Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son zamanlarda, din alimi olduğunu iddia eden bazı yaratıklar fetva üzerine fetva yağdırıyor.

        Yaratık diyorum zira başka bir tanım bulamıyorum.

        Ülkede diyaneti yöneten kurumdan birileri çıkıyor, “sol elle yemek yemek günah” diye buyuruyor.

        Neymiş sadece “şeytanın sofrasında sol elle yemek yenirmiş!”

        Üstelik şeytanın sofrasına oturup gözleriyle görmüş gibi emin şekilde ifade ediyor. Aynı tür bıkmadan usanmadan kadın dövme yöntemi geliştiriyor. Bu ipe sapa gelmez fetvaların çoğu da belden aşağı. Biri çıkıyor, genç kayınvalidenin şehvet uyandırabileceğini söylüyor. Arkasından diğeri , yorganın şehvet uyandırabileceğini yumurtluyor. Giyim, kıyafet konusunda söylenenler zaten saymakla bitmez.

        Utanmadan kız çocukların evlenme yaşını her geçen gün biraz daha düşürüyorlar.

        Kısacası meydanı boş buldular, salladıkça sallıyorlar.

        *

        Bu yaratıkların yaptıkları resmen suç. Bütün bunlar toplumu tecavüze, cinsel saldırıya, sapıklığa sevk etmek değil de ne? Ülkede toplum düzenini bozmak, düzeni bozmaya yönelik söylemler ve eylemler su ise, bunlar neden suç kapsamına alınmaz?

        Kendilerini “alim” olarak niteleyen bu yaratıklarla mücadele etmek, bunları susturmak artık toplumsal bir görev.

        En çok da siyasi partilerin ve baroların görevi.

        AK Parti yapısından dolayı sessiz.

        MHP ise seçim öncesi aldığı pozisyondan dolayı gıkını çıkarmıyor.

        Ya CHP’ye ne demeli?

        Bugüne kadar ne yaptılar bu deli saçması fetvalar ve bunları yumurtlayanlar için. Bu yaratıklardan hangisi savcıların, hakimlerin karşısına çıkardılar. Kaçı için suç duyurusunda bulundular?

        *

        Meydanlarda, laikliğin, kadın haklarının tek sigortası olduğunu iddia eden o CHP var ya, iş uygulamaya geldiğinde üç maymunu oynuyor.

        İzmir’de “çocuk geline hayır” kampanyası başlatan kuaför Seval Alyürek, kampanyasını daha geniş kitlelere yayabilmek için Atatürk’ün partisine gitti. İstedi ki, “kız çocuklarımızın başına duvak değil, papatyalardan taç yakışır” yolundaki mücadelesini daha örgütlü bir şekilde yapsın.

        Önce, “tamam gel bir komite kuralım orada çalış” dediler.

        Kadın işi gücü bırakıp koşarak gitti.

        Neredeyse aradan bir yıl geçti, ama parmağını kımıldatan yok.

        O da çaresiz, kavgasını başladığı gibi tek başına sürdürmeye karar verdi.

        Bu durumda yarın öbür gün sapıklardan korkuya insanlar sokağa çıkamaz hale gelirse, diğerleri kadar CHP de sorumlu olmayacak mı?

        Diğer Yazılar