Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MEDYADA gündem, tasfiye olacak gazeteciler... Hemen herkesin kendince bir ‘tasfiye olacaklar’ listesi var, kiminki tutacak kim yanılacak ilerleyen süreçte hep birlikte göreceğiz..

        Medyadan kim gitsin lotosu, ağırlıklı olarak siyasi konularla haşır neşir gazeteciler üzerinden oynanıyor. Oysa medyada gittikçe sayıları artan bir grup yazar daha var: Celebrity (yani magazinel şöhretli) gazeteciler.

        Celebrity eskiden gazetecilerin konusuyken, şimdi bizzat kendisi celebrity olan ve köşesinden her gece nerede eğlendiğini, ne yediğini, ne içtiğini ve hatta sevgilisiyle ilişkisini anlatan yazarlar moda... Peki zamanla ikon haline gelen bu isimler tasfiyeden nasıl etkilenir? Celebrity gazeteciler geçici bir trendin temsilcileri mi yoksa medyada oluşacak yeni düzenin öncüleri mi..

        İşte farklı yorumlar...

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Kamuyu silip özeli, toplumu yok sayıp kendilerini yüceltiyorlar

        Hatıra defterine ya da mektuba yazacaklarını, kamusal alan olan gazete sayfalarına yazıp, televizyon ekranlarında söylüyorlar. Gazetecilik faaliyetinden olmazsa olmaz bir koşul olan ‘kamu çıkarına hizmet’i çıkarırsanız daha nice şaklabanlıklara tanık olabiliriz

        Gazeteci RAGIP DURAN: SADECE Türkiye’de değil dünyada da gazeteciliğin, toplumdan, kamudan, yurttaştan koptuğu, zenginlerin, çeşitli iktidar sahiplerinin, egemenlerin bir aracı haline gelmesiyle birlikte, gazeteciler de, sıradan insanları, mülksüz, sesi kısılmış, muhalif, aykırı kesimleri yazamadıkları/haberleştiremedikleri için, en iyi bildikleri alanı yazı konusu haline getiriyor: İktidarda sandıkları kendilerini! Rol-model oluşturmak için de kasıtlı olarak yapılan bir aldatmaca bu. Doğrudan siyasal/ideolojik/ kültürel iktidarın yapılanması için neo-liberal hegemonyanın medya alanındaki bir faaliyeti ‘hemcelebrity hemgazeteci’. Aslında ikisi de değil! Kamuyu silip özeli, toplumu yok sayıp kendilerini yüceltmeye çalışıyorlar. Hatıra defterine ya da mektuba yazacaklarını, kamusal alan olan gazete sayfalarına yazıp, televizyon ekranlarında söylüyorlar.

        Üstelik, gazeteci kendi peşinde değil (Mobil Yansıtıcılı Dev Aynalı Adam/Kadın) , haber peşinde koşan insandır. Sabiha Sertel ya da Suat Derviş, soyunmaya ya da kapanmaya ihtiyaç duymaksızın çok iyi gazetecilik yapmıştı. Daha yakın zamanda farklı alanlardamesela Engin Konuksever’le Yalçın Pekşen ya da Celal Başlangıç da, özel hayatlarını sergilemeden, kimsenin mahremiyetine girmeden iyi gazetecilik yapmışlardı. Magazinle özel hayatın sergilenmesi, haberle dedikodu birbirine karışınca durumvahim. Gazetecilik/ habercilik faaliyetinden olmazsa olmaz bir koşul olan ‘KAMU ÇIKARINA HİZMET’i çıkarırsanız daha nice şaklabanlıklara tanık olabiliriz.

        Her şey gibi gelir geçer...

        Radikal Gazetesi Yazarı NURAY MERT: CELEBRİTY’LEŞME, sadece gazetecilerle değil, sanatçılar için de geçerli bu dönüşüm. Burjuva ile entel sınıfın iç içe geçmesiyle birlikte bu yaşam biçimi yükseldi. Popülerlik merakı ve bunun karşılık bulması sonucunda da böyle bir kesim oluştu, medyada da bunun yansımasını görüyoruz. Her şey gibi gelir geçer ama şu anda pek gelip geçici gibi gözükmüyor.

        Yazacak bir şeyleri olmadığı için kendilerini yazıyorlar

        Milliyet Gazetesi Yazarı HASAN PULUR: GAZETECİLİK serbest bir meslektir. Patron bakar, “Senin sayfanın yerine reklam alıyorum çünkü daha çok para veriyorlar” derse tasfiye o zaman olur. Okunmamakla olur. Bir gazeteci, kurallara uygun yazıyorsa - ki artık kural kalmadı sakıncası yoktur. Ama artık herkes kendi hayatını, aşklarını, gezmelerini, eğlenmelerini, çapkınlıklarını konu yapıyor. Niye yapıyorlar demiyorum ama böyle gazetecilikten de hoşlanmıyorum. Kendi hayatlarıyla ilgili her şeyi okuyucuya takdim ediyorlar, gece eğlence yerlerinde gezip sonra da yazıyorlar. Yazacak bir şeyleri olmadıkları için kendilerini yazıyorlar ama etraflarına bir baksalar etrafta yazacak çok şey var. Bu tip gazeteciliği onaylamıyorum ama yapanlar da ne yaparlarsa yapsınlar, geleceklerine okuyucu karar verir, patronu karar verir.

        Tasfiye tamamlandı da celebrity’ler mi kaldı!

        Celebrity yazarların onları neden rahatsız ettiğini anlamakta güçlük çekmiyorum aslında... Eminim onlar da çatık kaşlarını gevşetmek için bu eğlenceli yazılara göz atmadan güne başlamıyorlardır

        Gazete HABERTÜRK Yazarı RAHŞAN GÜLŞAN: HAYATI ciddiye almaya ve kaşlarını gevşetmeden ciddi yazmaya doğmuş abilerimiz ve ablalarımızın durup durup, şunlar üç vakte kadar tasfiye olacak, bunlar yarın tam saat 15.00’te terk-i diyar eğleyecek diyerek kıpraşmalarını hiç iyi niyetli bulmuyorum. Bu ülkede siyasi, magazinel, ekonomik ve politik trendler o kadar hızlı değişiyor ki, bu listeleri yapanlar bir sabah kendilerini tasfiye edilmiş bulabilirler. Bu ülke her sabah farklı bir krize uyanıyor. Ekonomik kriz, açılım krizleri, trafik krizi... Bırakın bu kadar kriz arasında insanlar “celebrity” olarak adlandırdığınız insanların yaşamlarına birkaç dakikalığına ortak olsunlar. Kendi hayatlarından çıkıp hafif bir tebessümle hayatın eğlenceli yanlarını hayal etsinler. Celebrity yazarların onları neden rahatsız ettiğini anlamakta güçlük çekmiyorum aslında. Eminim onlar da çatık kaşlarını gevşetmek için arada bu eğlenceli yazılara göz atmadan güne başlamıyorlardır.

        Diğer Yazılar