Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “TESADÜF” “ISSIZ” OLUR MU?

        “Aşk Tesadüfleri Sever” yılın sürprizi olmaya çok hevesli olduğunu daha ikinci haftasından göstermiş durumda. Bu sıkışık dönemde salon sayısını 10 ekran daha arttırmayı başaran film, 333.141 kişiyle bir basamak yükselerek 2. hafta sonunu lider kapatıyor. Çıkış haftasına göre bilet satış performansının %21.8 artmış olduğu manasına gelen bu rakam, son zamanların en önemli deparı olarak nitelendirilebilir. Kısacası “Aşk Tesadüfleri Sever”i seyirci sevdi ve filmin geleceği parlak görünüyor.

        Filmin ilk 3 gün performansında Mehmet Günsür faktörüne ne kadar etkiliyse ikinci haftasındaki performanstaysa yönetmen faktör o kadar etkili. Ömer Faruk Sorak Türk izleyicisinin ne istediğini çok iyi bilen bir yönetmen. Filmin melodramatik formu sinema seyircimizin üzerine cuk oturdu ve fısıltı gazetesi de çok iyi çalışıyor. Tüm bunlara başarılı tanıtım çalışmasını ve doğru zamanda vizyona girme gibi etkenleri de ekleyince, ortaya çok iyi bir sonuç çıkmış durumda. Doğru zamanlama deyince sadece sömestr tatilinden bahsetmiyorum. Sevgililer Günü fenomeninin de bu başarıda katkısı var. Bu günün itibarı son yıllarda bizim memlekette de bir hayli artmış durumda. Hele bir artmasın zaten!

        “Aşk Tesadüfleri Sever” 10 günde 954.724 bilet yapmış durumda. Film gelecek hafta kaybını %20’lerde tutabilirse 2 milyon bilete mutlaka ulaşır. Daha iyi bir performans ikinci “Issız Adam” vakası demektir ki, bu 2011 için çok sevindirici bir haber olur.

        BÜNYE MESELESİ

        Vizyondaki 6. hafta sonuna sadece 4 ekran kayıpla, yani tam 296 salonla giren “Eyyvah Eyvah 2” bastırıyor ve bir haftalık hasretten sonra tekrar 2. sıraya yükseliyor. Sattığı bilet sayısında da sadece %21.2’lik bir düşüş yaşayan “Eyyvah,” sömestr tatilinden en fazla yararlanan film olmuş durumda. Bu kadar yüksek sayıda kopyayla vizyona girmiş filmlerde bu kayıp 2. hafta için bile başarıdır. Halihazırda 3 milyon 600 bini deviren filmin geleceği ile ilgili net bir şey söylemek mümkün değil. Eğer salon sayısını 2 hafta daha bu şekilde koruyabilirse ki pek ehemmiyet vermiyorum, film tüm zamanların ikincisi “Kurtlar Vadisi: Irak”ı bile geçebilir. Ata’nın da maşallahı var ama “Recep İvedik 2”nin cüssesine ne olursa olsun dermanı yetmeyecektir.

        FİLİSTİN CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK!

        “Kurtlar Vadisi: Filistin” cephesinde yeni bir haber yok. Film aynı geçtiğimiz hafta olduğu gibi seyircisinin %55’ini kaybediyor ve 133.064 biletle 1 basamak daha gerileyerek 3. sıraya iniyor. “Kurtlar Vadisi” gibi bir markanın henüz 3. haftasında podyumun son basamağına inmesi pek alışıldık bir durum değil. Geçtiğimiz hafta saydığım nedenlere artı olarak, vizyon tarihinin Kasım’dan Ocak’a çekilmesinin de gişe performansı üzerinde derin etki yaptığı anlaşılıyor. “Mavi Marmara” hadisesinin ateşi küllenmeden gösterim gerçekleşebilseydi, tablo çok daha farklı olabilirdi.

        Öte yandan film pazarlamasında zamanlama çok önemlidir. “Kurtlar Vadisi: Filistin”in gösterimi izleyici ilgisinin zirveye çıktığı noktada gerçekleşmeliydi. Filmin tanıtım faaliyetleri Kasım ayına göre planlandığından bu zirve ne yazık ki ıskalanmış oldu. Ocak ayında başlayan yeni kampanyaysa taze bir malzeme sunamadığından medyayı ve izleyiciyi yeterince cezp edemedi.

