Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye turizmi bilmezken Selçuk sokakları turistlerle dolup taşardı. Çok değil daha 1980’li yıllarda ilçedeki pansiyon sayısı 100’ü aşmıştı. Yılın önemli bölümünde bu pansiyonlarda yatacak yer bulunmaz, turistler Kuşadası’na yönlendirilirdi. Turizmin getirdiği bereket ve zenginlik pek çok bölgeye örnek oldu.

        Bu arada bu refahtan pay almak isteyenler Selçuk’a akın etti.

        İlçe merkezi ve çevresinde turistlere yönelik devasa halı, deri, mücevher satan işletmeler açıldı peş peşe...

        Bereketli topraklar üzerinde kurulu Selçuk’ta turizm artık tarımı bile geride bırakır oldu...

        Ama ne yazık ki bugün o Selçuk’un yerinde yeller esiyor. Efes’e gelen ziyaretçi sayısı 3.5 milyondan 450 bine kadar geriledi.

        Sokakları dolduran turistlerin yerinde yeller esiyor. Her taraf kepenk indirmiş işletmelerle dolu. Dün turizmi umut görüp varını yoğunu bu sektöre yatıranlar arayış içinde.

        *

        Selçuk’ta turizmin geldiği bu durumu, Türk turizminin genel durumu ile ilişkilendirmek mümkün. Öyle ya, pek çok ülke Türkiye’yi güvensiz bölge ilan edince Efes’e can suyu olan kruvaziyer turları iptal edildi. Gemiler turist taşımayınca ne olacak? Oysa Selçuk’un burnunun dibindeki Pamukkale de o güvensiz bölge sınırları içinde.

        Ama gelen ziyaretçi sayısında en küçük bir gerileme yok. Keza Kapadokya’da da durum aynı.

        Selçuk kan ağlarken dolup taşan peri bacaları çevresine bereket saçmaya devam ediyor.

        *

        Efes, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmişken Selçuk’un turizmde içine düştüğü açmazı Türkiye’nin durumu ile ilişkilendirmek işin kolayı.

        Oysa dünün yerel yöneticileri egolarından arınıp Formula 1 gibi bir dünya etkinliğini ilçeye kazandırma becerisini gösterselerdi bugünkü

        tablo her halde bu kadar vahim olmazdı. Belki bu dakikadan sonra Formula 1 için yapılacak bir şey yok.

        Ama Selçuk’un turizmde ayağa kalkabilmek, eski zenginliğe kavuşabilmek için önünde yeni fırsatlar var. Birincisi UNESCO tarafından taçlandırılan Efes ve Meryem Ana’nın doğru ve etkin tanıtılması.

        Bu iş iyi yapılırsa hiçbir siyasi güç bölgenin yeniden kruvaziyer turların rotasına dahil edilmesine engel olamaz. İkincisi ise Efes ve Meryem Ana gibi değerleri de kullanarak Selçuk’ta turizmi çeşitlendirmek.

        Bu fırsat şu anda Selçuk’un önünde duruyor.

        Yerel yöneticiler ya kapıya dayanan bu fırsatı değerlendirecek, ya da geçmiş dönemin beceriksizliklerine kendilerininkini de ekleyecek.

        Diğer Yazılar