Domuz gribi abartıldı mı?
2009 yılının en önemli gündem konularından biri şüphesiz domuz gribiydi. H1N1 virüsü, dünya genelinde her gün katlanan ve korkutan ölüm sayıları, aşı tartışmaları, eğitime ara verilmesi, dezenfektan ürünler piyasasının küllerinden doğması, her gün yapılan yeni açıklamalar ve kafalardaki soru işaretleriyle 2010'a devretti. Yılın ilk günlerinde dünyanın en prestijli eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesi ve İngiliz Medical Research Council tarafından yapılan araştırma bulgularına göre, domuz gribinin her yıl milyonlarca insanın yakalandığı mevsimsel gripten çok önemli farkı yok, hatta virüsün öldürücü etkisinin mevsimsel gripten daha düşük. Bir yanda her gün artan ölüm vakaları, aşı yaptıralım mı yaptırmayalım mı tartışmaları sürerken domuz gribi gerçekten abartıldı denebilir mi? HABERTURK Gazetesi sağlık ekibiyle konunun uzmanlarına sorduk. İşte farklı yanıtlar. GÜLİN YILDIRIMKAYA gulinyildirimkaya@haberturk.com
Prof. Dr. Selim BADUR/ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Görevimiz kötü senaryoya göre hazırlanıp, insanları korumaktır
Pandemilere karşı verilen mücadelede alınacak önlemlerin en önemli özelliği her zaman "kötü senaryoya" göre hazırlanmasıdır. Salgının öngörülenden daha az hasar oluşturması, yanılmayı değil alınan önlemlerin (aşılama, okul kapama, kişisel hijyen önlemleri vs) yerinde ve etkili olduğunu gösterir. Domuz gribinin abartıldığını iddia eden haberler çok sayıdaki çeviri hatalarını ve beraberinde yanlış değerlendirmeleri de getirip kafa karışıklıklarına yol açmaktadır. Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırmanın başında olan Prof. Dr. Marc Lipsitch ve ekibinin konu ile ilgili son yazısı aralık ayında yayımlanmış olup, makalenin orijinali incelendiğinde farklı bilgilerin yer aldığı görülmektedir.
2009 pandemisinin hafif geçtiği yadsınmaz bir gerçektir. Ancak bu durumu "Önceden bilinmeliydi, gereksiz önlem alındı, biz demiştik!" şeklinde yorumlamak doğru değildir. Salgın yaşanmadan elde veri olması mümkün olamayacağı gibi salgının ardından ciddi hasarların oluşumunu "Kusura bakmayın bu kadarını öngörmemiştik!"diyerek yorumlamanın da bilimsel bir yönü yoktur. Salgının beklenenden daha hasarsız atlatılması, "Bu konu abartılıyor!" şeklindeki bilimsel olmayan yaklaşımların haklılığını göstermez. 2010 ya da 2011 yılında salgının, H9N2 gibi yeni bir alt-tip ile baş göstermesi söz konusu olursa yine benzer önlemlerin alınması ve konuya bilimsel çerçeveden bakılması gerekecektir.
Prof. Dr. Haluk Eraksoy/ Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı
Domuz gribinden 12 bin kişi öldü, ciddiye almasaydık ülkemizde de hayat kaybı artardı
H1N1 virüsünün, geçen yüzyılın pandemilerine göre daha hafif bir hastalığa neden olduğunu herkes kabul etmektedir. Bununla birlikte bu hastalığı ağır geçirenlerin, durumu yoğun bakım gerektirenlerin ve ölümlerin olması konunun ciddiyetini göstermektedir. Ülkemizde bugüne kadar bu hastalıktan yaşamını yitirenlerin sayısı 500'ü geçmiştir. Dünyadaki ölümler ise 12 binin üzerine çıkmış durumdadır. 70 milyon olan nüfusumuz göz önüne alındığında domuz gribinin ülkemizdeki ölüm hızı, yaklaşık olarak milyonda 6 civarındadır. Bu rakam oran olarak yüksek olmamakla birlikte oranın başka, sayının başka şey olduğunu unutmamak gerekir. Burada mevsimsel gripten farklı olan, H1N1'in yepyeni bir virüs olması ve toplumun bu virüse karşı bağışıklığının bulunmamasıdır. Bu, hastalığı hafif ya da ağır geçirerek hastalanacak milyonlarca insan olması anlamına gelir. Burada aşısı olan ve yüzde 90'ın üzerinde koruma sağlayan bir hastalıktan söz ediyoruz. Kimseye hastalanmak için sırasını beklemesini tavsiye edemeyiz.
Prof. Dr. Mustafa Bakır/ Sağlık Bakanlığı Pandemi İzleme Kurulu Üyesi ve Marmara Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı
Daha fazla insan ölseydi 'Önlem almadınız' diyeceklerdi!