        Başına gelen onca talihsizliğe rağmen, “Kurtlar Vadisi: Filistin” hala daha 2 milyon barajını aşabilecek momentumu koruyor. Televizyon & DVD satışları ve Avrupa gösteriminin katkısıyla film yapımcısını kesinlikle mahcup etmeyecektir. He ne kadar siyasi söylemiyle ön plana çıkarılsa da, temelde bir aksiyon filmi olan “Filistin” için bu olsa olsa başarıdır.

        ÖD KOPARAN

        Yeni “Şeytan” (The Exorcist) vakası “Ayin (The Rite) haftanın taze filmleri arasından en başarılısı olarak öne çıkıyor. 92 salonda gösterime giren film, ilk 3 gününde elde ettiği 40.423 biletle 5. sıraya yerleşiyor. Bu sıkışık takvimde elde edilen seyirci sayısı safkan bir korku için gayet başarılı. Salon başına 439 kişi ve ortalama 11.2 liralık bilet fiyatı da bunun en büyük göstergesi zaten.

        AŞK MARMELÂDI!?

        Hafta sonu vizyona giren tek Türk yapımı olan “İncir Reçeli,” 58 salonla yani sınırlı dağıtımla gösterime girmesine rağmen, iyi bir mücadele sergiliyor. Salon başına 208 biletle ilk 3 gününde toplam 12.082 kişi tarafından seyredilen film, 8. sırada kendine yer buluyor.

        Bu tarz düşük bütçeli romantik filmlerin tanıtım için “sevgililer günü” gibi tarihlerlerin avantajlarını kullanması elzemdir. Öyle ki birçok sinemasever “İncir Reçeli” gibi çok fazla reklam yapma şansı bulamayan filmlerden, ancak sinema salonlarına gittiği zaman haberdar olur. Bu nedenle filmin isminin ve afişinin hedef kitleyi hızlı bir şekilde cezp etmesi çok önemlidir. Afişi çok fazla eleştiremem, fakat “İncir Reçeli” ismi ne yazık ki bu kriteri kesinlikle karşılayamıyor. İçince “aşk” kelimesi geçen bir isim çok daha fazla işe yarardı. Bu sayede “Aşk Tesadüfleri Sever”den rahatlıkla bir 12 bin kişi daha çalabilirdi “İncir Reçeli.”

        GÜMBÜRTÜYE HAZIRLANIN!

        Oscar’ın gözdelerinden “Dövüşçü,” (The Fighter) 41 salonla girdiği gişe mücadelesinden 11.046 biletle çıkıyor. Salon başına 269 bilet manasına gelen bu rakam, onu ancak 9.’luğa kadar çıkarabilmiş. Zamanında Arturo Gatti ile girdiği kapışmaları severek izlediğim ünlü yarı orta siklet Micky Ward’un hayatına odaklanan film, belki bir “Raging Bull” değil, ama yine de daha fazla seyirciyi hak ettiği kesin.

        GÖNÜLLERİN ŞAMPİYONU

        Bizim memlekette bu at yarışı hikayeleri nedense pek tutmuyor. Herhalde biz izlemekten ziyade binmeyi seviyoruz. 13 kopyayla gösterime giren “Şampiyon” (Secretariat) ilk 3 gününde yaptığı 2.448 biletle kendisine ancak 16. sırada yer bulabildi.

        Bu yarış atlarının isimleri sadece bizim memlekette değil, dünyanın her yerinde bir tuhaf oluyor galiba. “Önceleri 'Seabiscuit' nasıl yazılıyordu yahu” diye debelenirken, şimdi de ekürisi “Secretariat” çıktı başımıza, iyi mi? Zaten dağıtımcı da filme ne “at” koyacağını bilememiş “Şampiyon” deyip aradan sıyrılmış. “Seabiscuit” de “Zafer Yolu” diye vizyona girmişti zaten. Sanırsın ki bunlar beygir değil de gladyatör. Niye öyle diyorsun, mübarek hayvan be!

        fatihomeroglu@cyapim.com.tr

        Detaylı rakamlar için www.boxofficeturkiye.com adresine başvurabilirsiniz.

        Diğer Yazılar