Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SİEM REAP (Kamboçya)

        ANGKOR Wat, Kamboçya’ya gelenin mutlaka ziyaret etmesi beklenen tarihi tapınaklar kenti. Sıradan bir turist olarak ayak bastıysanız size önce bölgede kaç gün geçireceğinizi soruyorlar; cevabınız kaç gün olursa olsun, ‘’Yeterli değil’’ cevabını alıyorsunuz. Siem Reap bölgesi içinde yer alan tapınaklar kenti gerçekten de gez gez bitmiyor...

        Ben yarım günde pes edenlerdenim; kilometrelerce yol tepip yüzlerce merdiven inip çıktıktan sonra ama...

        “En fazla neden etkilendin?” derseniz cevabım hazır: “Barbarlığın sınır tanımadığını bana hatırlatmasından...”

        Kamboçya 1975-1979 arasında Pol Pot adlı bir “ideolog” tarafından yönlendirilen “Kmer Rouge” (Kızıl Kmerler) örgütünün yönetimi altına düştü. O 4 yıl içerisinde nüfusunun üçte birini oluşturan 4.5 milyon insan hayatını Kmer gerillalarının elinde kaybetti. Ülkenin neredeyse bütün entelijansiyası... Pol Pot, “çiftçilerden oluşan bir toplum yaratma” amacına sahipti ve kitap okuyan tek bir kişiyi dahi yaşatmama gaddarlığında olduğu için, gözlüklüleri bile kıyımına kurban etti...

        Tapınaklar kentini gezdiren Kamboçyalı rehber şunları anlattı: ‘’Duvarda gördüğünüz şu oyuklar Kmer Rouge döneminden kalma. Pol Pot’un, yaşı henüz 14-15 olanlardan oluşan çiftçi ordusunun silah eğitimi yüzünden... Mabetlerin sütunlarına hedef atışları yaparak eğitildi o çocuklar; sonra Kamboçya ordusu buraya geldiğinde mabetleri sığınak yaptılar. Dış duvarlar üzerindeki kurşun izleri de o günlerin çatışmalarından...’’

        Onun “Kamboçya ordusu” deyip geçtiği, aslında, ülkeyi Pol Pot’tan kurtarmak için Kamboçyalı güçlere destek veren Vietnam ordusuydu...

        Ülkesini emperyalistlerin elinden kurtaracağı iddiasıyla devrim başlatan Pol Pot, Kamboçya’ya yabancı güçlerin gelmesine yol açtı.

        Buraları gezerken herkes farklı hislere kapılabilir, düşüncelere dalabilir; benim ise aklıma, hem de derhal, Türkiye’nin etrafını saran ve son zamanlarda ülkemizin içerisinde de varlığını hissettirme niyetini dışa vuran IŞİD örgütü geldi.

        Giydikleri giysiler değişse, ağızlarına aldıkları ideolojik jargon farklılık gösterse bile, Kızıl Kmerler ve IŞİD benzeri örgütler birbirleriyle akrabadır. Hepsi insanlara mutluluk getirme iddialarına rağmen, faaliyet gösterdikleri coğrafyalarda yaşayanların hak ve özgürlüklerini ellerinden alır, onları lider bildiklerinin küçük zekâlarının eseri bir hayata mahkûm ederler... Bunun için de, gerekirse, -ki genellikle gerekir- insanları kitleler halinde öldürmekten çekinmezler...

        Pol Pot’un “ölüm tarlaları” varsa, IŞİD’in de kafa kesme ritüeli var.

        Kızıl Kmerler Kamboçya’yı kendilerinin yapmak için sapkın bir yola girdi ve oradan ancak dış yardım alarak kurtulabildi ülke; IŞİD, İslam dünyasının dört bir köşesini kendisinin yapma arzusunda; onun varlığı yüzünden çıkan çatışmalar, yabancı güçleri bölgemize iyice yerleştirecek gibi...

        Ne yaparlar ve nasıl yaparlarsa yapsınlar Kmerler ve IŞİD gibi örgütlerin amaçlarına ulaşması mümkün değildir.

        Herkesi Kamboçya’ya getirip Kızıl Kmerler’in nazik insanların yaşadığı bir ülkeye uzunca bir süre nasıl hâkim olduğunu, o süre içerisinde sergilediği zulümleri göstermek mümkün olamayacağına göre, bu bölgeye İŞİD’in getirebileceği belalar ve insanının başına açacağı dertleri açık seçik anlatmak lazım.

        Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh’e uçakla 1 saatlik mesafede Siem Reap; Türkiye’ye ise o kadar yakın duruyor ki...

        Diğer Yazılar