Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz yılın son yazısında CHP İzmir İl Kongresi’ni kaleme almıştım.

        Ve demiştim ki, ‘Son haftaya girilirken yarış adaylar arasında olmaktan çıktı, parti içindeki güç odaklarının mücadelesine dönüştü. Şu anda kimsenin adaya baktığı yok. Gözler, o adayın arkasındaki isimlere çevrildi. Güç odakları derken açmak gerek; ortada sonucu etkileyebilecek, dengeleri alt üst edecek ağırlıkta öyle bir grup yok. Bir Aziz Kocaoğlu var, bir de Kocaoğlu karşıtları...’ Yazının finalini de ‘Kısacası 7 Ocak öncesinde CHP İzmir İl Örgütü satranç tahtası gibi. Ama eminim 7 Ocak Pazar akşamı ‘şah mat’ yapacak olan yine Aziz Kocaoğlu olacak’ diye yapmıştım. Netice? Megalomanlık yapmak gibi olacak ama ne öngördüysem o oldu. Kimsenin ne kişiliğine, ne de partililiğine söz edemediği ama sırf Kocaoğlu önerdiği için çelme takılmaya çalışılan Deniz Yücel, CHP İzmir İl Başkanı seçildi. Sandık tutanaklarına yarışın kaybedeni olarak Utku Gümrükçü adı yazıldı. Tabii burada tartışılması gereken asıl kaybeden Utku Gümrükçü mü, yoksa O’nun kazanmasını sağlayarak Aziz Koaoğlu’nu mağlup etmek isteyenler mi?

        Yani..

        HEPSİNİN NEDENİ VAR

        2. kez Bornova Belediye Başkanı olması Kocaoğlu tarafından veto edilen Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır, Ali Engin karşısında kogre hezimetine karşı çıkılan milletvekili Tacettin Bayır, eş durumundan İzmir kontenjanına yazılmasına tepki gösterilen milletvekili Tuncay Özkan ve diğerleri mi?

        Gerçi bunu tartışmaya gerek yok. Sandıktan çıkan sonuç, asıl kaybedenin kim olduğunu anlatmaya yetiyor.

        Mesele, parti içinde söz sahibi olmuş, her biri kendince parti içinde çok sevildiğini ve sayıldığını, hatta sözünün dinlendiğini sananların neden kaybettiğinde... Bu sorunun cevabı sokakta gizli aslında... İki lafın birinde delege ve delegenin oyunu savunan ama delege olarak sadece içki sofrasını paylaştıkları ya da yakın çevrelerindeki 3-5 kisiden fazlasını tanımayanlar, kafalarını kumdan çıkarsalar gerçeği görürlerdi. Asıl delege sokaktaki insan, bu kentte yaşayan, Aziz Kocaoğlu’nu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı yapan halk değil mi? Sonucu da onlar belirlemedi mi zaten? Sözün özü şu:

        Aziz Kocaoğlu’nu günahıyla sevabıyla seven ve olduğu gibi kabullenen insan o kadar çok ki, sandığa gidenler işte o çoğunluğun hislerine tercüman oldu. Şu dakikadan sonra birisi çıkıp da kongrenin mağluplarına, ‘topunuz bir Kocaoğlu etmiyorsunuz’ dese ne cevap verecekler merak ediyorum doğrusu... Dilin kemiği yok...

        Derler mi derler...

        Diğer Yazılar