Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ege coğrafyası hen halde sadece Türkiye’nin değil dünyanın en verimli, en bereketli topraklarının bulunduğu nadide bir bölgedir.

        Hangi köşesine giderseniz gidin, bu bereket “dağlarından yağ, ovalarından bal akar” diye anlatılır.

        Çünkü havası, suyu, toprağı Ege’yi farklı kılar.

        Her halde dünyanın hiç bir köşesinde insanların 5-10 dönüm toprak işleyerek gül gibi geçinebildiği bir başka bölge yoktur.

        Bu zenginliği, bereketi ifade edecek o kadar çok örnek var ki, saymakla bitmez.

        Buralarda ne ekersen ürün alırsın.

        ***

        Niyetim Ege’nin zenginliğini anlatmak değil.

        Zaten bu gerçek de herkesin malumu...

        Biz bu zenginliğin ne kadar farkındayız, ne kadar koruyoruz ona gelmek istiyorum.

        Bir kere bu toprakların değerini yeterince bildiğimizi kimse söyleyemez.

        Geçmişte bolluk taşıyan Gediz, B. Menderes , K. Menderes bugün zehir yatağı olmuş ve geçtiği her yere felaket taşımaya başlamışsa bu durum başka nasıl anlatılabilir ki?

        Bolluk fışkıran topraklara insan eliyle yapılan ihanet sadece nehirleri kirletmekle de sınırlı değil.

        Gelişigüzel oturtulmuş sanayi tesislerinin çevrede yarattığı tahribata ne demeli?

        Ya da “konut alanı” adı altında imara açılan o güzelim arazilerin çöle dönmesine...

        Bir seferlik “rant” uğruna üretim alanı olmaktan çıkartılan arazilerin aslında nesiller boyu bolluk saçabilecek topraklar belli ki kimsenin umurunda değil...

        ***

        Hadi toprağımızın kıymetini bilemiyoruz.

        Peki ürünlerimizin değerinin farkında mıyız?

        O ürünlere yeterince sahip çıkabiliyor muyuz?

        Maalesef hayır.

        Örnek mi...

        Size leblebi desem, Çorum dersiniz...

        Ama o Çorum leblebisi diye satılan lezzet ya Denizli’nin Serinhisar ilçesinde, ya da Manisa’nın Kula’sında yetişir.

        Meşhur Bursa kestanesi var ya, o nun da yatağı Aydın’ın dağlarıdır.

        Ödemiş ve Tire’nin köylerinde de Bursa’dan fazla üretilir.

        Kuruyemişçiden aldığınız Antep fıstığının Gaziantep’le hiç bir alakası olmadığını, Manisa’da yetiştiğini söylesem...

        Bunlar, bir çırpıda aklıma geliverenler.

        Emin olun gerisi yazdıklarımdan fazla.

        Yani...

        Ege’nin sahip olduğu zenginlikten haberi bile yok.

        Öyle ya...

        Farkına varsa bunlara sahip çıkmaz mı?

        Diğer Yazılar