H1N1 grip pandemisinin öncekiler gibi milyonlarca kişiyi öldürmemesi, hastalığa yakalanan kişilerin ortalama beş binde birinin kaybedilmesi, buna karşılık beş binde 4999'unun kurtulması pandeminin hafif seyrettiği ve abartıldığı izlenimine neden olmuştur. Pandemilerin ne kadar yaygın olacağı, kaç kişiyi, hangi risk gruplarını olumsuz etkileyeceği, ne kadar yaşam kaybı gerçekleşeceği konuları önceden tam olarak kestirilemez. Virüsün ne zaman ve ne oranda mutasyona uğrayacağı, mutant virüse aşının ne derecede etkin olacağını da önceden bilme şansımız yoktur. Aşılamada başarılı olmuş ve planlarını başarılı bir biçimde hayata geçirmiş ülkelerde salgında kaybedilen kişilerin sayısının sınırlı kalması beklenen sonuçtur. Böyle bir sonuca ulaşılması alınan önlemler sayesindedir. Salgında daha fazla insan yaşamını yitirseydi bugün aşılama ve alınan tedbirlerin yeterli olmadığını konuşuyor olacaktık. Ülkemizde 500'ün üzerinde can kaybı pandeminin hafif atlatıldığı anlamına gelmez. Önümüzdeki 3 ay içinde meydana gelebilecek ikinci bir dalganın ne kadar harabiyet yaratacağını hiç kimse kestiremez. Belirsizliklerin devam ettiği böyle bir ortamda tedbiri elden bırakmak, aşılama kampanyasını zayıflatmak ve önlemleri gevşetmek geri dönülmez sonuçlara neden olabilir. Güvenliği, etkisi ve maliyet etkinliği kanıtlanmış bir aşı ile önlenebilecek bir hastalığı hafife almak halk sağlığı açısından kabul edilebilir bir davranış değildir.
Prof. Dr. Hande Harmancı/ Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Merkezi Küresel Grip Programı Pandemi Hazırlık Koordinatörü
Domuz gribinin mevsimsel gripten çok farkı yok, virüs değişmezse şiddetlenmez
Dünyanın çeşitli yerlerindeki ciddi akademik kuruluşlarda benzer çalışmalar sürmekte ve Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) bu ve benzeri çalışmaları dikkatle incelemektedir. Bu araştırmanın sonuçları küresel grip salgınının şiddetinin mevsimsel grip ile aşağı yukarı benzer olduğunu öne sürmektedir. Buna göre, virüsün niteliklerinde bir değişiklik olmazsa salgının şimdiki şiddetiyle süreceği öngörülmektedir. Ancak virüste oluşabilecek ve hastalığın şiddetinde fark yaratacak olası bir mutasyon bu öngörüleri değiştirebilir. Yapılan çalışmanın basın açıklamasında araştırmacılardan Lipsitch, "Bu ciddi bir hastalıktır. Hamilelerin, astımlıların ve bağışıklık sistemi baskılanmış olan kişilerin aşılanmaları ve hasta oldukları takdirde zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları önemlidir" demekte ve risk gruplarının dışındaki kişiler için bile ağır hastalıktan korunmada aşılamanın en önemli korunma yöntemi olduğunu söylemektedir.
Domuz gribi mevsimsel gripten bile hafif, gereksiz abartıldı
Prof. Dr. Ender PEHLİVANOĞLU / VKV Amerikan Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü
Biz bu grip salgınından önce de bunun son derece masum gideceğini, mevsimsel gripten bir farkı olmadığını öngörmüştük. Tüm Anadolu'yu dolaştım, binlerce çocuk gördüm ve diyebilirim ki domuz gribi, mevsimsel gripten çok daha hafif seyretti. Bağışıklık sistemi zayıf olan, organ anormallikleri olan insanlarda, çocuklarda ölümlere yol açtı ama ben bunu doğanın bir temizlik harekatı olarak görüyorum. Bağışıklık sisteminde problemi olmayan bireylerde endişe yaratacak bir durum gerçekleşmedi. Bugünlerde, H1N1'e bağlı olmadığını düşündüğüm yeni gripler görülüyor ve ondan çok daha ağır. H1N1 nedeniyle ne okulların kapatılmasına ne eğitime ara verilmesine hiç gerek yok. Şimdi getirilen aşılar iade edilmeye çalışılıyor ancak şunu da bilmek gerekiyor: Hiç şüphe yok ki grip aşısının koruyucu bir etkisi var. H1N1'e benzer diğer virüsler başka sorunlar yaratabilir. Virüs belli ve bir tane olsa işimiz kolaydı ama virüs değiştikçe enfeksiyon da şekil değiştirdiğinden aşı gelecek için avantaj.