neden konuşuyorsunuz?” dememiz gerekiyor.

        Ve “Bu meze neden bu bir şekilde, hangi yoldan birilerinin kulağına ve üstelik bir gazeteciye ulaşıp haber oluyor” diye isyan etmemiz gerekiyor.

        “Kim neden, hangi erkek, niye konuşuyor” diye bağırmamız!

        REKLAM

        Kabul etmememiz gerekiyor.

        Kim olursa olsun.

        Bu konu kendi arkadaşlarınız arasında olsa bile…

        Lütfen artık durun.

        Yeter…

        Kadınların üzerinde tepinmeyi bırakın.

        Ve işte…

        Tam da “Buna kızacağız” derken bir gün sonra yine bir kadın mevzusu patlak veriyor bu haber sonrasında.

        “Geçmişini silemezsin” haberine Ayşe Özyılmazel sert bir dille tepkisini gösterdi.

        Çok üzülmüştü.

        Ve onunla birlikte birçok kişi daha.

        Ancak olan Ayşe’ye oldu.

        Çünkü malum bir evlilik geçmişi var.

        Benim de o dönem sadece Ayşe’yi değil, evlendiği kişiyi de eleştirdiğim bir mevzu.

        Ama adı üstünde geçmiş, bitmiş.

        “Sende haklısın Ayşe bla bla” tadında bir yazı geldi Mehmet Üstündağ’dan…

        Ve sosyal medya da bazı kadınlar “Senin konuşmaya hakkın yok” diye tivitler attı.

        Ve Ayşe de içini anlatmak istediğini anlattı.

        Yazdı yazdı…

        Buna rağmen didikleyenler de oldu. Savunanlarda.

        Farkında mısınız kadınlardan bu da bekleniyor.

        Belki bir beyaz gömlek.

        Belki üç-beş gözyaşı.

        Ve “Lanet olsun ben haksızdım. Lanet olsun şöyleydi, böyleydi. Tamam siz haklıydınız. O şöyleydi, bu böyleydi. Ben hata yaptım. Kahretsin beni …” diye konuşup sinmesi.

        Ve tabii unutmadan “Evlenmesi ve anne olması” da şart.

        Örnekleri çok.

        Komik!

        Ve hatta çok saçma değil mi?

        Bunlar asla erkeklere yapılmıyor…

        İsyanım buna gerçekten.

        Konuşan, konuşturan herkese!

        Gerçekten yeter.

        REKLAM

        Kadını itibarsızlaştırmayın.

        Lütfen durun!

        Sadece Mehmet değil…

        Bu dili kullanan tüm erkekler suçludur bence.

        Diğer Yazılar