Turizmde barış fırsatı
Turizm işletmecilerinin büyük bölümü yıllarca yerli müşteriye 2. sınıf insan muamelesi yaptı.
Rus’u, Alman’ı, İngiliz’i geceliği 20 euro karşılığında krallar gibi ağırlarken, kapısına gelen Türk müşterisinden 120 euro istedi.
O da, yabancı müşteriden kontenjan kalırsa...
Bu nedenle pek çok insan, elin çulsuzunun bile rahatlıkla tatil yapabildiği o tesislere sadece uzaktan gıpta ile bakabildi.
***
İşletmecilerin bu garip tutumu ister istemez yurt dışı paketlerini önemli bir tercih haline getirdi.
Turlar, öyle seçenekler sundular ki, Yunan adalarında, Hırvatistan’da tatil yapmak Bodrum’a, Antalya’ya, Çeşme’ye veya Marmaris’e göre o kadar cazip hale geldi ve pasaportunu çıkartan kendini yurt dışına attı.
Hatta, gerek fiyat politikası, gerekse sunulan olanaklar Yunan Adalarını komşu kapısı haline getiriverdi.
***
Böylesi acaip tezatların yaşandığı sezonların ardından turizmde harıl harıl yeni sezon hazırlıkları yapılıyor.
Ancak tablo geçmiş yıllardan farklı mı farklı.
Bir kere akın akın Türkiye’ye koşan Rus turistler ortada yok.
Malum Türkiye ile Rusya arasında diplomatik bir kriz yaşanıyor.
Bu nedenle de Türkiye, Ruslar için kara listede.
Yine bu yıl başta Almanlar olmak üzere Avrupalı turistler de Türkiye’ye karşı soğuk.
Terör olaylarının neden olarak gösterildiği rezervasyon iptalleri birbirini izliyor.
***
Ortada böyle bir manzara olunca pek çok turistik işletme, gözünü daha düne kadar yüzüne bakmadığı Türk tatilciye çevirdi.
Erken rezervasyon indirimi ve taksit gibi cezbedici unsurlar üreterek müşteri toplamaya çalışıyorlar.
Bir bakıma da buna mahkumlar.
Gerek işletme giderlerinin karşılanması, gerekse kredi ödemesi olanlar için bunlara kaynak yaratmak adına başka çareleri de yok.
***
Turizmde yaşanan bu kriz bir bakıma turistik işletmecilerin yerli turistlerle barış sağlamaları için bir fırsat oldu.
Eğer, geçmiş yıllarda yabancı turistler için sağladıkları avantajları Türk tatilciye de sağlarlarsa bu kötü sezonu az hasarlı atlatma fırsatı yakalayabilirler.
Ancak geçmişte olduğu gibi yerli tüketiciye karşı burnundan kıl aldırmayan tavırları devam ederse durum kötü.
Bu nedene başta TURSAB olmak üzere etkili örgütlerin bu duruma acilen el atmaları gerek.
Çünkü burada söz konusu olan bir işletme sahibinin para kazanması veya borcunu ödeyecek geliri elde etmesi değil.
Sektörün yarattığı istihdam ve katma değerin devamlılığı.
Unutmamak gerekir ki, orta ölçekte sıradan bir tesis bile yüzlerce insan için ekmek kapısı.
Bu yüzden turizmin ayakta kalması çok önemli.