Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kongre sürecini tamamlayan CHP, resmen seçim havasına girdi.

        Şu anda örgütün gündeminde tek bir konu var; Aday belirleme yöntemi...

        Kendisini partiye adamış, siyaseti meslek edinmiş olanlar “ön seçim” diyor, başka bir şey söylemiyor.

        Tek istedikleri gerek yerel seçimlerde, gerekse genel seçimlerde söz hakkının delegeye verilmesi.

        Dışarıdan bakıldığında son derece masum ve demokratik uygulama gibi görünen bir talep bu.

        ÖDÜN VERİLMELİ

        Ancak CHP’de delege seçimlerinde yaşananları bilenlerin bu ısrarcı istek karşısında resmen tüyleri diken diken oluyor.

        Çünkü herkes biliyor ki, delegenin oyu ile bir yere gelebilmenin yolu ödün vermekten geçiyor.

        Hele yerel seçimlerde bu ödünlerin ardı arkası yok. Destek karşılığı kadro vaadi mi ararsın, iş garantisi mi?

        Hele hele delegeler üzerinde hakimiyeti olan biri varsa iş daha da büyür.

        O zaman bir de meclis üyelikleri için pazarlıklar başlar.

        Dillendirilmese de kapalı kapılar arkasında yaşanan gerçek aynen bu.

        Neticede de her zaman delegenin gönlünü çelen o ön seçimin galibi olur.

        Şimdi şöyle bir düşünün.

        Yasalarımıza göre her vatandaşın seçilme hakkı var.

        Buna kimsenin itirazı yok.

        Ama özellikle belediye başkanlığı liyakat isteyen bir görev.

        O koltuğa oturacak kişi sadece delegenin ve partilinin değil, koca bir kentin başkanı olacak.

        Peki böylesine önemli bir konuda sadece parti delegesinin, üstelik anlatmaya çalıştığım koşullarda bir kentin kaderini çizmeye hakkı var mı?

        Bu nedenlerden dolayı, CHP içinde ön seçime karşı çıkanlara hak vermemek mümkün değil.

        Oysa parti belediye başkanlığı ve meclis üyelikleri için bir kriter belirlese, sadece bu özellikleri taşıyanlar aday olabilse neyse.

        O zaman belki ön seçim uygulaması su kaldırabilir.

        Ya da parti yönetimi, başkanlığa uygun 3-5 isim belirleyip, tercih için delegenin görüşünü sorsa.

        Buna da kabul.

        Ama sırf delegenin tercihi ile bu tercih yapılırsa o zaman dikiş tutmaz. Zaten bugüne kadar parti yönetiminin özellikle belediye başkanı belirlemede dizginleri delegeye bırakmaması da bu yüzden.

        Elbette parti yönetiminin de hatalı tercihleri olmuyor değil.

        Ama bu iş delegeye bırakılmış olsa görürsünüz o yanlış tercihler bile mumla aranır.

        Diğer Yazılar