Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Deniz dibinde tespit edilen gaz çıkışı büyük depremin sinyali mi? Fransız Le Suroit gemisinin Marmara Denizi’ndeki fay hattıyla ilgili çalışması sonuçlandı. Fransa Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Louis Geli deniz dibinde gaz ve petrol çıkışı tespit edildiğini açıklarken, sonucu değerlendiren Prof. Dr. Naci Görür faylarda gaz ve sıvı çıkışları olmasının depremin ayak seslerini önceden duymak anlamına geldiğini, deprem tehlikesinin artık kapıda olduğunu iddia etti. Yıllardır İstanbulluların korkulu rüyası olan deprem için gerçekten geri sayım mı başladı? Gaz çıkışı deprem alarmına geçmemiz gereken bir işaret mi yoksa aksine riski azaltan bir gelişme mi? Bilim adamlarını ikiye bölen tartışmada farklı görüşler şöyle…

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Marmara için en riskli dönem 2010-2014 arası

        Türk Kızılayı Genel Başkanı Baş Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete IŞIKARA: Marmara’da potansiyel bir deprem tehlikesi var. Mühim olan tehlikeye biz hazır mıyız? Geçen hafta İstanbul Valiliği ile Dünya Bankası, İstanbul’da deprem riskinin azaltılması konusunda ortak bir konferans düzenledi. Burada önemli açıklamalar yapıldı ama ne yazık ki basında yer almadı. Orada da söyledik, potansiyel deprem tehlikesi var ama gaz çıkışı, su çıkışı bunlar bir şey ifade etmez çünkü bugün için depremin ne zaman olacağını söylememiz mümkün değil. Doğa öncül belirtiler verebiliyor ama “Ne zaman?” sorusunun cevabını veremiyor. Yabancılar geliyor, bizim doğal kaynaklarımızla ilgili verileri alıp gidiyor. Kimse babasının yararına iş yapmaz, ben bu araştırmaların doğal kaynaklarımızla ilgili verileri yurtdışına çıkarma amaçlı gerçekleştirildiğini düşünüyorum. Deprem araştırma kisvesi altında, Türkiye’nin doğal kaynaklarıyla ilgili verilen yurtdışına götürülmesine karşıyım. Artık bu yabancı hayranlığını bırakalım. Türkiye’nin teknik imkanları her türlü araştırmayı yapmaya yeter, Kandilli Rasathanesi bu konuda elinden geleni yapıyor, diğer ulusal kuruluşlar da aynı şekilde. Burada yeni bir şey yok, defalarca ifade ettim Marmara’daki potansiyel tehlikeye her gün, bir gün daha yaklaşıyoruz. Marmara için en riskli süreç 2010-2014 yılları arası olarak gözüküyor. Ama elbette ki bir şeyin olma olasılığı varsa, olmama olasılığı da vardır.

        Gaz çıkışı fayın hareketlendiğini gösteriyor, deprem yaklaşıyor İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğr. Üyesi Prof. Dr. OKAN TÜYSÜZ: Marmara denizi tabanındaki fay hattında gaz çıkışı olması, bu bölgedeki fayın aktif bir kırık olduğunu gösterir. Biz zaten bu bölgenin aktif olduğunu biliyoruz, bu fay 1509 ve 1766 gibi depremleri üretmiş bir faydır. Gaz ve su çıkışının sürmesi de faydaki hareketliliği gösterir. Marmara’da beklenen büyük depremin ne zaman olacağına ilişkin herhangi bir tarih vermek mümkün değil ama şunu biliyoruz ki Marmara Denizi için büyük bir deprem bekleniyor ve bu olasılık 17 Ağustos 1999 depreminden sonra daha da güçlenmiştir. Son verileri de bu noktada dikkate alıp, değerlendirmek gerekir. Gaz çıkışı deprem belirtisi değildir, faydaki stresin boşaldığını gösterir İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener ÜŞÜMEZSOY: Bir sistemde jeotermal sıcak su kilitliyse orada basınç artarak bekler, ne gaz çıkar ne de su. Ama sistem kırılır ve fay yırtılırsa sıcak su ve gazlar yüksek basınç nedeniyle yukarı doğru yükselir ve yüzeye çıkar. Marmara Denizi’ndeki bu faylar da daha önce kırılmış oldukları için gaz ve su çıkıyor. Deprem olduktan sonra yukarı su ve gaz çıkışı normaldir. 2003 yılından beri Marmara Denizi’nde gaz çıkışı olduğunu biliyoruz, bu da 1999 yılındaki depremin tetiklediği bir çıkış. Bu gaz ve su çıkışları, Marmara’nın önemli bölgesinde stresin boşaldığını gösteren kırıkların ürünüdür. Gaz ve su çıkışı, kırılmış faylardan olur ve yeni kırılacak fayın değil zaten kırılmış bir fayın işaretidir. Faylar depremlerle beraber açılır ve fay sağlamlaşınca bir daha su çıkmaz, su çıkmadığında da bu fayda stres birikir. Aynen kemiğin kaynaması gibi kaynayan ve kapanan fay tehlikelidir. “Gaz çıkıyor, su çıkıyor” yaygarası gereksizdir, tam tersi gaz- su çıkan yerde risk yoktur, risk var demek komiktir.Gaz ve su çıkışı varsa buna sevinmemiz gerekir. Naci Görür eskiden gaz-su çıkışları için risk taşımaz diyordu şimdi de tehlike diye bahsediyor. Marmara’da hiçbir deprem işareti yok

        Türkiye Jeofizik Kurumu Derneği Onursal Başkanı Prof.Dr. Ahmet ERCAN: Bu haberler çok abartılı. Marmara Denizi'nde yanar buz yataklarımız var. Yanar buz yatakları metan gazı barındırıyor. Bunlardan Karadeniz'de de var. Metan gazını jeofizik yansımalarda görürüz. Yanan buzlar, kırık kuşakların aks kısımlarında da bulunabilir. Bu metan salgıları sürekli olduğu için kırıktan geliyor diye düşünebilir. Bu konuda anılan araştırmacı 12 ay önce benzer açıklamalar yapmıştı. "Denizaltı ile baktık, çok kabarcık çıktı, deprem olacak" dedi. Galeyan olmuştu. O zaman da bunların "Aslı yok" demiştim. Deprem falan olmadı. Yine aynı olay gündeme getirildi. "Bu ne hal" diye basın sormalıydı. Aynı araştırmacı yine aynı şeyleri söylüyor. Spekülasyon yapılarak hedef saptırılıyor. Bizim öncelikli hedefimiz binaları depremde yıkılmayacak hale getirmek olmalı. Depreme dayanıklı hale getirilmesi gereken 1 buçuk milyon yapı var. Bizim kamuoyunu kentsel dönüşüm konusunda bilinçlendirmemiz gerekir. 99 yılından beri bazı arkadaşlar deprem olacak dediler ama insanlar sorgulamadı. Şu anda hiç bir deprem işareti yok. Deprem uyarısı yapacak durumda değiliz. 2015 yılına kadar böyle bir deprem olmayacak. Marmara henüz böyle bir depreme hazır değil.

        Diğer Yazılar